Kıraç ' YıkıkHiç kendi içinizdeki aydınlığı bulma umudu ile bile bile girdiğiniz karanlık sokakların çıkışı olmadığını gördüğünüzde büyük bir hayal kırıklığı ile o duvarların dibine çöküp ağladınız mı?
Ben çok ağladım. Benim çıkmaz sokak duvarlarım çoktu. Benim aydınlığa giden yolum karanlık sokaklardan geçiyordu.
Belki de bu yüzden hiç aydınlığa çıkamamış hep çıkmaz sokaklara denk gelmiştim.
Belki de benim yolum doğru olan yol değildi. Belki de ben, sırf aydınlığa ulaşmak için durmadan yanlış yollara sapıyordum.
Ve belki de ben, içine girdiğim o karanlık sokaklardan çıkmayı değil, yalnızlığımı örtmesi için birinin gelip yoluma yoldaş olmasını istiyordum.
Tekrar yürüyordum. Bir kez daha aydınlığı bulmak umudu ile karanlık bir sokağa girmiş, o duvara denk gelip hayal kırıklığı ile orada oturup ağlamak için hiç durmadan yürüyordum.
Çok az kalmıştı fakat bu sefer biri ellerime ve ayaklarıma prangalar vurdu ve buna engel oldu.
Üzülmeli miydim, yoksa sevinmeli mi? Bilmiyordum ama bu sefer hayal kırıklığı ile oturup saatlerce ağlamayacaktım. Beni yolumdan döndürdü ve bana kendi seçtiği bir sokağı gösterdi. Dediğini yaptım. Ona inandım. Ona bile bile kandım. Kukla bendim ve girdim o sokağa. Dolaştım. Deli divane oldum. Bir sürü şey yaşadım, ağladım, güldüm, acı çektim, sevgiyi tattım ve aşkı. Her şeyi yaşadım. Her şeyi. Yaşamadığım hiçbir şey kalmadı. Fakat en son yine hayal kırıklığına uğradım. Çünkü bana gösterdiği sokağın, benim seçmiş olduğum o sokaklardan hiçbir farkı yokmuş ve kendi gibi kapkaranlıkmış.
Ben o karanlığı görememiştim, çünkü kör olmuştum. Aşktan. Hayır yalan. Aşk yolumu aydınlatmıştı.
Bazen aydınlık bile seni kandırabiliyordu.
Bazen karanlık senin sahte aydınlığın olabiliyordu.
Ve bazen sen, bile isteye o sahte aydınlığa kanmak istiyordun.
Bu bendim. Baştan beri görmüştüm. Çünkü tekrardan hayal kırıklığına uğramak için girmiştim o gösterdiği sokağa.
Peki bütün bu sokaklarımın bir gün çıkışı olacak mıydı?
Gerçek aydınlığa.
Onu da bilmiyordum ama karşımdaki masmavi denizin bir çıkışı olduğundan emindim. Gözümün önü tamamen bulanıklaştığında ulaşmam gereken hedeflerim aklıma düşmüş bu sefer vazgeçmiştim yapacağım şeyden.
Bu yüzden kendimi atma gibi saçma sapan bir düşünceyi zihnimden hızla silmeye çalıştım. Geri çekildim fakat o sırada ayağımın kayalıkların üzerinde kum gibi birikmiş olan toprakta kayması ile çığlık attım ve boşluğa doğru düşmeyi bekledim. Öyle olmadı. Saniyelik bir hızla belimde hissettiğim kollar beni aynı saniyede tutarak düşmeme engel olmuş ve büyük bir hızla geriye doğru çekilmişti bedenim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA PİYON
Algemene fictieGeçmişten yaralı bir kız birdenbire hayatında beliren yabancı ve belirsiz bir adamın ihtirasıyla karşılaşırsa ne olur? Peki ya geçmişte kaldı sandığımız insanlar tamamen geleceğimizi belirlediyse. O zaman ne olur? Geçmiş her şeyi altüst edip gelece...