Aslan'ı tam bir haftadır görmüyordum. Ne bir arama , nede bir mesajlaşma geçmişti aramızda. İş yerinde bile neredeyse hiç denk gelmemiştik. Geldiğimiz anlarda ise anında gözlerimizi birbirinde kaçırıp , işlerimize devam etmiştik.
Bütün işle ilgili haberleri başkaları vasıtasıyla öğreniyordum. Götürmem gereken dosya olursa da rica minnet işimi başkasına yaptırıyordum.
Aslan ilk evden gittiğinde büyük bir yıkılmışlıkla çok ağlamıştım. Hatta Selim gelip beni sakinleştirene kadar neredeyse, ağlayıp , sürekli titremekten bitap düşmek üzereydim.
Selim ise beni oldukça dingil bir ruh haline sokmuştu. Selim gittikten sonra , oturup düşünecek çok vaktim olmuştu. Sabaha kadar uyumayıp olanları düşünüp durdum. En sonunda Aslan'ı aramak istemediğime karar verdim.
Giden oydu , gitmek istemişti. Onu geri dönmesi için zorlayamazdım. İlk anlarda olayın şokuyla haksız olduğumu ve her şeyi mahvettiğimi düşünmüştüm ama sonra olanların sadece benim suçum olmadığına kendimi ikna ettim.
Gönderilen mesajın ucu çok açıktı. O an öyle düşünmem oldukça normaldi. En güvendiğiniz insana bile öyle bir mesaj gelse, herkes şüpheye düşerdi. Benim tek suçum fazla ani bir tepki göstermek olmuştu.
ben Aslan gibi biri değildim. Onun da bunu anlaması gerekiyordu. Her zaman duygularımı bastırmadan olduğu gibi yaşayan biriydim. Üzgün müyüm , mutlu muyum , kızgın mıyım her şey suratımdan okunabilirdi ama Aslan benim tam tersimdi.her zaman soğukkanlılığını koruyup mantıklı düşünen taraftı. Ben Öyle biri değilim diye ,suçlu kabul edilemezdim.
Hem evden gitmekte neydi ? Kavga edilebilirdi ama her seferinde böyle çekip gidecek miydi? Biraz bağırır , biraz ağlar , biraz daha kızar ,sonra da bir şekilde barışırrdık . Aslan böyle yaparak , aslında aramıza mesafe koyduğunu fark etmiyor muydu?
Kafamda bu düşüncelerle koca bir gece geçirdim .
Ve Aslan'a olan kızgınlığım arttı , o beni arayana kadar onu aramamaya karar verdim.
Belki de artık beni asla aramazdı. Bu ilişkimizin bitişi anlamına bile geliyor olabilirdi ama artık ben mücadele etmek istemiyordum.
Eğer beni gerçekten istiyorsa zaten geri gelirdi. Bu yüzden sadece beklemeye karar verdim.
Giden geri gelmek zorundaydı. Yada yolu artık açık olurdu.
Bu benim yıkılmama sebep olsa bile kesin kararımı vermiştim.
Bir hafta geçtiği için de artık yavaşca ümidi kaybediyordum. Her gün üstüme biraz daha hüzün çöküyordu.
Oda benim gibi üzülüyor mu diye düşünmekten kafayı yemek üzereydim. Telefonu binlerce kez elime alıp bırakıyordum.
Her seferinde mesaj atmamak için kendimi zor tutuyordum. Aslında kesin kararlıydım ama bazı anlar kendimi durdurmam çok zor oluyordu.
İzin günümde ,kahvaltı sofrasında öylece oturmuş yine hayatı sorguluyordum. Her şey çok fazla geliyordu, Aslan 'ı çok özlemiştim.
Şerefsiz çok vicdansızdı. Bir kere bile merak edip aramamıştı. Selim'i binlerce kez arayıp ne olur beni sorduysa söyle diye bunaltmıştım.
Sadece ilk gece Selim'i arayıp nasıl olduğumu sormuştu. Ondan sonra Selim'e olan iletişim de kesilmişti.
Oflayarak bulaşıkları toplamaya başladım.
O sırada telefonum çalmaya başlamıştı. resmen uçarak telefona koştuğumda Aslan'ın aradığını gördüm." Allah'ım sonunda." Diyerek olduğum yerde sevinçten zıplamaya başladım.
Ama sonra içime birden bir korku düştü. Ya ayrılmak için arıyorsa diye düşünmeye başladığımda bütün modum düşmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANILSAMA ( TAMAMLANDI.)
Romance( TAMAMLANDI) Kerem' in gözünden bir hikaye... Uyarı +18 bir hikayedir. Bolca cinsellik ve argo konuşma olacaktır.