"Gün olur da neşen, neyseye dönerse, yaşadığın hayal değil, hayat kırıklığıdır."
Adresi benden öğrendikten sonra hizmetliden aldığım habere göre Jungkook oğlunu almış, hatta çocuk Jungkook'un durumundan korkacak bir noktaya gelmişti.Oğlu için endişelenmesini anlıyorum ama bu kadar hassas olması abartılıydı.Ne de olsa ben kötü biri değildim, oğluna zarar vermezdim ki..Namjoon ile karakoldan ayrılmış, tüm grup içki içmek için bara gelmiştik.
Elbette, onu kurtardığı. için Jungkook'tan büyük bir teşekkür beklemiyordum.Ama yaptığı da büyük bir haksızlık değil miydi?"Yaşadığını neden bize söylemedin?"
Jimin'in sorusuyla kafamı masadan kaldırdım ve yüzüne baktım.Gerçekten neden söylemedim?Beni ne tuttu?
"Bilmiyorum dostum, bilmiyorum.."
Hayatı kaybetmekten daha kötü bir şey vardır: Hayatın anlamını kaybetmek derler ya.. ben ikisini de aynı anda kaybettim.Hayatımla birlikte hayatımın anlamını da kaybettim.
Bu en kötüsüydü."Ona ne zaman söylemeyi düşünüyorsun? Bu daha ne kadar sürecek?"
Yoongi viskisini yudumlarken sorusuyla birlikte bardağı masaya koydu.Parmaklarımı bileğimdeki yanık izinde gezdirirken, "Sanırım asla... Onun hayatını mahvetmek istemiyorum. Bensiz çok iyi yaşıyor." Dedim.
Haklıydım.
Ama sonuçta,artık aramızda hiçbir şey yokken, hala onun mutluluğunu nasıl düşünebilirim?
Ben aptaldım, aptal.
Aşık bir aptal."Bir gün seni kesinlikle tanıyacak Taehyung. Hayatına kaldığın yerden devam etmek istiyorsan ondan uzak dur. Psikolojisi hiç iyi değil. Karakolda durumunu gördün."
Namjoon'un sözleri benim için zordu.Onu yeni bulmuşken ondan nasıl uzaklaşabilirdim?Üstelik yıllarca hasret çekerken..
Yapamazdım."Senin için zor biliyorum ama buna mecbursun"
Jimin başını Yoongi'nin omzuna yaslayıp uykulu bir şekilde konuştuğunda konuşmayı "Namjoon, uyuşturucu olayını araştırdın mı?" şeklinde değiştirdim.
Namjoon esnedi, "Hala araştırıyorum, Jungkook hastanedeki odana giderken çantasını koridorda unutmuş, bu yüzden yarın koridordaki kamera kayıtlarına bakacağım."Cevabı beni rahatlatmıştı.Ona teşekkür ettikten sonra yeni bir şişe alkol açtım ve hepimiz için doldurdum.Şimdi hepimiz acımı paylaşıyoruz..
"En iyi arkadaşımın yaşadığına hala inanamıyorum..Keşke şimdi ona sarılıp birlikte kutlayabilseydik."
Hoseok viskisini içer içmez söylediği sözlerle masada uyuyakalmıştı.Çocuk gibiydi, hiç içemezdi.
"Çocuğun adı ne?"
Yoongi'nin sözleri beni acı bir şekilde güldürmüştü."Taehyung." Dedim, ben hala gülerken herkes bana şaşkınca baktı.Yavaş yavaş gülüşlerim kahkahaya dönüşmüştü. Hoseok da duyduklarına şaşırmış halde uyandı o an.
"Taehyung.." diye tekrarladım, gülerken gözlerim dolmuş bir şekilde.
Gülerken ağlamaktan daha acı ne olabilirdi ki bu hayatta?"Aslında bir fikrim var.." Jimin'in ne düşündüğünü tam olarak biliyordum, bu yüzden "Bu asla olamaz." diyerek anında sözünü kestim.
Onun düşüncesiyle kendime boş umut veremezdim.Dediğim gibi, acı çeken yine ben olacaktım.
Yıllar sonra onunla tekrar tanıştıktan sonra sadece onu rüyalarımda görüyorum.Daha önce hastanedeyken bile, onu, Jungkook'u rüyamda gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~MAHPERI||TAEKOOK~
FanficDört yıl sonra Taehyung, öldüğünü sandığı sevgilisi Jungkook ile karşılaşır •Semetae •UkeKook