🌙⃤¹¹

5.9K 712 176
                                    

"Ne işin var burda!" Chan maskelerinden birini takıp gülümsedi.

"Selam veriyim dedim Chang! Özlemedin mi beni?" sarılmak için kollarını açsa da hepsi dalga geçtiğinin fakrındaydı. Changbin onu ittiğinde ise dudak büzdü. "Hadi ama hiç mi özlemediniz?" Hyunjin ayağa kalkıp hızla üstüne yürüdüğünde konuşmaya başladı.

"Senin gibi sikik birini özlemedik Chan. Arkadaşımızda hergün açtığın yaralar ile daha çok nefret ettik hatta. Fakat sen ne yaptın? O siktiğimin yerinden geldin ve karşısına çıktın. Atlatmıştı-" gözlerinin yanmasıyla devam edemeyip sinirle elini saçına attı. Biraz soluklanıp devam etti. "Orospu çocuğu yine herşeyi mahvettin!" Hyunjin dolu gözleriyle ona bakarken içinde birşeyler koptu Chan'ın, arkadaş oldukları birkaç yılda duygularını gösterebildiği tek kişi Chan'dı çünkü. Minho Hyunjin'i arkasına aldığında konuştu.

"Birazcık beynin olsaydı o çocuğun pisikolojisini alt üst edip, çekip gitmek yerine bize anlatırdın. Hadi yaptın diyelim birazcık onurun olsaydı geri dönmezdin. Fakat sende oda yok Christopher." Minho ona iğrenircesine bakarken yutkundu. Maskesi düşüyordu sanırım?

"Zorundaydım-"

"Ne zorundalığından bahsediyorsun amına koyayım!" Hyunjin gürlediğinde devam etti.

"Zorundaydım işte zorundaydım! Amacım sadece sizin işinizi zorlaştırmaktı başta. Fakat git gide size alışmaya başladım eğer yapmasaydım bırakamazdım!"

"Bırakmasaydın o zaman amına koyayım! Bırak diyen mi oldu, beraber daha başarılı olabilirdik Chan, fakat sen bir korkak gibi kaçtın!" içlerindeki öfkeyi kusuyorlardı sadece. Rahatlamaları lazımdı.

"Korktum çünkü Seungmin'e aşık oldum... Ki sikeyim bu işte aşka yer yok sen dedin bunu hep Changbin!" Hyunjin'in göz yaşı süzülürken acilin kapısı açıldı. Hızla oraya baktıklarında Doktor Jeongguk'un gülümseyerek baktığını görünce rahatladılar.

"Seungmin iyi. Fakat yüksek dozda ilaç kullanımından dolayı midesini yıkadık, sanırım birçok hap içip ağrılarından kurtulabileceğini sanmış. Fakat tam zamanında gelmişsiniz hapların yüzde seksen beşi etki etmemiş... Birkaç gün gözetimimizin altında kalsın." saygıyla eğilip yürümeye başladığında Chan'a baktı.

"Ah, özür dilerim Bay Yang bekletmiş olmalıyım fakat şu an fazlasıyla yorgunum ertelesek olur mu?" Chan hızla başını sallayınca tekrar eğilip asistanı Taehyung ile yürümeye devam etti. O sırada sedyede baygın şekil çıkan Seungmin'i görmeleriyle hızla hemşirelere baktılar.

"Bir müddet yanına girmeniz yasak. Ağır bir ameliyat geçirdi ve dinlenmesi lazım. Sizi bilgilendireceğiz efendim." Kız eğilip sedyeyi odalara doğru götürdüğünde Changbin iç çekip elini yüzüne götürdü.

"Tanrım çok korktum..."

...

Seungmin gözlerini yavaşça açıp dışarıdan gelen fazla ışıkla geri kapattı. Gene kurtulamamıştı anlaşılan. Kapının açılmasıyla uyuyor taklidi yapmaya başladı.

"Geldiğimi çocuklara söyleme olur mu Jeon?" cevap gelmeyince kafa doktorun salladığını anladı Seungmin. Kapı kapanınca ona yaklaşan adım sesleri çok yavaş ve toktu. Fakat kapı çok uzağında olmadığı için hızlı geçmişti zaman. Adım sesleri kesildiği için sadece Seungmin'in kalp atış hızını ölçen cihazın sesi çıkıyordu. Yanındaki sandalyeye oturduğunda beden elini Seungmin'in saçlarına atıp okşadı.

"Özür dilerim... Zorunda olmasaydım yapmazdım. Ama hala karşına çıkabilecek bir yüzüm yok." Seungmin duyduğu sesle heycanlanmıştı. Oydu gelmişti ve elleri saçındaydı. Çok özlemişti bu hissi. "Fakat şu an beni duymanı çok isterdim çünkü seni seviyorum." Seungmin anlık itirafla kalbinin hızlandığını hissetmişti. Tabiki bu belirli hızlanmaya makina dahil olurken kaşlarını çattı Chan.

"Gülümsüyorsun şu an... Her ne görüyorsan ruyanda cidden seni güldürenlere teşekkür ederim, kendine zarar vermeni kaldıramıyorum." elini yumuşak saçlardan çıkarıp saatine baktı.

"Gitmem lazım... Geri görüşeceğimize eminim güzelim." nazikçe yanağını öptüğünde tekrar makinanın hızlanmasına şahit olup gülümsemişti.

...

"Harika gidiyorsun Jisung! İlaçlarını düşürebiliriz sanırım hm?" Jisung noonasının dediği şeyle gözlerini kocaman açıp heycanla ayağa kalktı.

"Lia noona şaka yapmıyorsun dimi!" gülerek kafasını iki yana salladı. Jisung'un gözleri parlarken reçeteyi yazıp Jisung'a uzattı.

"Bu gün ağırlık çöker büyük ihtimalle ilaç değiştirdiğin için herzamanki gibi." Jisung onaylayıp Lia'nın önüne saygıyla eğildi. Sonrasında reçeteyi alıp sevinçle dışarıya çıktı. Çıktığında bir elinde kahve diğer eli de cebinde olan Minho'ya baktı. Ne işi vardı burda.

"Selam." Minho kafasını kaldırıp güzel bulduğu çocukla göz göze gelince gülümseyemeye çalıştı.

"Selam, Burda ne işin var?" aynı yoldan yürümeye başladımlatında konuştu.

"Haplarım bitmek üzereydi yeniletmeye gelmiştim. Asıl sen niye burdasın?"

"Bizim köpüş Seungmin hatırlarsın belki... O burda sebebi uzun hikaye." asansöre binip çıkarlarken konuştu.

"Chan hyung da geleceğini söylemişt-" Seungmin'in odasının kapısı açılıp içinden Chan çıkmasının ardından ikisi de şok olmuştu.

Ay eskiden bolumleri gunde bir atinca yoruluyordum su son iki hafya usenmem iyi oldu

DICEK BISEY YOK GAYGAYY

Moonlight Sunrise Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin