21. Bölüm

1.6K 139 132
                                    


-Psycho Psychiatrist-


Yazar: Gintoki


21. Bölüm


Masanın üzerindeki kağıtları bir araya getirip dosyanın içine koyduğumda saat 11'e geliyordu. Son yarım saattir kapının çalınmasını bekliyordum. Söyleyeceklerimi, hareketlerimi, her şeyi kafamda kurgulamıştım ama lanet olası kapı bir türlü çalmıyordu. Güneşin doğuşunu izledim. Bu saate kadar uyanıktım. Eğer evden çıkmış olsaydı kapının kapanış sesini duyardım.

Daha fazla bekleyip paranoyaklaşmak istemedim. Dosyayı ve telefonumu elime alıp kapıdan dışarı çıktım.


Merdivenleri çıkarken telefonu arka cebime yerleştirdim ve kapının anahtarlarını da yan cebime soktum. Gergin olduğum zamanlarda sürekli yaptığım gibi içimden "hm"lamaya başladım. İçimdeki sesin hep aynı tonda ilerlemesi beni sakinleştiriyordu.


Baekhyun'un kapısının önüne geldiğimde beklemeden kapıyı tıklattım. İçeriden koşan ayak sesleri gelmiyordu. Daha da kötüsü hiçbir ses gelmiyordu.

Biraz daha bekleyip sarsak adımları duymayı umdum ama kulaklarımda sadece parmağımın kapıya çarptıktan sonra çıkan tok sesi çalkalanıyordu. Az önce cebime yerleştirdiğim telefonumu çıkartıp Baekhyun'un numarasını bulmak için rehberi açtım. "B" harfine geldiğimde yavaşladım fakat "Baekhyun" diye kayıtlı isim bulamadım.


Nasıl kayıt etmiş olabileceğimi düşündüm. Kapının eşiğine oturdum ve vakit kaybetmemek adına isimlere hızlıca, teker teker baktım. Ne değişik şekilde yazılmış bir isim ne de tam adından oluşan bir numara kayıtlıydı. 


Kafamı kapıya yaslarken gözlerimi kapatıp yavaşça nefesimi dışarı verdim. Nasıl numarasını almamak gibi bir aptallık yapmış olabilirdim ki? Onun da numarasını vermek gibi bir amacının olmayışı beni iyice şüphelendiriyordu.


Oturduğum yerden paranoyakça düşüncelerimi de alıp hızla ayağa kalktım. İkişer üçer merdivenleri inerken Baekhyun'un kütüphanede bulabilmeyi diledim.


-


2. kata çıktım. Güvenlik görevlisinin tarif ettiği yöne doğru ilerlerken kapının ağzında sol elinde bir kitap tutup karşısındaki bedene gülümseyen Baekhyun'u gördüm.


Sinir oldum. Gülümsemesine. Hiçbir şey yokmuş gibi hayatını yaşamasına. Sanırım en çok da beni takmayışına. 


İçimde kaynayan öfke kabarcıklarını biraz olsa da dizginleyip hızlı adımlarla kapının eşiğine geldim. Karşılıklı fısıltılarla konuşan iki bedenin arkasında durdum. Baekhyun'un kulağına eğilip "üzgünüm, geçebilir miyim?" diye fısıldadım.


Ses tonumu algıladığında verdiği tepkiye gülmemek için kendimi zor tuttum. Onu korkutabildiğimi bilmek hoşuma gidiyordu. Omuzları hafifçe yukarı kalkıp inmiş ve kısa bir "ah" kelimesi döküldü dudaklarının arasından.


Onu daha önce hiç görmemiş gibi yaparak bedenimi sağa çevirerek aradaki boşluktan geçtim. Arkamı dönüp yüzündeki ifadeye bakma isteğimi bastırdım. Bunu yapabildiğim için de biraz da olsa sevindim. Kendi duygularımı kontrol edebiliyor olmak iyi hissettirmişti.

-Psycho Psychiatrist-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin