Yorumlarınızı bekliyorum. Tabii oylarınızı da. Okuduğunuza dair kendinizi belli ettirin lütfen. Yazdığım satırlara ufak da olsa bir iz bırakmanız beni çok mutlu edecektir. Sevgiler, keyifli okumalar. 🖤
Shontelle ' İmpossible
Her son bir başlangıcı getirir miydi beraberinde?Klişe bir sözdü.
Her şey bitmişken, senin kemiklerin kırılmışsa, kırılan sadece kemiklerin değil de ruhuna kadar parçalanmışsan eğer; yeni bir başlangıç doğar mıydı o sondan?
Hiçlikten doğan başlangıçlar seni ne kadar ayakta tutabilirdi ki? Sonu yaşadığında, her şey senin için bittiğinde, bütün umutların yok olduğunda; yeşeren başlangıçlar ne işe yarardı, senden geriye hiçbir iz kalmamışsa eğer.
Şayet kalp ölürse eğer iskeletten varolan bedenin görünmez olur. Çünkü o sırada beden sadece kendine şeffaf olan toprağın altında çürümekle meşguldur.
Eğer kalbinle birlikte tükenmişse umutların senden başka kimse sana yardım edemezdi. Sen ise, kendine yardım edemezsen eğer işte o zaman vah hâline, şayet güçlü olup da o başlangıçları göremezsen eğer kendini tekrardan bir sona yaklaşırken bulursun.
Ben hep sonları yaşamıştım. Çünkü yaşadığım tek bir son, diğer bütün sonlarımın başlangıcıydı...
Şimdi ise bir sona daha gidiyordum.
Gözlerim aynadaydı. Uzun uzun baktım yüzüme, kendimi inceledim, saçımı düzelttim. Tatmin olmadım ve bütün bunları tekrar yaptım. Son bir saattir sürekli yaptığım gibi.
Yapıyordum. Bugün o dosyayı çıkartacaktım. Sonra bir karar vermiştim kendimce. Eğer başıma bir şey gelmezse, işte o zaman kendime cesaret aşılayıp Ceren'i arayacaktım. Her şey ile yüzleşecektim. Hayatımda korktuğum tek insan olan Ceren'den bu sefer kaçmayacaktım.
Çünkü bazı şeyler yaşanması gerekir.
Tıpkı birazdan olacaklar gibi.Boy aynasından son kez kendimi kontrol ettim. Üzerimde bulunan açık pudra pembesi ince blazer ceket, ceketin içine giydiğim beyaz bir bluz altımda ise siyah kumaş bir pantolon vardı. Tam bir öğretmen rolüne bürünmüştüm. Kaşlarımı çattım aynaya bakarken. Ya da öyle mi görünüyordum? Disiplinli, tatlı, genç bir öğretmen.
Tamam tatlı değildim.
Arkamı dönerek topuklu ayakkabıları da giydiğimde çantamı ve anlatacağım konunun olduğu dosyayı elime aldım, beklemeden çıktım odadan. Söylenip duruyordum ama birdenbire içine düştüğüm bu ortam benim ilgimi çekmiyor değildi. Kendi hayatımdan alınıp başka bir hayatın tam ortasına konulmuş gibi hissediyordum. Girdiğim yer çeşitli bilmecelerin döndüğü bir oyun platformu gibiydi. Hâlâ bazı endişelerim vardı. Mesela ben o dosyayı çıkarınca ne olacaktı?
Endişemin yanında ise merak vardı. Çünkü gideceğim yolun sonunda bazı beklentilerim vardı. Aptallıktı belki ama girmiştim işte. Şimdi şu kapıdan çıkıp eve gitsem o adam belki de her şeyi kafasına koyduğu gibi söylediklerini gerçekten de yapacaktı ama ben artık istiyor muydum gitmeyi?
İşte burası bir soru işaretiydi. Ben de bile. Merdivenleri indim yavaşça, oturma odasına girdiğimde içeride bulunan bütün başlar bana dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA PİYON
Ficción GeneralGeçmişten yaralı bir kız birdenbire hayatında beliren yabancı ve belirsiz bir adamın ihtirasıyla karşılaşırsa ne olur? Peki ya geçmişte kaldı sandığımız insanlar tamamen geleceğimizi belirlediyse. O zaman ne olur? Geçmiş her şeyi altüst edip gelece...