7.bölüm

29 0 0
                                    

İçime çökmüş bir karanlık,
Kendine bakan bir çift göz.
Çıplak olan gözlerimin içinde,
Kafayı bulmuşum sarhoş gönlümde ki sende.
-murat-

İsteme merasimi bitmiş kahveler içilmişti. Polat bey biraz daha kalmaları için karşı tarafı ikna etmişti.
"Ayy düğün biran önce olsa da şu dolabımda ki elbiseyi giysem!" İçinde ki bütün sevinç ile sessizliği bozmuştu Yasemin. Onun sesi ile etraf mayhoş bir hal aldı. "Hangi elbiseymiş bu?" Kaşlarımı çatarak merakla sordum.
Artık herkes merakla ona bakıyordu. " Nasıl bir elbise biliyor musun Duru? Böyle diz kapağımın üzerinde-" Ellerini birleştirip anlatırken sözünü eşi Poyraz abi kesti.

"Sen o elbiseyi unut!"
"Ya! ne demek unut? Baba bir şey söyle!" Evde ki herkesi kahkaha tuttu. Tıpkı küçük bir çocuk gibi babasından destek bekliyordu. 2 yaşında ki kızı kadar tatlıydı şuan.

"Damat! Kızım ne isterse onu giyer. Sen karışma evlat!" Polat bey sanki küçük çocuğu savunur gibi Poyraz abiye kaşlarını çatarak söyledi. Bu sefer gerçek bir gülünç almıştı ortamı.

Saat gece on ikiyi geçiyordu ve herkes evlerine dağılmıştı. Bir kişi hariç Kemal'in kız kardeşi Erva. Hazal ile liseden beri arkadaşlarmış. İsteme olduktan hemen sonra Orhan işim var diyerek ayrılmıştı evden. Karşı taraf evlerine doğru yol almaya başlamıştı bile.

"Ağam çok yoruldun odaya çıkalımda dinlen biraz." Hayat hanım ve Polat bey odalarına çıkınca bizde oturma odasına geçip oturmaya başladık. Biraz sohbetten sonra herkes odasına çıkmıştı.

Anlamıyordum Murat şuan gayet mutlu ama bundan önce değildi. Bu adam neden böyleydi. Bir ara mutlu sonra üzgün daha sonra sinirli. Değişik.

Murat ile birlikte odaya çıktık. İkimizden de ses çıkmıyordu. Odaya girip hemen makyaj masasına oturdum. At kuyruğu yaptığım saçımı açıp taramaya başladım. Aynadan Murat'ın yansımasına baktım. Gömleğinin düğmelerini açıyordu.

"Murat!" Gözlerini gömlekten çekip aynadaki bana çevirdi. "Bazen ne kadar manyak olduğunu düşünüyorum biliyor musun?" Kaşlarını çatıp gömleğinin son düğmesini de açtı ama çıkarmadı. "Çünkü sen şuan sinirliysen bir kaç dakika sonra mutlu oluyorsun." Pantolonunun cebindekileri tek tek çıkarıp komidinin üzerine koydu.

" Bilim adamları böyle olan insanlara bir isim vermişler." Gömleğini çıkardı."Psikopat!" Gömleğini koltuğa fırlatıp arkama geçti ve üzerime eğilip elimden tarağı aldı. "Yani bende sana diyorum ki." Saçlarımı yavaşça tarayarak devam etti. "Korkman gereken bir adamım! Beni karşına almayı sakın deneme!" Ha anladım üstü kapalı tehdit, zekamı kullanabiliyorum. O kadar da değil. Ama ne sen bana izlettiğin videoyu unut ne de ben sana yapacaklarımı.

Saçlarımda gezinen tarağı elinden alıp masaya koydum. Ayağı kalkıp yüzümü ona döndüm. Yerde diz çökmüş aşağıdan bana bakıyordu. Gözlerine baktım ve elimi özenle taradığı saçlarında gezdirerek dağıttım. "Bunu sevgi sözcükleri olarak kabul ediyorum aşk pötürcüğüm." Göz kırpıp dolaba doğru yürüdüm. Mor pijamalarımı alıp ona döndüm.
Kaşlarını çatmış elleri cebinde bana bakıyordu.

"Pötürcük ne ya?" Kahkaha attım. Cidden takıldığı şey bu muydu? Kırk yıl yalvarsa yapmayacağım kadar isteğimle ona yaklaşmışken onun takıldığı noktaya bak.

Onu o halde soru işaretleri ile bırakıp banyoya girdim. Üzerimi değiştirerek makyajımı sildim.

Murat bazen gerçekten çocuk gibi olabiliyordu. Saçımı tararken ki heyecanı, bana gizlice laf atma çabaları. Murat'ı bu konu da gerçekten seviyordum, eğlenceli oluyordu. Her akşam yatmadan önce 'yahu bu yatağı sen toplama artık beceremiyorsun!' diyerek kafasına bir yastık yemeden duramıyordu.

MÜNFERİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin