16.BÖLÜM "ACI GERÇEKLER"

24 3 0
                                    


Nasıl açıklayacağımı düşünürken bir şey demeden odadan çıktığın da “Seni sonra arayacağım.” Deyip kapattım. Başıma giren ağrıyı görmezden gelmeye çalışarak peşinden gittim. İlaçlarımı içmediğim için ağrılarım gitgide artıyordu.

“Baran.”

Hayal kırıklığıyla gözlerime bakıp “Benden sakladın.” dedi.

Yaklaşmak istediğim de geri çekildi. “Daha ne kadar saklayacaktın. Ölünceye kadar mı?” sesi fazla yüksek çıkmıştı. Bir şey demeden odasına yöneldi.

“Anlatmama izin ver.”

“Şuan çok sinirliyim ve kalbini kırmak istemiyorum.” Odanın kapısını kapatıp beni öylece  kapıda bıraktı. Salona geçip oturdum ve öylece odadan çıkmasını bekledim. Giyinmiş olarak odadan çıktığını görünce hızlıca ayağa kalktım. Kararan gözümle adım attığım gibi yere düştüm. Koşarak yanıma geldi ve kucağına alıp koltuğa oturttu. Gözlerim dolarken bedenim zangır zangır titriyordu.

“Özür dilerim.” Dedi.

Deli gibi sarılmak istesem de ellerimi tutan ellerini itip geri çekildim. “Uzaklaşma benden  yalvarırım.” Deyip beni kendine çekti.

“Seni kaybetmenin düşüncesine bile dayanamıyorken kanser olduğunu öğrenince ne tepki vereceğimi bilemedim. Nefesim kesildi ve hava almak istedim. Özür dilerim sevgilim.” Peş peşe saçlarıma öpücük kondurup parmaklarıyla göz yaşlarımı sildi.

Ağrılarım sancıya dönüşürken geri çekilip ayağa kalktım. İlaçlarımı içmem gerekiyordu. Kapalı gözlerimle duvara tutunarak giyindiğim odaya yöneldim. Evlerimiz aynı olduğundan gözüm kapalı olsa bile yolumu bulabiliyordum. Baran peşimden gelip kolumdan tuttu ve gideceğim yere kadar bırakmadı. Odaya girince yatağın üstüne oturup elimle yatağı yokladım. Çantayı tam da yastığın üstüne koymuştum. Çantayı elimin altında hissettiğimde alıp fermuarını açtım ve ilaç kutumu ve su şişesini çıkarttım. İlaçlarımı iki günlük olacak şekilde dört bölmeden oluşan minik kutuya koyuyordum. Hem yakalanma riskim azdı hem de rahat ediyordum. İlaçlarımı alıp hızlıca içtim.

Elimi tekrardan tuttuğunda derin bir nefesi içeme çektim. “Bana da hak vermelisin, aklım gitti duyunca.  Hele de hiçbir şey yapamayacak olmam nefesimi kesti.”

“Böyle hissedeceğini bildiğimden söylemedim zaten. Seni mutsuz etmek  değil mutlu etmek istedim. Benim yanımda sürekli benim yüzümden üzülüyor, mutsuz oluyorsun ve ben bu yüzden kendimden nefret ediyorum.” Ellerimi ellerinden çekip yatağa uzandım ve arkamı döndüm. Normalde gözlerimi bu kadar uzun kapalı tutmazdım dışarıdayken çok etkilenmemek için şimdi bilerek açmıyordum çünkü gözlerinden okunan hüznü görmek istemiyordum. “Uyumak istiyorum.” Dedim çıkıp beni yalnız bırakmasını umut ederek.

Odadan çıkıp gittiğinde derin bir nefes verdim. Beş dakika sonra üzerini değiştirmiş ve tüm ışıkları kapatmış olarak geri geldi. Uyuyor gözükmek için gözlerimi açmadım. Sağıma değil tam yüzümü göreceği şekilde soluma geçip uyandırmamaya çalışarak yatağın yanına oturdu  Yüzümün gözükmesini istemediğimden saçlarımla kapamıştım. Yavaşça yüzümdeki saçlarımı çekip saçlarımı öptü. Arkamı dönmek istediğimde kolumdan tutup dönmemi engelledi. Beni rahatsız etmek istemediğinden kolumdaki elini çekti.
“Senin yüzünden mutsuz olduğumu hatta sana acıdığımı düşünüyorsun değil mi? Keşke seninle tanışana kadar hiç gülmediğimi, o çok sevdiğim Türk filmlerini izlemediğimi, sadece işe gidip geldiğimi, sırf sen sevmediğin için sigarayı bıraktığımı bilsen. Şayet bilseydin yine de beni mutsuz ettiğini düşünür müydün?” uyumadığımı biliyor ve tepki vermemi bekliyordu.

Aşık Olmaktan Korkuyorum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin