10.KAYBOLAN PARÇA

65 0 0
                                    

Bölüm şarkısı: Heartburn - Wafia

Şiddetle ama şiddetle dinlemenizi tavsiye ediyorum. Dinleyin.

Umarım beğenirsiniz. Oy ve yorumlarınızı bırakmayı unutmayım.
Teşekkürler!

-


MAYIN TARLASI

10.BÖLÜM: KAYBOLAN PARÇA

-

Söylenecek pek bir şey yoktu, bu dünyadaki en büyük korkun ne diye sorsalar; birinin gözlerime son kez baktığını bilmeden onu kaybetmek, derdim. Son kez güldüğünü, konuştuğunu bilmeden onu sonsuz bir vedaya uğurlamak; bir daha konuşamayacağını fark ettiğin an kalbini kaplayan boşlukla beraber ayakta durmaya çalışmak çok ağırdı. O yük omuzlarıma bindiğinden beri altında ezildiğimi fark etmiştim, biraz daha yüklenirsem yürüyememekten korkuyordum.

Mantığım henüz neler olduğunu kavrayamamıştı ancak duygularım beni harekete geçirmişti, bacaklarım hızlandı ve ringe doğru kalabalığın arasında koşmaya başladım. Burak ile Arda, benim ayıldığım süre boyunca Kaan'ı kaldırmıştı ve ringden çıkarıyorlardı. Nereye götürdüklerini bilmiyordum ancak hemen peşlerine takıldım.

Dışarıya çıktılar. Arda, üzerindeki ceketi çıkarıp Kaan'ın üzerine attı ve Kaan'ın arabasına yöneldi. Burak arabayı açtığında dikkatlice Kaan'ı arka koltuğa bindirmişlerdi.

"Defne," Burak yanıma geldi. "Kaan'a yardım etmen lazım."

Hayır, Kaan'a yardım lazım. Böylesi daha kötü.

"Defne," dedi ısrarla Burak. Sabırsızlanıyordu. "Hadi, arabaya bin. Kaan'ın evine gidince oradaki malzemelerle gerekli olan şeyleri yapman lazım ama şimdi bir şekilde kanamasını durdurman gerek."

Bir iç çektim. Yağmurun hâlâ yağdığını fark edince yüzüm buruştu, kafamı arabaya çevirdim. Arda telaşla bana bakıyordu, Kaan ise ayılmamıştı. "Tamam," Boğazımı temizledim. "Yaparım ama hastaneye gitmemiz gerek. İyi değil."

"Hadi," dedi diğer dediklerimi önemsemeden. Kaan'ın yanına geçtim ve üzerimdeki montu çıkardım. Göğsündeki şişlikleri es geçerek bıçak yarasına baktım, hâlâ kanıyordu. Yutkunup ellerindeki bandajları çıkardım ve hepsini bir arada toplayarak yarasına bastırdım. Kanaması en azından durursa müdahale etmeleri daha da kolaylaşırdı.

Yarasına tekrar sıkıca bastırdım ve gözlerimi yüzüne çıkardım. Yorgunluğundan eser kalmamıştı, sonuna kadar dayanmaya çalışsa da o bıçak tenine saplandığında daha fazla dayanacak gücü kalmamıştı. Kötü şeyler olacağını hissetmiştim ancak yine de halledeceğini düşünmüştüm ama halledememişti.

İyi değildi.

Arabanın hızını fark ettim ve kafamı kaldırıp yola baktım, bir hastaneyi geçtiğimizi görünce kaşlarım çatıldı. "Hastane vardı, neden girmedin?"

Şoför koltuğundaki Arda ses çıkarmadı.

"Arda," Kafamı kaldırıp aynaya baktım. "Hastaneye gitmemiz gerek."

"Hastane olmaz," dedi Burak. "Hastaneye gidersek işin içine polisler karışır."

"Ne?" dedim şokla. "Ne diyorsunuz ya? Görmüyor musunuz ne hâlde olduğunu? Arda!" Aynaya baktığımda bir süreliğine göz göze geldik. "Hastaneye sür!"

MAYIN TARLASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin