Kına günü gelmişti biz ilk dansı yapıp oturmuştuk ve şimdi arkadaşlarımızın ve hatta kuzenimin anlam veremediğim bir şekilde yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar diye bağırışlarını izliyorduk. Bir anda bir ses ve ardından bir türtme hissettim gözümü açıp ne olduğunu anlama çalışıyordum. Evimdeydim, kına elbisem yok, savaş yok, annem tepemde ayrıca cem yok ki cem kim ahh tanrım okuduğum kitaplarla hayal kurmayı seviyordum ve yaşadığım her şey okuduğum son kitabın bilinçaltına işleyen mükemmel seneryosuydu. Zaten anlamalıydım hem mafya olup hem yemek pişiren biri olduğunda. Sonra durdum aklıma gelen hayali benim için ölen kardeşim tanrımmmmm
Bu kitaplar gerçekten insanın içine işliyor. Evin tek ve mutlu olan Çoçuğu ben kendime kardeş uydurmak için bir kitap ve hayalgücüm yetmişti.Ayrıca ailem beni çok severdi babam mafya falan değil. Ahhh bütün rüya boyunca ailemi resmen harcamış kendimi bir adamla evlendirmiş ve cem adında bir kuzen uydurmuş, hatta kardeşim beni kurtarsın diye ki 12 yaşında ne bok olduğunu anlamadığımız silahın önüne atlamış üstüne bir anda annemin bağrışı ile düşüncem bölündü ve yerinden zıpladım.
-Sudeeee tepende iki saattir seni uyandırmaya çalışıyorum kalk artık ilk günden okula geç kalacaksın kalkkkkk.
Anneme tatlı bulduğum bir şekilde sırıtıp
-tamam annecim kalkıyorum hemen diyip yataktan kalktım ve banyoya gittim annemin merdivenlerden inerken hala söylentisini dinliyordum.Babam yeni okuluma beni bıraktığında içeri girmeden önce kapıda dudağımı büzüp okulu inceledim. Duvarları krem rengi arasında gri şeritler vardı. Güzeldi zaten son senemdi çirkin olsada gelmek zorundaydım. Babam holding ile ilgili planlarını bursa içinde alınca mecbur taşınmak zorunda kalmıştık. Ve son senemi burada geçirmek zorundaydım. Üniversite için yurt dışı istediğim için burada çok da plan yapmaya gerek olmadığını düşünmüştüm. Birinin omuzuma çarpmasıyla oha diyiverdim birden. Çarpan çocuk bana ters ters baktı hiç bir şey demeden gitti. Arkasından bende söylenerek gidiyordum insan bir özür diler...
Öğrencilerin tuhaf bakışları arasında müdürün odasını bulup sınıfımı ve ders programımı aldım. Ders başlamıştı kapıyı çalıp sınıfa girdim, herkes bana baktı anında kızardım. Hoca yeni öğrenci olduğumu söyleyip kısaca kendimi tanıttırdı. İsminin barış olduğunu öğrendiğim çocuğun yanına oturup kitaplarımı yerleştirdim. Çocukla tekrar tanıştık. Geri kalan tüm gün boyunca gelen hocalara kendimi tanıtıp, barışla konuşmuştuk. Sevecen, arkadaş canlısı bir çocuktu.
Eve geldiğimde kendimi direk yatağa attım. Sabah annemin gelmesini beklemeden kalkıp onu şaşırtmayı başarmıştım.
Okula geldiğimde barış ile bahçede karşılaşıp sınıfa beraber çıkmıştık. Sıramıza geçerken dün bana çarpan hödüğü görüp şaşırmıştım. Ona baktığımı görünce tek kaşını kaldırıp ne var anlamında kafa salladı bu hareketinde gözümü devirdim.
Tüm gün boyunca hödüğün bana kaşlarını çatıp bakması dışında bir ekşınım yoktu.
Okul çıkışı yürüyerek eve gidiyordum yanımda birini görünce kafamı ona çevirdim. Hödüktü...Durdum durdu. Yavaşça bana döndü. - sude keskin, yenisin hareketlerine, bakışlarına, kiminle konuştuğuna dikkat et bir daha uyarmam. Dedi ve gitti mal gibi arkasından baka kaldım. Durdum ulan bu da mı diye kendimi çimcikledim fazla bastırınca canım yanınca bağırdım. Ne oluyor lan?
Sabah okula geldiğimde barış sıramızda, hödükte kendi sırasında oturmuş arkadaşlarıyla konuşuyordu. Yavaşça sırama geçtim barışı dürtüp bu kim diye sorduğumda sert bir ses tonuyla uyardı sakın ona bulaşma.
Niye diye sorduğumda okul onun, Ateş Demirkan o. Demirkanların tek velihattı.
Ateşe dönüp baktım ve önüme döndüm. Ne ben o Allah ne verdiyse dalan kızlardan değilim, tamam naride değilim ama kas yığınıyla kavga edecek kadar da manyak değilim.
Son ders beden olduğu için eşofman takımını giyip hocayı bekliyorduk. Ateş içeri girince herkes biraz geri gitti saf saf etrafa ne oluyor bakışları atarken ateş önümde durup geri diye emir verdi. Tepki olarak ha diyince kolumdan tutup ileri itti. Ne yapıyon diye cırlayınca yüzünü buruşturdu
Cırlama kızım ne bağrıyon diye o da bağırdı ağzımı açıcakken biri kolumdan tutup çekti bakınca barış olduğunu gördüm. Sert bir ifadeyle konuşuyordu.
Yeni geldi karışma ona.
Ateş tek kaşını alayla kaldırıp beni yanına çekti. Barış tekrar kolumu tutunca o da tuttu en son dayanamayıp
-siz iki öküz bırakın beni canım acıyor diyince ikisi de aynı anda bağırdı
Kes sesini.
Birbirlerini öldürecek gibi bakıyorlardı hayır yapıcaklarsa yapsınlar olan benim koluma oluyor burada. Acıyorrr diye bağırınca ateş bana bakıp ileri itti barış tuttu beni sonra yavaşça yerimize geçtik.Ateş ileride arkadaş grubu ile oturup bizi öldürecek gibi bakerken bizde voleybol oynamaya çalışıyorduk. Ben daha çok toptan kaçıyordum. En son top yine bana atılınca gelişigüzel vurdum top yan tarafa ateşleri oraya gitti. Atan ben olduğum için almakta bana kaldı. Dudağımı büzüp topa baktım sonra üfleyerek almaya gittim.
KİTAP HAKKINDA DÜŞÜNCELERİNİZİ YAZMAYI UNUTMAYIN :))
VOTE???
:)