29. Bölüm "starboy"

2.6K 161 26
                                    

m: 💛

onceki bolumu okudugunuzdan emin olun a dostlar bazialriniza bildirim gitmemis...

The Weeknd - Starboy

...

Ağrıyan başımın ağrısını biraz olsun dindirebilmek için üzerimdeki kıyafetleri çıkarıp gri eşofmanımı ve kazağımı giyip mutfağa ilaç almak için girdim. Bugün Yağız ile buluşup halletmemiz gereken birkac işi halletmiştik. Fakat doğru düzgün uyku uyuyamadığımdan hızlıca yorulmuş ve korkunç bir baş ağrısıyla baş başa kalmıştım.

Kerem de bu akşam dönecekti fakat hâlâ bir haber yoktu. Aradığımda da telefonu kapalıydı. En son uçağa binmek üzere olduklarına dair Yunus bir fotoğraf atmıştı, onunla konuşamamıştık.

Zil sesi evde yankılandığında su içtiğim bardağı tezgaha koyup uyuşuk adımlarla kapıya ilerledim. Kapıyı açmamla karşımda günlerdir görmek için can attığım yüzün belirmesi bir olmuştu. Gülümseyerek bana bakıyordu. İçeriye girmesini bile beklemeden üzerine atılıp kollarımı sıkıca boynuna doladığımda o da beklemeden ellerini belime sardı.

"Hoş geldin..." Fısıltımı duymuş muydu bilmiyordum ama kokusunu daha iyi alabilmek için burnumu boynuna yaslayıp derin bir nefesi içime çektiğimi duyduğundan emindim.

"Hoş buldum." Zor da olsa kollarımı gevşetip ondan ayrıldım. Siyah eşofmanları üzerinde olsa da sırtındaki sırt çantasından evine uğramadan buraya geldiğini anlamıştım.

Ayakkabılarını çıkarıp terliklerini giydikten sonra çantasını da omuzlarından indirip dolapların önüne bıraktı.

"Özlenmişim galiba?" Muzip bir ifadeyle sorusunu sorarken yanıma gelip elimi tuttu ve beraber salona geçtik.

"Birazcık ucundan olabilir..." Gülerek koltuğa oturduğumuzda "Dün git, diyordun ama?" dedi.

"O dündü."

"Allah Allah..." İkimizde bir süre sessiz kalıp birbirimizin gözlerine baktık. Gözleri her zamanki gibi beni sakinleştirip içime huzur doldururken onun ne hissettiğini merak etmiştim.

"Maç nasıldı?" Ortamın fazla sessiz olduğunu hissedince sormak için sormuştum.

"İyiydi. İzlemedin mi?"

"Hayır, evde değildim." Neredeydin der gibi göz kırptığında açıkladım. "Okuldan arkadaşım vardı ya Yağız. Onlar tır yollayacaklardı oraya birkaç şey götürmüştüm. Sonra da onunla oturduk biraz, öyle."

Elindeki elimi baş parmağıyla okşarken "İyi yapmışsın," diye mırıldandı.

"Aradım ama kapalıydı telefonun. Yunus fotoğraf atmıştı, sizi."

"Biliyorum, şarjım bitmişti benim. Ama o gösterdi bana da." Dudaklarını ıslatıp gözlerini salonda dolaştırdı. Bir şey soracak ama sormak istemiyor gibiydi sanki.

"Yağız ile tek mi oturdunuz? Yani başka diğer arkadaşlarınız yok muydu?"

"Yok. Eğer bahsettiğin Emir ve Gökçe'yse bayağıdır görüşmüyoruz zaten." Kaşları havalandı.

"Öyle mi? Emir ile görüşmemek mantıklı da Gökçe ile ne oldu? Maça falan da beraber gelmiştiniz yanlış hatırlamıyorsam."

Kafamı olumlu anlamda sallarken gözlerimi ellerimize indirdim. "Doğru hatırlıyorsun da bilmiyorum. Bir sebebi yok aslında. En son Emir de benimle arayı düzeltmiş gibiydi ama iletişime geçmedik."

gitme buradan | K.A.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin