🌙⃤⁷

7.2K 826 485
                                    

Yaklaşık yarım saat yürümelerinin ardından Felix dayanamayıp sordu.

"Nereye gidiyoruz aşırı yoruldum yeter." umursamayıp devam etti Hyunjin.

"Seni zorlamadım benimle gelmek isteyen sensin. Eğer çok istiyorsan gelme geri dön çünkü küçük bir işim var."

"Yok yok, gerek yok gelirim." başlarda
sesi titrese de toparladı. Tek kalmak istemiyordu çünkü korkuyordu.

"Korkuyorsun." Hyunjin'e dönünce ona bakmadığını gördü.

"Korkuyorum çünkü hergün biri beni taciz etmeye çalışmıyor veya hergün gözümün önünde biri vurulmuyor." Hyunjin bakışlarını Felix'e çevirip mırıldanarak komuştu.

"Özür dilerim." Birşey dememişti Felix haklıydı fakat şöyle birşey vardı. Hyunjin hayatında ilk kez Felix gibi küçük ve narin birinin onun yüzünden incinmesine pişman olmuştu. Bunun dışında hayatındaki tek pişmanlık annesini babasından koruyamamaktı. Fakat sonrasında intikamını almıştı. O sırada yanlarından geçen birinin giydiği şorttan dolayı Felix'in bacaklarına yiyecek gibi baktığını gördü. Gecenin bu saatinde hertaraf sapık dolu olmalıydı. Fakat kendisi de yeni fark etmiş ve pürüzsüz bacaklarını süzmüştü.

Göz devirip hızla ceketini üstünden çıkardı. Ardından Felix'in önüne geçip dizlerinin üstüne çöktü. Sonra da ceketi beline bağlayıp kalltı ve yürümeye devam etti. Felix şaşkınlıkla ona bakarken açıklama gereği duydu.

"Bacakların... Çok güzel oldukları için fazla ilgi görüyor... Sanırım?" Felix'in anlık gelen iltifatla yanakları kızardı.

"Teşekkürler..." Felix aklına gelen şeyle durup ilerlemeye devam eden Hyunjin'in kolundan tuttu. "...Aklıma bir şey geldi, seninle hiç düzgün tanışmadık mafyacığım. Lee Felix ben 23 yaşındayım ve anlamışsındır bir kafem var. Tanıştığıma memnun oldum şimdideen."

"Hwang Hyunjin, 25 yaşındayım ve senin diyiminle mafyayım. Bende memnun oldum."

"Ne yani değil misin? Silah kullanıyorsun, birini öldürdün, cesedi temizlemeleri için birine mesaj yazdın ve bir hafta önce Jisung seni ve Minho, Seungmin, Changbin denen arkadaşlarını birini banka hesapları için sevgilisinin canıyla tehdit ederken görmüş?" tek nefesle konuşmasının ardından Hyunjin durup şaşkınlık ve ciddiyetle Felix'e baktı.

"Nasıl görmüş?" omuz silkip konuştu.

"Bildiğin boş arazide birinin canıyla alay ediyormuşsunuz."

"Siktir, ikinizin dışında kim biliyor bunu?" bağırmasının ve küfür etmesinin ardından Felix sessizce konuştu.

"Jeongin ve Chan hyung da ordaydı Jisung anlatırken..." Hyunjin elini saçlarına atınca devam etti. "...Ama merak etme kimseye söylememek adına yemin ettik." az da olsa rahatlayınca durup cebinden bir araba anahtarı çıkardı. Işıkları yanan arabaya bakıp gözlerini büyüttü. Son çıkan modellerden olmalıydı.

"Arabada bekle işim uzun sürmeyecek." kafa sallayıp öne mi arkaya mı otursa diye kararsızca bakınınca.

"Öne otur." kafa sallayıp öne oturdu Felix.

Hyunjin, büyük rezidans şirkete girdi.

...

On on beş dakikanın sonunda kapının açılmasıyla o tarada dönmüştü Felix.

Hyunjin arabayı yanındaki küçük bedene hiç bakmayarak çalıştırırken elindeki kanı fark etti Felix.

"Eline ne oldu?"

"Yok birşey."

"Hayır var ne oldu?"

"Birşey yok dedim Felix." büyüğünün elini kendine çekip üzerindeki yaraya baktı. Sonra çenesinden tutup çevirdiğinde yüzünde de yara olduğunu gördü.

"Nasıl oldu bunlar? Kiminle kavga ettin?"

"Önemli bir şey değil tek vuran karşı taraf değildi sonuçta."

"Neden biriyle kavga ettin ki?" Felix elini yavaşça kaşına götürüp dokunduğunda tısladı Hyunjin.

"Benim için kavga etmek en normal şey Felix abartma." önüne dönüp arabayı çalıştırınca küçük olan da yerine yerleşti.

Zar zor can çekişerek evi tarif ettiğinde ikisi de arabadan indi.

"Beni bekle burda!" koşarak bahçe kapısını açıp eve girdiğinde salonda kulağında telefonla ileri geri yürüyen Jisung'a baktı. Aynı anda Jisung da ona bakınca sarışına doğru koştu ve sarıldı. Ağladığı bedeninin sarsılmasından belli oluyordu.

"Nerdeydin aptal! Ne kadar korktum haberin varmı? TELEDOFONLARINI AÇMADIN HABER DE VERMEDİN AKLIMA-" konuşmaya devam etmeden sarılmaya devam etti. Felix ellerini kendininkinin nazara daha ince bele sardı.

Birkaç dakikanın sonunda dışarda Hyunjin'in beklediğini hatırladı. Kendini Jisung'dan ayırıp hemen geleceğini söyledi ve dolaptan tentürdiyot, ilaçlı krem, sargı bezi, pamuk ve yarabandı alıp dışarıya koştu. Hyunjin kaşlarını çatıp onu izlerken konuştu Felix.

"Bahçeye geçsek daha rahat yapabilirim."

"Cidden gerek yok." Felix parmak ucuna çıkıp işaret parmağını Hyunjin'in dudağına koydu. Ağzından da 'shh' diye bir tın çıkardı.

"Arkadaşlarıma yardım etmeyi severim neyse gel hadi." elinden tutup bahçeye sürükledi. Bahçedeki yumuşak koltukların yanına geldiklerinde Hyunjin'i oturması için hafif itti sonra da kendisi koltukta bağdaş kurarak oturdu. Pamuğa tentürdiyot döküp büyüğünün elini küçük parmaklarıyla tutup yavaş yavaş değdirmeye başladı.
Hyunjin ara ara ortama küçük bir tıslama bırakıp kafasını geriye atıyordu.

"Nasıl yaptın bu kadar..?" kremi sürüp hafifçe üfledi eline. Hyunjin'in gözüne bu görüntü fazlasıyla tatlı ve güzel gelmişti o an.

Yeni bir pamuğa geçip kaşına yaklaşmıştı.

...

Yüzünün birkaç yerindeki yarayı temizleyip krem sürdükten sonra sıra dudağına gelmişti. Felix pamuğu değiştirip dudağına eğildikten sonra Hyunjin içinden bir siktir çekip adem elmasını yavaşça oynattı. Şu anda dudağıyla fazla ilgilenen bir civciv aşırı hoşuna gitmişti ve bu sanırım tahrik ediciydi? Gözlerini sıkıca kapatıp düşünceleri aklından silmeye çalışırken ani acıyla inledi.

"Üzgünüm! Fazla bastırdım sanırım..." cümlesi biter bitmez Felix dudağına üfleyince gözlerini kocaman açtı. Tekrar yutkunurken Felix parmağına kremi sıkıp yavaşça dudağına sürdü. Kahretsin ki Felix şu an Hyunjin'i zorluyordu ve farkında bile değildi.

İşini bitirip doğrulduğunda Hyunjin'in yaralarına gururla baktı.

"O zaman görüşürüz?" Hyunjin ayağa kalkıp konuştuğunda Felix kafa sallayıp gülümseyerek cevap verdi.

"Umarım görüşürüz." Hyunjin mimik oynatmadan arkasını dönüp yürümeye başladı. Fakat Felix dayanamayıp bağırdı.

"Hyunjin!" büyük olan dönüp arkasına baktı, küçüğünün ona doğru koşup geldiğini ve parmak ucuna çıkıp yanağından öptü. Sonra kulağına yaklaşıp kıkırdayarak konuştu.

"Beni iğrenç bir durumdan kurtardığın için teşekkürler sevgili mafya." Hyunjin de Felix'in kulağına eğilip konuştu.

"Yaralarımı iyileştirdiğin için teşekkürler küçük civciv..."

Ne yazdim sorgulamayin.

Asik degikler sadece aralarinda bir cekim oldugunun farkindalar ve etkileniyorlar.

FELIX'IM COK IYI KALPLI VALLA

İlk kez bu kadar uzun yazdim(200 kelime fazla QÜWĞÜQPW)

NEYSE GAYGAYY

Moonlight Sunrise Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin