İyi okumalaar💕💕
4. Bölüm; Gerçeğin aynası zihnine yansıdığında.
The weeknd: Lost in the fire
Burada o nefes, o alfabe. Her çektiğin oksijen zehir, her biri harabe. Solukların boğazına dizildiğinde anlayacaksın çocuk kalpli. Bu dünya senin için acılı cehennemin ta kendisi.Geceye düşen kasvetli havayla beraber Kavis Arman uykudan uyandı. Rüyasında yine Doğa'yı görmüştü, kaderi onun hayatını karartana kadar peşini bırakmayacaktı biliyordu artık.
Bir mezarlıkta bulmuştu kendini onun yanında. Kurtuluşunun kendinden başka her yerde olduğunu söylemesine rağmen boynuna sarılı kollar geldi gözünün önüne. Öfkelendi. Onun yaptığı her davranış yalnızca ateşini harlıyordu. Ama yine de garip giden bir şey vardı. Bir duygu. Ölü kadar güçsüz ve ruhsuz, somut kadar gerçek. Hafif bir ılıklık hissetmişti kız ona sarılırken. Kısa bir andı.
Kaya hislerinin altında yatan o canlı kalp, atmaya başladığıyla ilgili bir haber vermişti benliğine. Ve bu bir kez daha nefretini ağır bastırdı aşka.
Bu rüyalar durmayacaktı farkındaydı. Bunu durdurmanın herhangi bir çözümü olmadığı için daha da öfkelendi. Bunları düşünürken, Ay'ın sönmüş ışıkla aydınlattığı şehri izliyordu. Gece karanlık ve boğucuydu, derin bir nefes verdi sadece. O sırada tüm düşüncelerinden kurtulmasını sağlayan kapı çalma sesini duydu.
Eliyle başını ovaladıktan sonra kendine gelmek için derin bir nefes verdi. ''Gel.''
Evdeki kız çalışanlardan kumral bir genç kız girdi içeri. Kafasını eğerek saygıyla eğildi Kavis'in önünde, genç Arman ise düz bakışlardan başka bir şey vermedi kıza. Kız kafasını geri kaldırdığında, ''Efendim, Dean Arman, Ella Arman ve Agah Karol geldi. Babanız sizi masanın oraya çağırdı.'' dedi.
Kavis, gecenin bir köründe gelen misafir akrabalarına şaşırmadı. Sonuçta onların uykuya normal insanlar kadar ihtiyaçları yoktu. Fakat onlar gibi özel olmayan akrabası olan Agah'ın burada ne işi olduğunu içinden sorgulamadan edemedi.
Dean Arman ve Ella Arman ise, dede ve babaannesiydi. Her zaman sert bir yapıları olmuştu. Bir olay olmadığı sürece ise gelmezlerdi, ayrıca Kavis'i çağırdıklarına göre de bir şeylerin olduğu açıktı.
Kavis, çalışan kızı odasından gönderdikten sonra aşağı, babasının çağırdığı büyük masanın olduğu salona doğru gitmeye başladı. Adımları sakindi, dedesinin gelmesinin sebebi her ne ise umurunda olmadığını da belirtecekti. Dean Arman ve torunu Kavis'in araları hiç bir zaman sıcak bir bağdan oluşmamıştı. Her zaman rekabet içindelerdi. Bu yüzden bazen torununun kendisinden kontrollü olabilmesine sinirlenmiyor değildi. Damarlarında taşıdıkları bu güç, ileri nesillere daha zayıflayarak ulaşmasına rağmen en büyük torunu bu zayıflıktan zerre yararlanmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kehribarın Harfleri
FantasyKaranlığın cehenneme çizdiği yol kalpten geçer. Hayatlar dağılır etrafa, Hareler ve içinde saklı mazi gerçekleri koyar ortaya. Artık ihanet seni yaşatan hayatının ta kendisiydi. Hayatın sana ihanet ederken ruhunun bile vicdanından bir parça kesilmed...