Koşarak binadan çıkıp arkama bakmadan koşarak arabama bindim ve uzaklaştım. Sinirliydim hem de çok sinirliydim. Ama en çok da kırgındım. Söz vermişti bana yalan söylemeyecek yanıltmayacaktı. Sürekli aramasına dayanamayıp telefonumu uçak moduna aldım.
Deniz kenarına gittim ve bir süre denizi izledim. Aklıma dün reddettiğim kamp teklifi geldi. Hızlıca telefonumu alıp uçak modundan çıkardım. Baran'ın kaç kere aradığını umursamadan mesaj sayfasına girdim ve onayladım.
Bir hastam davet etmişti. Tüm kamp malzemelerinin bulunduğu bir şey almama gerek olmadığını sadece gelmemin yeterli olacağını söylemişti. Otobüs bir saat sonra kalkıyordu. Arabamın bagajını açıp küçük çantayı çıkarttım ve içinde ne eksik olduğuna baktım. Arabamda her zaman seyahat boy ürünlerin ve giysilerin olduğu çantam bulunurdu. Nöbetlere kaldığımda çok işime yarıyordu. Yine birkaç giysiye daha ihtiyacım vardı. Gördüğüm ilk mağazaya girip birkaç giysi aldım ödemeye giderken telefonum çaldı. Arayan Meyra'ydı.
"Ayliz nerdesin merak ettim Baran geldi seni sordu. Bende bilmediğimi söyleyip gönderdim.
" Bir şey mi oldu?"
Sakin kalmaya çalışarak "Bir şey isteyeceğim senden. Benim bir süre senin evinde kalacağımı söyle herkese. Sormazlarsa söylemene gerek yok. Nedenini sorma şimdi kampa gidiyorum gelmek istersen sen de gel. Mağazadayım sanada giysi alayım sen sadece atacağım adrese gel. Ve Baran seni takip etmesin dikkatli ol."
"Tamam canım. Konum at geliyorum."
Meyra'da giysiler alıp hepsini ödedim ve otobüsün kalkacağı yere geldim. Ben geldikten on dakika sonra Meyra da yanıma geldi. Ona her şeyi anlattım.
"Emin misin yanlış anlamış olmayasın?"
"Canım deyip Baran'ın boynuna atladı bunu nasıl yanlış anlayabilirim."
Meyra bana tedirgin bakıyordu. Şuan ağlamam ve depresyona girmem gerekiyordu. Ama bir damla yaş bile akmamıştı gözümden. Sanırım şoktaydım. Tepki veremiyor, ağlayamıyor, bağıramıyordum ama kalbim sızlıyordu.
Gidiyordum çünkü boğuyordum. İzin haklarımı kullanıp bir hafta izin almıştım. Kendimi toplamam lazımdı.
"Ayliz ne olursa olsun döndüğümüzde Baran'ı dinlemelisin."
Başımla onaylayıp "Dinleyeceğim Meyra. Sadece doğru kararlar verebilmek için bir süre bu şehirden Baran'dan uzaklaşmam lazım."
Herkes otobüse bindiğinde hastamı gördüm. Daha doğrusu o beni gördü.
"Ayliz Hanım çok mutlu ettiniz beni iyi ki geldiniz çok sevindim.""Lütfen bana Ayliz de. Bende geldiğim için çok mutluyum. Otobüs durduğunda bol bol konuşuruz."
Gülümseyerek tamam deyip diğer koltuklara yöneldi. "Ayliz biliyor musun ben senin bu huyunu çok seviyorum."
Anlam vermeye çalışarak bakarken Meyra konuşmaya devam etti. "Hani ne olursa olsun asla dışa vurmuyor başkalarına belli etmiyorsun ya. İçin kan ağlasada asla ağlamıyorsun ya."Gülümsemeye çalışarak "Çünkü içimde kopan fırtınalar benden başka kimseyi ilgilendirmez. Ayrıca zayıflıklarını gösterirsen günün birinde mutlaka seni zayıf yerinden vururlar. Bu hep böyledir. İnsan insanı hep en zayıf noktasından vurur. Kimse güçlü yanından saldırmaz. O yüzden hep zayıflıklarını saklarsın. Baran tüm zayıf yanlarımı biliyordu ve beni oradan vurdu."
Meyra koluyla beni hafifçe dürtüp gözleriyle omzunu gösterdi. Başımı omzuna koyup şarkı açtım ve çantamdan kitabımı çıkarttım.
"Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda..." diyordu Orhan Veli Kanık. Sonra devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşık Olmaktan Korkuyorum
Teen FictionGüzel sevenlerin hikayesi bu... Eski adı Tevafuktur. Kalbini aşka kapatan Ayliz ile Baran'ın hikayesi... Sizde sürekli savunmasız ve korkak kadın karakterlerden sıkılmadınız mı? Cevabınız evetse Ayliz ile tanışmaya hazır olun. En büyük korkusu en b...