Bu bölüme başlamadan önce demek istediğim bir kaç şey var. Benim en büyük hedefim yazar olmak ve bu adımda yaptığım en büyük şey, bu kurguyu yazmak oldu. İlerideki zamanlarda kitap büyür mü ya da büyümez mi bilmiyorum ancak bunun belli bir yere kadar önemli olduğunu söyleyebilirim. Yani okunsa da okunmasa da ben yazmaya devam edeceğim. Kelimelerle ve karakterlerimle buluştuğumda, eğer bu beni mutlu ediyorsa, okunup okunmamasının bir önemi yok benim için :) Evler, insanı mutlu eden yerlerdir. Karakterler ve kelimeler de ev olabilir🌸İyi okumalar.
9. Bölüm; Meyusun Bulduğu Umut.
Micheal Buble: Feeling Good.
Kalbinde saklı olanı çıkar meydana. Gücün harflerini tat, kendine sarıl. Rüyaya girdiğinde cehennem ateşini selamla.Tüm fidanları ezilmiş bir ormanın ortasında umutla duran çiçek gibiydim.
Omuzlarımın dikliğininin, yıllardır hiç hissetmediğim kadar hissettiğim bu gücün kaynağını düşündüğümde göğüs kafesim parçalanmak istiyordu sanki. Oydu. Kehribarların bana olan nefreti, beni güçlü kılmıştı.
Etrafımda dönen atmosferiyle küçükken attığım çığlıklarımı duydum. Beni karanlıkta bıraktıkları zamanki çığlıkları duydurdu bana. Dudaklarımı sıktım ama bir tepki vermeden döndüm etrafımda.
İçimi karartmaya çalışıyordu yılan. Az önce nereden geldiğini bilmediğim gücümü zayıf noktamdan alıyordu. Ama o gücü hala içimde bir yerde hissediyordum. İlk defa omuzlarımı dik tutabildiğim bir karanlıkta, çok kudretliydi. Bu yüzden yere düştüm.
Kanmamalıydım. Gücümü onun ellerine yenilerek vermemeliydim. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum fakat zor da olsa dizlerimin üstüne düştüğüm yerden kaldırdım yüzümü havaya.
''Çocukluk geçer Dean Arman. Çocukluğunu ve korkunu yenersin bazen.'' dedim kulak tırmalayan çığlıklara rağmen. ''Ama sen kendini bile yenemezsin bu saatten sonra değil mi? Ne yazık.''
Çığlıklarım ve küçük yaşım, ben son cümlelerimden sonra kayboldu. Kendimi yine gecenin ışığındaki boş arazide buldum. Beyaz elbisem temizdi, saçlarım, tenim her şeyim temizdi.
Düştüğüm dizlerimin üstünden ağırlıklar kalktı. Ben de bu hafiflikle ayağa doğru kalktım. Ay'a doğru baktım gülümseyerek. Bir etkiyle, nefretimin etkisinin verdiği gücün kaynağı için mutluydum. Ellerim özgürlüğünü bulmuş gibi havalandı.
Daha önce yaşadığım bir anı yaşıyormuş gibi hissettim.
''Akel?''
Bu sesle aniden yerimde sıçradım. Beklemiyordum, bu sesi gerçekten hiç ama hiç beklemiyordum. Ani bir hareketle arkama doğru döndüm. Saçlarım yüzümü kapadı bu esintiyle, gözlerimi kapatmamıştı. Elimle yüzümü kapatan saçları geri çektiğimde, bir kaç metre ilerdeki kehribar gözlerin sahibini gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kehribarın Harfleri
FantasyKaranlığın cehenneme çizdiği yol kalpten geçer. Hayatlar dağılır etrafa, Hareler ve içinde saklı mazi gerçekleri koyar ortaya. Artık ihanet seni yaşatan hayatının ta kendisiydi. Hayatın sana ihanet ederken ruhunun bile vicdanından bir parça kesilmed...