11. BÖLÜM

756 42 37
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Bts ' The Truth Untold

ThxSoMch ' Spit in my face

ThexSoMch ' Hate

Seksendört ' Yara

1 HAFTA SONRA

İnsan kendi yolunu kendi seçer.

İnsan gideceği yolun, ateşten mi yoksa çiçeklerden mi varolduğunu bilmese bile.

Yolun önce kapısı görünürdü. Düz taştan oluşurdu her ikisi de. Ama bu yanıltıcıdır. Tamamen bir oyun, bir kandırmacadır. O yolun sana önceden neler getireceğini bilmesende seçim tamamen sana kalmıştır ve bazen seçtiğin o yolun sonu bile olmaz. Çünkü oraya hapsolur, ateştense eğer yolun; erirsin, kül olursun, ölürsün ama ölsen bile sonsuza dek orda yanmaya mahkum kalırsın. Çünkü beden erir, kül olur hiçbir kırıntı kalmaz geriye, oysa ruhun yapışır o yolun dar sokaklarına.

Kimse ruhunu sökemez, alamaz; kimse sesini duyamaz. Yanarsın. Çığlık atarsın. Sesin sana ulaşır fakat o yola girmekte olan ve yeni yeni erimeye başlayan insanlar seni bir türlü duyamaz. Onlar sana yardım edemez ve onlar zaten kendine bile yardım edemez! En sonunda sen sonsuza dek kendi çığlıklarına hapsolor, onlarla yaşamak zorunda kalırsın. Alışırsın fakat sadece alışmakla kalırsın. Acı çığlıklarının sesi hiçbir zaman kesilmez. Ve sonra onları görmezden gelmeye başlarsın. Bu ise en korkutucu olanıydı. Kendi zihninin acı dolu çığlıklarına hapsolup onlarla yaşamak zorunda kalmak en zor olanıydı.

Ben ilk defa seçim yapacağım her iki yolun başını da görmüştüm. Görmeme rağmen ateşe yürümüştüm. Çünkü ben hayatım boyunca yanmaya meyilliydim. Çünkü benim yolum sadece ateşten varolabilirdi.

Zor olan yolu seçiyorsun, demişti bana ama bunu söylemesine gerek yoktu çünkü ben zaten o yola aittim. Görmeliydi, gözlerimdeki ateşi görmeliydi ve işte o zaman bana seçecek bir yol vermemesi gerektiğini anlaması gerekliydi. Eğer gözlerimdeki o ateşi gördüyse, o ateşte kendisinin de yanacağını bilmeliydi.

Beni yürütmeye zorladığı o yolda ve o ateşte onu da yakacaktım.

Çünkü ben çok yanmıştım. Kinim o kadar büyüktü ki hiç şüphesiz bana dokunanı yakar, küle çevirirdim sonra da o küllerinden heykelini diker onunla eğlenirdim.

Çok derinden bir nefes aldım.

İçinde oturduğum büyük çardakta güneş ışınları azda olsa yüzüme vururken, dizlerimi kendime çektim kollarımı dizlerime sardığımda kafamı bükmüş olduğum dizlerimin üstüne koydum. Güneş olmasına rağmen havada her zamanki gibi keskin bir soğukluk vardı. Soğuktan nefret etmeme rağmen beni etkilemiyordu, belki de umursamıyordum artık.

KARA PİYON Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin