Seungmin'in gözleri dolmaya başlarken boğazındaki gitmeyen yumruya rağmen yutkundu. Karşısındaki adamın hiçbirşey yapmayıp sadece bakması canını yakıyordu. Ayrıca gözlerinde de hiçbir duygu yoktu, sahte olanları bile göremiyordu. Minho hızla olaya atılıp elini Seungmin'in beline attı.
"Gidelim, iyi değilsin." Chan'ın gözleri saniyelik Seungmin'in belindeki ellere kaysa bile hala gözleri dolu olan çocuğa bakıyordu. Seungmin yavaşça kafa sallayıp haraket ettiğinde tekrar yutkunmaya çalıştı. Kafeden çıktıklarında hızla arabayı çalıştırdı Minho.
"İyi misin?" cevap gelmeyince daha fazla üstüne gitmeyip sürmeye başladı. O sırada kafasını cama dayamış göz yaşlarının sessizce akmasına izin veren Seungmin ağzını bile açacak gücü yoktu.
Eve geldikleri gibi odasına çıkmak için hızla haraket etmesine ragmen tam odasına girecek iken birinin tişörtümü çekmesiyle geriye savruldu.
"Hyung konuşcak havamda değilim bırak... Lütfen." lütfen derken sesinin titremesi ve boğuklaşmasının üzerine Changbin önüne geçip kızarmış gözlere baktı.
"Ne oldu, Minho'yla mı kavga ettin? Ne yaptı yine konuşayım mı onunl-" aniden Seungmin'in sarılmasıyla elleri havada kalmıştı. Ellerini sırtına koyup yavaşça okşamaya başlayınca komuştu Seungmin.
"Gördüm. Geri dönmüş."
...
Üç çocuk da anlamazca Chan'a bakıyorlardı. Seungmin ile bakışlarından beri ağzını bıçak açmıyordu.
"Hyung söyleyecek misin artık neden Hyunjin'in arkadaşı Seungmin'i gördüğünden beri garipsin."Chan dördünden başka kimse olmayan kafede gözlerini gezdirip karşısında oturan üçlüye döndü.
"Öğrenmeniz lazım sanırım artık." üçü de anlamamış gözlerle bakınca devam etti. "O zamanı geldiğinde öğrenmeniz gereken işimi." Jeongin heycanla konuştu.
"Hyung cidden o kadar sakladın ki mafya olduğunu düşünmeye başladım artık." Chan sessiz kalınca üçüde kocaman gözlerini açtı.
"Hadi be! Dalga geçme hyung bizle." Jisung şaşkınca ona bakarken cevap gelmeyince Jeongin şokla ayağa kalktı. "Dalga geçiyorsun bence şu an."
"Dalga geçmiyorum Jeongin." Felix de hızla ayağa kalkıp eliyle silah yaptı ve Jisung'a doğrulttu.
"Yani silahların var ve insanlara acımadan sıkabiliyorsun!" Jisung'a eliyle sıkıyormuş gibi yapıp devam etti. "Aynı Hyunjin gibi?" Chan kafa sallayınca Felix ve Jeongin yerine oturdu.
"Yalnız hiç korkmanıza gerek yok. Amacım birilerine zarar vermek değil, hiç olmadı. Sadece hak edenlere ettiklerini vermek benim amacım. Seungmin ve arkadaşları da kötü taraftaydı hep. Sadece işlerini mahvettim ve sanirim Seungmin'i birazda derin yaraladım." sesini alçaltıp devam etti . "Kendimi de aynı şekilde... En büyük pişmanlığım da bu zaten." Jeongin sorarca baktı.
"Ne yaptın ki Seungmin'e? Seni görünce fazla etkilendiği belli şekilde baktı."
"Kullandım onu. Bir sabah da terk ettim." Üçü de şaşkınca ona baktı.
"Ne diyorsun hyung?"
"Onların içine sızmam için en mantıklı çözüm buydu. Başta amacım bu değildi. Fakat işler iyice kötüleşmeye başladı..." kafasını eğip. "Aşık oldum ve Changbin'in dediği gibi bu işte aşka yer yok. Onlar beni ararken ben Seungmin ile rahat bir aşk yaşayamazdım." Felix alnını ovarak konuştu.
"Ne yaptın."
"İşlerimi bitirdiğim gün sabaha kadar beraber olduk birbirimizi özleyecektik çünkü... Fakat ben sabahında ona bir not ve bi miktar para bıraktım."
"Escort gibi mi?" sessizce Jeongin'i onayladı.
"Escort gibi..."
...
"Seungmin aç şu kapıyı!" Hyunjin hala kapıyı zorlarken Changbin Hyunjin'i kenara çekti.
"Arkasındaysan çekil Seungmin kapıyı kırıcam!" sabaha karşı Seungmin'in kapısını çaldıklarında hiçbir ses gelmeyince telaşlanıp kapıyı açmaya çalıştılar. Fakat nafile, en sonunda Changbin kırmaya karar vermişti tabi. Kapıya doğru koştu fakat olmadı. Bu sefer daha hızlı koşunca kapı açılmıştı ama yerde yatan beden onları hiç tatmin etmemişti.
"Seungmin!" hızla yerde yatan bedene doğru koşup önünde diz çöktüklerinde Changbin hemen eline telefonunu alip birini aradi.
"Minho acil Seul hastanesine git Seungmin haraketsiz yerde yatıyor yine aynı olay sanırım. Hmhm hastaneye götüreceğiz. Neyse kapat!" karşı taraf birşeyler daha diyip hemen kapatmıştı. Changbin Seungmin'i kucağına alıp hızla yürümeye başladı.
"Hyunjin arabayı sen kullan hızlı ol!" Hyunjin şoktan ağzını açamazken kafa sallayıp kartı ve araba anahtarını aldı. Evden çıkıp kartı asansöre okuttuklarında hızla gelmişti ve otoparkı işaretlemişlerdi zaten. Hyunjin sürücü koltuğuna binip arkayı kontrol ettikten sonra hızla sürmeye başladı.
Kısa süre sonra hastaneye geldiklerinde onları tanıyan asistan doktor hızla birkaç görevli gönderip Jeongguk'un odasının kapısını çalıp girdi.
"Saol Jeongguk. Bu evraklara ulaşmam zor olacaktı-"
"Hocam Kim Seungmin yine!" tanıdık isimle ikiside oraya döndü.
"Tamam Tae geliyorum. Kusura bakmayın Bay Yang hastam ile ilgilenmem gerekiyor görüşmek üzere." eğilip hızla odadan çıkınca içine kurt düşen Chan onu takip etti. Gittiği koridorda ise gördüğü kişiler ile donakaldı. Evet eski arkadasları. Changbin, Hyunjin ve Minho. Üçü de sıkıntıyla ameliyathanenin başında bekliyordu. Kafasını çevirip onu gören ilk kişi Changbin'di. Fakat herşey sinirle onun yanına gelip yüzüne bir yumruk geçirene kadar güzeldi.
❁
❁
❁
Su sacma bolumlerden dolayi kizmayin bana😩
Chanmin'e agirlik vericem biraz sanirim.
Uzun zamandir da bolum atmiyodum bir hafta gecmis
NEYSE HEPINIZE GAYGAYY
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Moonlight Sunrise
FanfictionHerşey bir gün Jisung'un, Mafya olan Minho'nun üstüne düşmesiyle ve ceketini temizleyip geri getirebileceğini teklif etmesiyle başladı.