3. Bölüm: ''Tutulamayacak Yemin''

88 7 3
                                    
















3. Bölüm; Tutulamayacak yemin.


Linkin Park: What I've Done.

Linkin Park: What I've Done

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Gör, giden adımlarım var. Susan çığlıklarım. Nefes almaya değer bir dünyadayım. Gör, bu bir kayboluş, bir yıldırım. Bilinmez nefretler için buradayım. Nefes aldığın her evre bir zehir bundan sonra. Ölme, yılma, tut yeminlerini bulutlara.

Ve son nefes, son çıkış kapısında verilir perdenin sonunda.








Sözler.

Can acıtıcı olabilir bazen. Yaşananlar, zihninde kırıntılarını bırakabilir. Sana söylenen her can acıtıcı kelime, kırıntılardan biri olabilir.

Unutmak değil, gömmek gerekir toprağın altına. Kendine verdiğin tüm sözlerden sonra hatırlayamayacak kadar önemsizleştirmen gerekir. Korkunun sana verdiği acizlikle yıkanmaman gerekir, gecenin sonu yaşamın başlangıcı olması gerekir.

Açık camdan esen rüzgar, yüzüme vururken geceye ermiş gökyüzüne bakarken buldum kendimi. Ay'ın ışığıyla aydınlanmaya çalışıyordu anılarım fakat engel olan o kadar çok şey vardı buna. Yan odamda uyuyan Nehir bilmem kaçıncı rüyasını görürken, ben uyanık bir ölü gibiydim.

Bugünden beri saatlerce yaşadıklarımı anlattım ona. Bazı laflar ağıza alındığında inanması zor olur, fakat yaşanılır ya... İşte tam olarak buydu olanlar. Arman Köşkü ve bizim alakamız kadar saçmaydı her şey.

Elime dokunduğu kısmı düşündüğümde tüylerimin diken diken olmasını engelleyemiyordum. Öbür elim onun temas ettiği yere doğru hafifçe sürttü. Karıncalanmıştı, uyuşmuştu ve yaşamıyordu. Yazın sonlarına olmamıza rağmen gecenin nemi hafif esen yelle tenimi ıslatıyordu. Bugün yaşadıklarım olmasa kesin nemden dolayı uyuyamadığımı düşünürdüm. Ama havadan dolayı olmadığını biliyordum.

Odamdaki pencerenin önündeki tekli koltukta bağdaş kurarak oturmuştum. Işığı açmadığım için karanlık olan odamı sadece gece ışığı aydınlatıyordu. Odamın manzarasında ise pek bir olay yoktu. Eski denilemeyecek kadar yeni, yeni denilemeyecek kadar da eski beş katlı bir apartmanın üçüncü katında oturuyorduk. Ev aktif bir caddenin kenarındaydı ve benim odamda tam caddeye bakıyordu.

Kafamı hafifçe kaldırarak dolunayı görmeyi hedefledim ve başardım da. Yanında birkaç yıldızla beraber hoş bir görüntüydü, tebessüm edemeden duramadım. Gözlerimi dolunaydan tekrar odamın içine çevirdiğimde ise bakışlarım, yatağımın yanındaki küçük komodinin üzerindeki babam ve benim olduğu bir resme kaydı. Babam gülüyordu ve eli omzumdaydı, ben ise on dokuz yaşlarında falan olmalıydım. Gece ışığı çerçevedeki resmi görmeme izin verecek kadar aydınlattığında ise gülüşüm soldu.

Kehribarın HarfleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin