YANILSAMA ( TAMAMLANDI.)

33

Gece saat üçe gelirken ben yorgunluktan bayılmak üzereydim odaya gidip dinlenmek istiyordum ama Erkan' a da söz vermiştim.

İşten fırsat bulup Erkan'a yarım saat sonra ara vereceğimi söylemiştim. Çok fazla zaman geçmemişti ki kapının önünde olduğuna dair mesajını almıştım.

Kafetaryaya geçmesini söyleyip işime devam ettim. Yaşlı bir teyze beni esir almıştı resmen "teyzecim sadece
tansiyonunuz biraz yükselmiş, gerçekten başka bir şeyiniz yok." Diye kadını ikna etme serüvenim sonunda, onun beni ikna etmesiyle son bulmuştu.

Kadını arkadaşıma teslim edip soluklanmak için kafetaryaya hızlıca çıkmıştım. Karşımda beni otuz iki diş sırıtarak bekleyen bir Erkan görmek bana kendimi iyi hissettirmişti.

" merhaba ." Deyip ufak bir sarılma bahşettik birbirmize. Yerimize oturduğumuzda

Hiç lafa girmeden " Ne içersin ." Diye sormuştum.

" Ne oldu sen mi ısmarlıyorsun yoksa."

" Hayır o da nereden çıktı siparişi ben veririm parası senden. "

Dediğimde yine güzel gülümsemesi benimleydi.

" Gerçekten bütün gün gülmeni sağlamak isterdim . Hayatımda gördüğüm en güzel gülüş senin olabilir."

" zaten sürekli gülüşüme iltifat et başka ağzından güzel laf çıkmasın senin ."

" bunu hiç duymayanlar da var haline şükret hemen."

" Bu duyamayanlar kaç kişi tam olarak ."

" Ne yapacaksın. "

" Ona göre rakip sayımı bileyim dimi."  Dediğinde konuyu değiştirmek istedim sebepsizce....gerçekten ondan başka kimseyle görüşmüyordum ama o an bunu ona söylemek istemedim.

Aslan mevzusu da konunun tamamen dışındaydı. Onu görüştüğüm , takıldığım insanlar arasına asla koyamazdım. Hem o imkan verse bütün güzel sözlerim onun için amadeydi.

Aslan benim için  gerçekten de bütün mevzuların dışında ilerliyordu.

" Hadi ne içiyoruz ." Dediğimde...

" Bu sefer konuyu değiştiren de sensin bakıyorum neyse konuşmak istemediğin konular için seni zorlamam. Ama bilmek istediğimi sende unutma olur mu?

Ben bir şey diyemeden konuşmaya devam etti.

"Sen ne içersen ondan alayım bende ."

Gerçekten bu adamın sürekli beni düşünüp ,el üstünde tutuyor olmasını seviyordum.

Bir süre havadan sudan konuştuktan sonra işe dönmeme az vakit kalmıştı.

" Seni de bu saatte buraya getirdim , fazla vakitte geçiremeyeceğiz. " Dediğimde elini elimin üstüne koyup yavaşca okşamaya başladı. Bu dışarıdan çok dikkat çeken bir hareket mi diye düşünmeye başlamıştım bile . Şuan en son istediğim hastane de ifşalanmaktı. Tedirgindim ama onu huzursuz etmemek için elimi de çekmeden beklemeye başladım.

" Kendim gelmek istedim seninle ne ilgisi var . Teklif eden sen olabilirsin ama kararı veren de benim sonuçta . Hem sana telefonda da söylemiştim. Ben seni görmek istiyorum diye. tabi bende isterdim seninle çok uzun vakit geçirmeyi ama şartlara göre şuan seni birazcık görmek bile bana iyi geldi. "

Deyip elini elimden çekti. O elini çeker çekmez gerginliğimi belli etmeden nefes aldım. Söyledikleri de beni Hem mutlu edip hep rahatsız hissetirmişti.