|12|

3K 214 93
                                    

'Geçici şeylerle dolu bir dünyada, kalıcı bir duygusun'


Yüzüme düşen güneş ışığıyla esneyerek gözlerimi kırpıştırıp etrafı taradım.
Başımda ani bir ağrıyla elimi saçlarımın arasından geçirirken diğer elimdeki kolyeyi fark ettim.
İçinde yanan resimlerimizin kalıntıları olan o kolye.

Diğer odadan Jungkook'un ve oğlumun sesleri gelir gelmez kolyeyi hızla komodinin üzerine koydum.Oğlum demek ne garip bir duygu.Onunla geçiremediğim güzel zamanların hem sevincini hem de acısını hissettiriyor bana.

Odanın kapısı çalınca ne yapacağımı bilemedim.Kendimi çok heyecanlı hissediyordum.Çok sevdiğim adamın ve oğlumun evindeydim.Belki de bu tatlı heyecanı yıllar sonra tadıyordum.
Bu duygunun yerini hiçbir şey tutamazdı.

"Amca? Uyanıksan gel kahvaltı yap"

Amca..Bir kelimenin bir insanı incitebileceğinden fazlasını hissettim o an.Bu zamana kadar yanında olsaydım, bana 'baba' diyebilirdi.
Benim hatam mıydı?
Benim değildi, ebeveynlerinin hatasıydı.
Affedilemez günah.

Yavaşça yataktan kalkıp aynanın karşısına geçtim.Saçımı düzelttikten sonra kapıya gittim kapıyı açıp salona geçtim.

Jungkook, Jin ve küçük Taehyung masanın etrafında toplanmış, kahkahalarla kahvaltılarının tadını çıkarıyordu.Gözlerim Jungkook'un gülümsemesine takıldı, çok güzeldi.Her zaman olduğu gibi.

"Uyandın mı, masaya gel, hadi!"

Kocaman gülümsemesi tavşan dişlerini gösterirken gözlerimi ondan alamıyordum.Benim ona baktığımı görünce gülümsemesi yavaş yavaş yüzünde soldu.Hemen bakışlarını kaçırdı.Onu rahatsız ediyordum.
Ya da bakışlarım ona çok çirkin geliyordu.

Dudağımın bir tarafını kıvırıp uykulu bir şekilde masaya oturdum.
Oğluma baktığımda uykusu gelen ve hala uyumak isteyen bana güldüğünü gördüm.Dudaklarımı büzerek ona gülümsedim karşılık.Hareketimle kare şeklindeki gülümsemesi daha da genişledi.

"Tekrar uyumak mı istiyorsun?"

Taehyung'un söylediği şeye yavaşça başımı salladım, istiyordum hemde çok.
Burada gerçekten evim gibi hissetmiştim, yaşadığım dört duvarlı odadan daha sıcak hissettirmişti bana.

Düşünceler içinde yemek yerken bir yandan Jungkook'a baktım,gizlice beni izliyordu ve bazen yemek sırasında gözlerimiz buluşur, hemen bakışlarını benden kaçırırdı.Sanırım nedenini asla öğrenemeyeceğim.

Ona her şeyi anlatmaya gelince, henüz hazır değildim.Belki de onu sonsuza kadar kaybedebilirdim.Ve onu ikinci kez kaybetmenin bedelini sadece ölümle ödeyebilirdim.

Onsuz yaşayamam.
O aldığım nefesken, onu kaybederek nefessiz yaşayamazdım.

Cebimdeki telefon titreyince, sessizde olan telefonu almak için pantolonumun cebine uzandım.

Namjoon'dan 12 arama.
Bu kadar önemli olan neydi?

"Buna cevap vermeliyim"
Sessizce yemeğini yemeye devam eden Jin, söylediklerim karşısında irkilmişti
Düşüncelere dalmış olmalı.

Telefonu gösterip salondan çıktığım an koridorda telefonu açıp kulağıma götürdüm. "Namjoon?" dedim kaşlarımı çatarak,anında cevap geldi. "Günaydın diyecektim ama günaydın değil maalesef"

Yine aptalca şakalar.
Onun boktan şakalarından bıkmıştım, komik olduğunu düşünüyordu.

"Hemen konuya gir lütfen.Birçok kez aradığı için önemli bir şey olmuş gibi görünüyor."

~MAHPERI||TAEKOOK~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin