Beni getirdiği yer o eve çok yakındı.
Bir uçurumun yanındaydık. Ve manzara o kadar mükemmeldi ki.
Gün ağarıyordu.
Ve bizim durduğumuz yerden görünen dağlar ve geniş göl o kadar etkileyici ve huzur vericiydi ki...Claire: Sanırım seni dinleyip tek başıma gitmemeliydim.
Johnny: Senin suçun değildi. Edward'ın bu kadar delireceğini hiç düşünmüyordum.
Claire: Bu onun suçu değil... Geçmişte yaşadıkları-
Johnny: İyi de hiçbir şey seni alıkoymasını açıklamaz. Ayrıca kaçırmak nedir? Çok saçma. Yıl olmuş-
Claire: Daha fazla bu konudan konuşmak istemiyorum.
Johnny: Peki, ne konuşmak istersin?
Claire: Aylardır birbirimizi tanıyoruz. Ama seninle ilgili, geçmişinle ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Hikayeni merak ediyorum.
Johnny: Bugün geçmişi ortaya çıkarıyoruz, doğru muyum?
Başımı salladım.
Derin bir nefes alırken kolunu bana atıp sıkıca sarmaladı.Johnny: Çok mutlu bir çocukluk geçirdim. Babam kendi çapında bir iş insanıydı. Annemse babamın iş arkadaşıydı. Ben doğunca işini bırakıp bana bakmıştı.
Claire: Bize benziyorlar.
Johnny: Mesleki açıdan evet. Ama hikayenin devamını daha duymadın.
Johnny: Birbirlerine deliler gibi aşıklardı. Ama yıllar geçtikçe o yere göğe sığdıramadıkları aşkları eriyip yok olmaya yüz tuttu. Bana göstermemek için çabalamalarına kavgalarına şahit olurdum.
Johnny: Bir gün annemin canına tak etmiş olacak ki boşanmak istediğini söyledi. Babamın çalışma odasında tartışırlarken duymuştum. Babamsa onu kaybetmekten korkmuştu.
Claire: ...
Johnny: Yıl dönümleri de yaklaşıyordu. Babam da onu hala sevdiğini göstermek için mi yoksa düzenimiz bozulmasın diye mi bilmem onu vazgeçirmeye çalışıyordu. Çareyi de annemin hep gitmek istediği yere yıl dönümlerini kutlamak için götürmekte buldu.
Johnny: Anneannemlere bırakılmıştım. 1 gece sonra döneceklerdi sözde. O gece hiç uyumadım. İçimde bir huzursuzluk vardı. Evimde olmadığımdan, ailemden uzakta olduğumdandır diye düşündüm. Sabaha karşı uyuyakalmıştım. Uyandığımdaysa anneannem ağlıyordu.
Biraz durdu.
Devam edecek gücü bulduğunda devam etti.Johnny: Meğer gece annemlerin gittiği yerde bir deprem olmuş... Teyzemle eniştem duyar duymaz yanlarına gitmiş. Ben uyandığımdaysa anneanneme daha yeni anlatmışlardı, anlatırlarken duymuştum.
Johnny: Daha küçücük bir çocuktum, kendi kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Hala hayatta olabileceklerine inanmaya çalışıyordum. Belki enkazın altındalardı ama hayattaydılar?
Johnny: 3 gün geçmişti ve kimse bana bir şey anlatmıyordu. 8 yaşında olduğumdan olabilirdi. Ama ben kendi kendime bir şeyler öğrenmeye çalışıyordum. Hani demiştim ya o gece sabaha karşı uyuyakalabilmiştim diye. Meğersem depremin olduğu dakikada uyumuşum.
Yanımdaki kırmızı dijital saatin ben gözlerimi kapatırkenki hali hala gözümün önünde.
04.28Johnny: 1 haftanın sonunda bana gelip bir şekilde onların artık burada olmadığını söylemeye çalıştılar. Kimi çok uzaklarda işleri var, halletmeleri gerek dedi. Kimisi de onun gibi bir şey. İnandım tabi, küçüğüm sonuçta. Geri geleceklerine inandım. Bir gün elbet gelip beni de alacaklarına inandım. Gerçeği anlayacak kadar büyüdüğümde idrak edebiliyordum artık. O enkazdan ya çıkamamışlardı ya da cesetleri çıkmıştı. Ama yoklardı. Gelmeyeceklerdi. İşleri asla bitmeyecekti gittikleri o yerde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wrong Choices|Johnny Depp
Fanfic"Para için aşkından vazgeçer miydi bir insan? Elbette geçerdi Ama ben geçmedim..." Hayatı yanlış seçimler üzerine kurulmuş, hayatın onu kötü biri yaptığı bir kızın "Onun" sayesinde düzelmesini anlatan bir hikaye...