9. Bölüm: "dikkatlisin"

2.7K 134 40
                                    

Medya: 🤤

Ezhel - Ağlattın

...

Yağız'ın da yardımıyla valizimi indirdiğimizde kafamı kaldırıp onlara baktım. Uçaktan inmiştik. Ardından Yağız giderken havalimanının otoparkına park ettiği arabasıyla beni ve Emir'i evlerimize bırakmak üzere almıştı. Gökçe'yi ise ailesi almaya gelmişti.

"İkinize de her şey için çok teşekkür ederim. Yağız beni taksilerde süründürmediğin için sana bir kez daha teşekkür ederim. En sevdiğim şoför sensin." Emir tatlı bir tebessümle beni dinlerken Yağız saçlarımı tokatlayarak "Hadi oradan," demişti.

Önce Yağız'a sarılmıştım. İkimiz de birbirimizin sırtına hayvan gibi vurup uzaklaştığımızda ben dayanamayıp bir tekme de geçirmiştim bacağına. Çünkü sırtımı çürütmüştü. O benden uzaklaşırken Emir halimize gülerek gelip kollarına almıştı beni.

"Belki üslubum ve çözme yöntemim yanlıştı ama iyi olmadığın doğruydu. Nasıl gittin, nasıl geldin, ne yaptın tam olarak bilmesem de gitmeden önceki ve şu anki halin arasındaki fark, beni rahatlatıyor." Dudaklarımı birbirine bastırıp ondan uzaklaştım ve gözlerimi yüzüne diktim.

"Olması gerekenler oldu. Kabullendim."

"Emir, canım, kalacaksan daha, valizini de almaya ne dersin? Ben daha fazla bu soğukta durmak istemiyorum da çünkü!" Yağız sabırsız bir sesle aramıza girdiğinde ikimiz de göz devirdik. Emir, ön koltuğa geçerken ben de valizimi süre süre apartmana doğru ilerliyordum. Apartmanın kapısını açıp geçtiğimde kapıyı kapatmadan hâlâ sokakta duran arabaya doğru el salladım. Kısa bir korna sesi ile karşılık verip uzaklaştıklarında ben de kapıyı kapatıp merdivenleri çıkmaya başladım.

Sonunda eve girip anahtarımı bir köşeye valizimi bir köşeye fırlatıp kendimi de hızlıca duşa atmıştım. Yaklaşık bir saatin ardından temiz kıyafetlerle yatağımda uzanıyor hale gelmiştim. Gözlerim kapanmak için bana yalvarsa da aklıma gelen telefonumla hemen doğrulup telefonumu aldım ve yeniden yatağıma kuruldum. Hâlâ uçuş modundaydı. Telefonu uçuş modundan alıp bildirimlere bakmaya başladım. Sohbet kutusunun en üstünde Kerem A. ismini gördüğümde vakit kaybetmeden tıkladım. Otelden ayrılırken Yunus'un dediği gibi olmuş, görüşememiştik. Ama Kerem bulduğu her fırsatta bana yazmış hatta inince de haber vermemi söylemişti fakat ben unutmuştum.

Kerem A.: İndiniz mi? (19:38)

Kerem A.: Tahminimce şimdiye dek inmiş olmanız lazımdı (19:56)

Kerem A.: Ama telefonun hâlâ ulaşılamıyor (19:56)

Kerem A.: Şarjın falan bitti herhalde ya da unuttun telefonunu açmayı (20:14)

Kerem A.: Merak ediyorum umarım kötü bir şey olmamıştır. (21:07)

Siz: Kerem kusura bakma ya (21:59)

Siz: Boş yere meraklandırmışım (21:59)

Siz: Ben unutmuşum telefonumu açmayı (22:00)

Siz: Evet gelip yerleşme falan derken anca akıl edebildim (22:00)

Siz: Tekrardan kusur bakma :( (22:00)

Kerem A.: İyiysen ve bir sorun yoksa sıkıntı da yok (22:01)

Kerem A.: Dediğim gibi o kadar saat ulaşamayınca meraklandım normal olarak (22:01)

gitme buradan | K.A.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin