15. BÖLÜM

939 104 12
                                    

SELAMLARR

NASILSINIZ? İYİ MİSİNİZ?

SİZLERDEN KİTABIMI OYLAMANIZI (YILDIZLAMANIZI) VE YORUM YAPMANIZI İSTİYORUM. SİZLERİN YAPACAĞI YORUMLAR, KİTAP HAKKINDAKİ OLAN DÜŞÜNCELERİNİZİ VS BENİM İÇİN GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİ VE ÇOK DEĞERLİ🖤✨




Ellerim hâlâ Ateş'in ensesinde dururken gözlerim de kapalıydı. Şimdi ne olacaktı?

Bir anlık olan bu şeyi nasıl açıklayacaktım?

Ne demem gerekiyordu?

Sonuçta ilk ben yapışmıştım dudaklarına ve bir açıklama yapmam gerekiyordu.

Ateş'in bir eli başımın hemen altında dururken diğer eli ise belimdeydi.

Gözlerimi hafifçe araladığımda Ateş'in gözleri hâlâ kapalıydı. Yavaşça açmaya başladığında ise hızla gözlerimi kapatıp onunla aynı anda açıyormuş gibi yaptım.

Göz göze gelince ikimizde ne dememiz ve ne yapmamız gerektiğini bilmiyormuşçasına bakıyorduk.

Hemen kendime gelerek yavaşça doğrulmaya çalıştım. Ateş bu durumu anlayıp hızla üzerimden ayrıldı ve hemen önümde oturdu.

Saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırırken çekinerek konuşmaya başladım.

"Eee, şey, ben.... Ben özür dilerim Ateş, bir anda oldu, isteyerek yapmadım"

Hızlı ve bir o kadar da çekingen bir tavırla söylemiştim.

"Önemli değil" dedi gülerek ve eli ensesini bulurken
"Şikâyetçi olduğum söylenemez gerçi" bu sözünü ise başka bir tarafa doğru bakarak söylemişti.

"Ateş"

"Name"

İkimizin de aynı anda isimlerimizi söylemiş olmamıza ufak bir tebessüm ettik.

"Sen söyle" diyerek ilk hakkı ona tanıdım.

"Name, nasıl söylenir bilmiyorum ama bir tarafımda söylemem gerek olduğunu söylüyor. Bu durumu daha fazla içimde tutamayacak gibiyim ve bu hisse artık bir son vermek istiyorum"

Lütfen...
Lütfen düşündüğüm şey olmasın Ateş...

"Senden hoşlandığımın sende farkındasın diye düşünüyorum. Bu konuda en ufak bir şikâyetim yok zaten belli olmasını istiyordum. Bunu dile getirme isteğimi içimde daha fazla bastıramazdım. Belki kızacaksın bana, belki 'yok artık Ateş!' diyeceksin fakat ben bunu dile getirmeden önce hareket ve tavırlarımla sana belli etmek istedim.
Senden de en ufak bir uzaklaşma hissetmeyince 'söyle gitsin Ateş' dedim kendime ve şimdi söylüyorum"

Sustu ve derin bir nefes aldı. Dolan gözlerime engel olamazken kendimi suçlamaya başlamıştım bile

"Henüz aşk diye bir şey yok. Yani 'sana aşığım' ya da 'seni çok seviyorum' diyebileceğim hislerim yok. Evet seviyorum seni ama bu sevgi aşk yönünde değil. En azından şimdilik...
Aşk zaten öyle hemen olan bir şey değildir bana göre. İlk görüşte aşk varmı bilmiyorum fakat ilk görüşte hoşlanma olduğuna inanıyorum. Günümüzde ki insanlar hoşlanma denen bu şeye hemen aşk adını koyuyorlar ama ben onlar gibi değilim ne yazık ki...
Aşık olmak için önce daha çok zaman geçirmeli bence insan. Belki ben yanılıyorumdur bilmiyorum."

Kısa bir sessizliğin ardından konuşmasına devam etti.

"Ne sen beni doğru düzgün tanıyorsun ne de ben seni... Fakat sana şunu söylemeliyim ki hayatım boyunca belki de hiçbir kadına karşı bu derece bir hoşlanma duygusu beslemedim ben. Evet daha önce hoşlandığım kadınlar oldu, olmadı diyemem. Fakat hiçbirinde bu derece sürekli görme arzusu, sürekli yanında olma isteği, yanındayken olan kalp atışlarımı ve heyecanımı bu derece hissettiğimi hatırlamıyorum. Senin yanındayken buranın hızını susturamıyorum" diyerek sol yanını işaret etti. Gözlerimin içine bakarak devam etti bundan sonrasını

GEÇMİŞİN YARASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin