3.bölüm

38 0 0
                                    

Sana gökyüzünü ısmarladım
Gülüşlerinde güneş batsın diye
-murat-

Bazen saçma bir şekilde insanı sıkıntı basar ya hah işte aynı öyleyim. İçimi saran bulanık bir su var ve ben o suyu nasıl dindireceğimi bilmiyorum.
İçimde ki sıkıntı Murat ile alakalı olduğundan şüphe ediyorum. Onda bir sorun var sanki istemediği bir şey olmuş ve bütün zarar ona olacakmış gibi bir hali var. Ama diğer taraftan ise hiçbir şey olmayacakmış gibi rahatlığı.

Murat'ın en farklı yanı çok fazla gizemli olması. Onunla konuşmaya kalktığımda içimdeki şüphe, endişe ve heyecana engel olamıyorum. Bazen o sakin olunca eğlenceli oluyor ama yine de çoğu zaman sert duruşu takınıyor.

Güneşin derin ışığı yüzümü ısıtırken huysuzca kıvrandım yatakta. Murat ile aynı yatakta uyumamızın nedeni ikimizin birbirinden fazla olan inadı. Ona koltukta uyumasını söylediğimde belim ağırır olmaz diyip yatağa girmişti. "Ben enayi miyim ben neden koltukta uyuyacakmışım?" diyerek ben de yatakta uyumaya karar vermiştim. Ama o yine de geceleri uyanıp koltukta yatıyordu.

Bazen kötülük yapmaktan zevk alıyorum. Fakat bu kötülük zevkim sadece Murat'ta geçerli oluyordu.

Dün koca bir gündü. Hayatımda ilk defa bu kadar çok alışveriş yapmıştım. Belki Murat sıkılırda bırakır diye umut ettim ama yok ben aldıkça o cana geldi. Tam bir manyak başka da bir şey demiyorum. Evde ki birkaç kişiye hediye almıştım, geriye kalanların bazılarını seçip kendi dolabıma koymalarını diğerlerini ise ihtiyaç sahiplerine vermelerini söyledim konakta ki gençlere.

Uyku iyi gelmişti yorgunluğuma. Hemen yataktan çıkıp banyoya girdim, kısa duşun ardından dün aldığım günlük siyah elbisemi giyip aşağı indim. Herkes kahvaltısını yapmıştı ve sofrayı toplamaya başlamışlardı.

Nesrin beni görünce elini ağzına kapatıp koşarak yanıma geldi. "Gelin hanım özür dilerim! Ben sizin kahvaltınızı odanıza getirecektim. Unuttum, özür dilerim hanımım!" Karşımda büyük bir telaş ile duruyordu. Omzuna düşen örgüsünü sırtına attım. "Sorun değil Nesrin! Telaş etme bu kadar." Mutfağa doğru adımlamaya başladım."Burada da yiyebilirim değil mi?" Mutfakta pencerenin önündeki koltuğa oturup yüzüne baktım. Kafasıyla beni onaylayıp hızlıca birşeyler hazırlamaya başladı.

Nesrin'in hazırladığı kahvaltıyı yemeye başlamıştım ki içeriye Polat bey girdi. Kendimi toparlayıp birşeyler yemeyi bıraktım. Mutfaktakiler herşeyi bırakıp Polat beyin yüzüne bakıyorlardı. "Beni gelinim ile baş başa bırakın." Yavaşça yanaşıp yanıma oturdu. Herkes ellerindekini bırakıp mutfaktan çıktı ve sadece Polat bey ile ben kalmıştık. "Seninle bir konu üzerinden konuşmak istiyorum, izninle?" Sorarcasına yüzüme bakınca ağzımdaki lokmayı yutup cevap verdim. "Estağfurullah, bir kusurum mu oldu?" Kafasını iki yana salladı."Kulağıma bir kaç dedikodu geldi." Koltuğa oturdu. Yüzümü tamamen ona dönüp büyük bir merak ile dinlemeye başladım.

"Seni ilk günden beri severim. Sen benim gelinim değil kızımsın. Bizim yaşımız aldı başını gidiyor. Murat benim en değerli oğlumdur, çocuklarımın hepsi bir yana o bir yana. Özünde akıllı bir delikanlıdır, merttir. Diğerleri onun gibi değil. Tabi Erhan oğlum hariç. Onun böyle sert duruşuna aldanma aslı merhamettir." Gözleri karşıdaki boş duvarı izliyordu. "Benden sonra evi yönetecek kişinin o olacağını herkes bilir. Eğer o konağın beyağası olursa bilesin ki sende onun karısı olarak hanımağa olursun. Biz de bu öyle kabul edilir." Gözleri bana döndü.

MÜNFERİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin