|5|

4.1K 242 89
                                    

'Yaralı kalpler, gökyüzündeki ağır bulutlar gibidir'

"Onu rahat bırakın! Lütfen yol verir misiniz?" Jungkook, arabanın etrafında toplanmış olan insanları iterek bana doğru yürüdü.Gazetecilerin açık bıraktığı arabanın kapısına ulaştıktan sonra kapıda duran adamı kenara çekti ve beni bu cehennemden kurtarabilirmiş gibi elini bana uzattı.Sanki bu durumda olmamın sebebi kendisi değilmiş gibi.

"T-taehyung..iyi misin?"

Yıllar sonra ismimi onun sesiyle duymanın etkisiyle gözlerimden yaşlar yavaş yavaş aktı ve diğerlerine karıştı.
Bana uzattığı eline ve sonra yüzüne bakarken transa geçmiş gibiydim.Duyma,konuşma yeteneğim gitmiş gibiydi.

"Sen diğer koltuğa geç ben arabayı kullanırım iyi görünmüyorsun.İstersen hastaneye gidelim."

"Kurtar beni," dedim zar zor konuşabiliyorken, yaklaşımının artan parıltısı gözlerimi yok etmişti.
Sözlerim gözlerinin nedenini bilmediğim bir şekilde dolmasına neden olurken diğer koltuğa geçtim.
Dışarıdan gazetecilerin sesi gelmeye devam ederken, sürücü koltuğuna oturdu ve hiçbir şey söylemeden arabayı çalıştırmaya çalıştı.

Elleri titriyordu.
Bu yüzden birkaç denemeden sonra arabayı çalıştırabildi.

Beni anladık ama onun sorunu neydi?

Derin bir nefes aldık ve sonunda yola koyulduk.Arabadan suyu alıp içince biraz kendime gelir gibi oldum.

"Teşekkür ederim."

Hafifçe mırıldandığımda bana baktı ve yola dönerek "Önemli değil" dedi.
Ama benim için çok önemli olduğunu bilmiyordu..

Yol boyunca onu dikkatle izliyordum, ona baktığımı bildiğini biliyordum ama umursamadım. Belki yarın da o günkü gibi onsuz olabilirdim.Bu yüzden her saniye onu izlemek istiyordum.Ben onu takip ederken bazen bana bakar, hiçbir şey söylemeden endişeli bir şekilde yola dönerdi.

Ona her an geçmiş anılarımızı hatırlatmak istiyordum ama nasıl tepki vereceğini bilmiyordum.Belki eskisi gibi yan yana oturup omuz omuza ağlardık ve anıları yad ederdik ya da en kötüsü sinirlenip ondan neden ayrıldığımı sorması olurdu veya benimle bütün bağlarını koparırdı. ailesiyle mutlu mesut yaşamaya devam eder.

Görünüşe göre asla mutlu olmak için yaratılmamışız.

"Arabayı durdur"

Bana şokla bakarak "Sorun ne?" dedi.
Sorunun yakın olmamız olduğunu anlamıyordu. Bense artık dayanamıyordum.

"Çık dışarı, arabanı kendim kullanabilirim."

Sertliğim onu incitmiş olmalı ki Jungkook, "Yanlış bir şey yaptıysam özür dilerim, ama dikkatin dağılmış görünüyor, bu yüzden arabayı kullanmana izin veremem." dedi.

Sadece iç çektim ve yüzüne baktım.
Arabayı kenara çekti, bana baktı ve gülümsedi ve "Tabii ki yeni komşumu ve daha yeni arkadaş gibi olduğum kişiyi yalnız bırakamam" dedi.

Gözlerimi gözlerinden ayırmadan konuştum, "Sen hep böyle dostun kıymetini bilen biri miydin?"

Sorum ona garip gelmiş olmalı ki şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı.
Kendimi tutmalıydım biliyorum.Ama ben onun bu dört yıla hasretine deli olurken, onun bu kadar mutlu ve rahat yaşıyor olması beni mahvediyor,çıldırtıyordu.

"Bu soru ne şimdi?"

"Arkadaşlarını, yakınlarını önemsiyor olman ne güzel. İyi ki böyle bir komşum var" dedim sadece.
Ve sahte bir gülümseme takındı ama heyecanlı olduğu belliydi.

~MAHPERI||TAEKOOK~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin