23. Bölüm "facia."

2.2K 143 79
                                    

Emir Can İğrek - Facia

...

"Sınavdan çıktığını göz önüne alarak açsındır dedim." Cafe restoran karışık olarak çalışan bir yerin otoparkına girdiğimizde gülümseyerek Kerem'e döndüm. Onun gözleri arabayı park ettiği için aynalardaydı.

"Valla ne yalan söyleyeyim, çok açtım." Arabayı yerleştirdiğinde o da söylediklerim üzerine memnun bir ifadeyle gülümsedi.

"Güzel o zaman." Arabadan beraberce indiğimizde sırt çantamı fazla büyük geldiği için taşımak yerine arabada bırakmıştım. Telefonumu eşofmanın cebine attığımda kıyafetlerim bir kez daha aklıma gelmişti ama umursamadım. Kerem de en az benim kadar rahat bir kombinleydi çünkü. Takımın moda ikonu.

"İkon." Diye seslendiğimde anlamayarak bana baktı. Aynı anda mekanın kapısını açmış geçmem için tutmuştu. Nezaketini gülümseyerek karşılayıp "Moda ikonumuz," diye devam ettim.

"Nereden çıktı şimdi?"

"Öyle, aklıma geldi." Pek kalabalık olmayan mekanda kimseyle göz göze gelmeden boş masalardan birine geçip oturduk.

"Ben de çok açım ve her şeyden önce sipariş verelim diyorum." Başımı salladım ve telefonlarımızdan karekodu okutup menüye bakmaya başladık. Kısa süre içerisinde ikimiz de ne yiyeceğimize karar vermiş, ben Fettuccine o ise köfte sipariş vermişti.

"Ee, şimdi nasıl kardeşin peki?" Sorumla oturduğu yerde arkasına yaslandı.

"Artık tanı koyulduğu için ilaç tedavisine başlamışlar. İyi olacak inşallah."

"İnşallah."

"Alanya'dan döner dönmez gideceğim. Hem o zaman o da çok sorgulamaz, izinli olduğumu düşünür." Eline bir peçete alıp oynamaya başlamıştı. Onun dikkati ellerindeydi, benimse onda.

"Git, hem senin de için onu gördükten sonra daha rahat olur. O da çok mutlu olur seni gördüğü için, moral olur." Kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktığında afalladım. Yüzümde şapşal bir ifadeyle onu izlerken aniden bana bakmasını beklemiyordum.

"Olur mu?"

Anlayışla gülümsedim. "Olmamasının ihtimali uzayın içinde yok."

Gülüp dudaklarını ısırdı. "Herkes için mi peki?"

"Belki." Gülümserken başını onaylar anlamda salladı. Ne anlamıştı bilmiyordum, anlatmak istediğim şey neydi onu hiç bilmiyordum. Kendimi bir süredir kendim bile anlamıyordum. En azından konu Kerem olduğunda.

"Müsaadenle ben bir ellerimi yıkayıp geleyim."

Kafamı salladım. "Hatta ben de gidip yıkayayım." İkimiz de kalkıp tuvaletlere ilerledik. Kapıyı ittirip tuvalete girdim. Aynadan kısa bir süre kendimi süzdükten sonra elimi sabunluğun altına uzatıp akan sabunla birlikte ovalamaya başladım. Tam o sırada tuvaletin kapısı açılmış ve içeriye tanıdık bir sima girmişti.

Ceylin.

Her ne kadar Yunus'un evinde tanışmış olsak da aramızda belli belirsiz bir gerilim vardı ve ben kendisinden hoşlanmamıştım. Bu yüzden her hoşlanmadığım kişiye yaptığım gibi onu da görmezden geldim ve gözlerimi yeniden aynadaki aksime çevirdim. Burada ne işi olduğunu düşünmek istemiyordum.

gitme buradan | K.A.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin