'Hayat dediğimiz bu lanet oyun'
"Oyuncumuz sakatlandı! Dikkat! Beni duyan var mı?! Oyuncumuz sakatlandı, söylüyorum!"Futbol oynarken bana çarpan ağır bir top yüzünden gözüm morarmıştı.Gözlerim yaşarırken (ağladığımdan değil, kendi kendilerine sulanıyorlardı) doktorlar koşarak futbol sahasına girdiler ve ellerinde ilkyardım çantasıyla yanıma geldiler.Elimle gözümü tutarak ayağa kalktığımda doktorlar yardım etti ve oyundan çıkarıldım.Yerime başka bir oyuncu alındı.
Doktorlara tek başıma gidebileceğimi söyledim ve stadyumdan çıkınca eve doğru yola koyuldum.Hastaneye gitmek istemiyordum.Hastane fobim vardı.
Evet vardı.Ben Kim Taehyung.
Ünlü Koreli futbolculardan biri.
Çocukluğumdan beri futbolcu olmak istiyordum, sonra bu isteğim üniversite yıllarında vazgeçilmez bir hayale dönüştü.Ama tabii ki bir kişi dışında kimse beni desteklemedi.Ailemde bunu hiç istemedi.Ama ailem hayatını kaybettikten sonra bir futbol kulübüne üye seçildim.Ve böylece hayat devam etti.İyi yaşıyorum diyebilirim ama içimdeki boşluk hissi beni her zaman onun yokluğuyla baş başa bırakıyor.
Çok özlüyorum.
Arabayı evin önüne park ettikten sonra gözlerimdeki ağrıyla eve girdim. Doktorla birlikte hastaneye gitmeliydim.Doktoru dinlemediğime pişman oldum.
Ben iç geçirip kendimi koltuğa atarken büyük mutfaktan tabak çanak sesleri biterken yaşlı hizmetçi yanıma geldi.
"Oğlum gözlerine ne oldu?"
O sadece evimizin bir çalışanı değil, aynı zamanda tek başıma yaşadığım bu evin bir üyesi gibiydi.Bana her zaman annem gibi davranmıştı.Bu iyi hissettiriyordu.
"Futbolda da sakatlandım."
Dediğim sözlerle gözleri bir anda büyüdü, yanıma gelip koltukta yanıma oturdu ve elini morarmış gözüme koydu.
"Oradaki hayranlardan ve gazetecilerden kaçmayı nasıl başardın?"
Kadının yüzündeki ifade beni güldürdü.Haklıydı, onlardan kaçmak çok zordu.Ama bu sefer doktorlar sağ olsun beni ambulansa bindirdikten sonra benim isteğim üzerine ıssız bir yerde inmeme izin verdiler.Ve sonra eve geldim bende.
Neler olduğunu olduğu gibi kadına anlattım.
"Doğru yapmadın! Hastaneye gitmeliydin!"
Ani bir çığlıkla kafamı sertçe kanepenin başlığına yasladım ve iç çektim."Teyze lütfen bağırma, havamda değilim. Zaten oyuna da devam edemedim."
Söylediğim sözler üzerine ellerini saçlarıma koydu ve okşamaya başladı.
Dediğim gibi, beni annem gibi hissettirdi.Elleri saçlarımın telinde gezinirken konuşmaya başladı."Önemli olan hayatta kaybetmemek"
Sözleri beni acı bir şekilde güldürünce, "Ben zaten hayatta çoktan kaybetmiştim" dedim.
Ama yüzünde gülümsemeden eser yoktu.Sadece üzgündü.
"Daha yirmi dört yaşındasın, ne kaybetmekten bahsediyorsun şimdi?"
Elleri hala saçlarımdayken uyku getiren bir ses tonuyla konuştu.
Bense gözlerimdeki ağrıdan gözlerimi açamıyordum."Aşkı bir kez tattınız ve bu aşk vaktinden önce kökünden sökülürse kaybetmekten de beter olur."
Söylediğim sözlere acı acı gülümsedi.
Şimdi ne dediğimi daha iyi anlamış gibiydi.Gözlerimdeki acıya dayanamadım, "Doktora gideceğim" dedim derin bir nefes alarak."Gitmen için illa eski arşivi açmamız mı gerekiyordu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~MAHPERI||TAEKOOK~
FanfictionDört yıl sonra Taehyung, öldüğünü sandığı sevgilisi Jungkook ile karşılaşır •Semetae •UkeKook