13. BÖLÜM

1.1K 112 15
                                    

SELAMLARR

NASILSINIZ? İYİ MİSİNİZ?

SİZLERDEN KİTABIMI OYLAMANIZI (YILDIZLAMANIZI) VE YORUM YAPMANIZI İSTİYORUM. SİZLERİN YAPACAĞI YORUMLAR, KİTAP HAKKINDAKİ OLAN DÜŞÜNCELERİNİZİ VS BENİM İÇİN GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİ VE ÇOK DEĞERLİ🖤✨




Gözlerimi araladığımda camdan giren loş ışık ile güneş'in yeni doğmaya başladığını anladım. Yastığıma sıkıca sarılmış bir vaziyette uyanmıştım. Geçmişim gibi rüyalarımda peşimi bırakmıyordu.

Ne gördüğümü tam olarak hatırlamıyordum fakat kendimi yine hamile ve beyaz, uzun ve saten bir elbise içerisinde gördüğümü hatırlıyordum. Önümde, arkası dönük bir şekilde duran adam vardı ve ben kim olduğunu çözememiştim. Bir şeyler söylüyordu bana fakat cümleleri o kadar karışık ve bir o kadarda fısıltı ile çıkmıştı ki ağzından neler söylediğini anlayamamıştım ama sanki rüya içerisinde anlamış gibiydim. O cümleler yüzünden elim karnıma sıkıca sarılmış bir vaziyette ağlıyordum.

Rüya o kadar işlemişti ki bana, uyandığımda hem başımın altındaki yastık hemde sıkıca sarıldığım yastık gözyaşı olmuştu.

Hissiz bir şekilde içeriye sızan güneş ışığına bakarken yastığıma mümkünmüş gibi daha sıkı sarıldım.

Dün geceyi unutamıyordum. Hiçbir şeyi unutmak kolay değildi elbette ama dün gece...

Dün gece onca sene'nin ardından ilk defa girmiştim o eve. Alya'nın o halsiz, bitkin hâli, sözleri içime çok işlemişti. O acı ve çaresiz dolu bakışlarını gözümün önünden gitmiyordu. 'Anne' diye yalvararıcasına ağlaması, derince çektiği iç'ler, bana söylediği o sözler... Hem kendi yarasını deşmiş hemde benim acıma tuz basmış, ikimizinde yarasını tekrar açmıştı.

Neden olan hep çocuklara oluyordu?

Neden her hikâye'nin sonunda çocuklar üzülüyordu?

Neden yanan hep çocuklar oluyordu?

Neden en çok acı çeken taraf hep çocuklar oluyordu?

Hiç mi düşünmüyorlar o masum ve temiz kalpleri?

Herkes anne olmamalıydı bu hayatta. Herkesin anne olamayacağı gibi herkesinde baba olmaması gerekiyordu!

Bu sözüm Alaz için geçerli değildi elbet. Çünkü o gerçekten çok iyi bir baba olmuştu. Onun mükemmel bir baba olacağını zaten biliyordum fakat şimdi görüyordum. İyi bir sevgili olamamıştı belki ama en önemlisi çok iyi bir baba olmuştu. O konuda hakkını yiyemezdim.

Elinden geldiğince Alya'ya annesi'nin yokluğunu hissettirmemeye çalışıyordu ama çocuk işte...
İster beş yaşında olsun, ister on beş, ister otuz beş yaşında olsun yinede hisseder o yokluğu...

Gözleri görmemeye alışsa bile kalbi alışmaz. Her hücresinde hisseder o yokluğu.

Bir açıdan da şanslıydı aslında. Onu doğurur doğurmaz terk edip giden bir kadın nasıl anne olabilirdi ki ona?

Sol tarafıma doğru dönük olduğum yatakta sırt üstü uzanma pozisyonuma geçtim. Elim komidinin üzerindeki telefonuma gitti. Ekranı açtığımda saate baktım. Saat daha çok erkendi.

Gece'nin geç saatinde uyumuş olup bu kadar erken uyanmayı beklemiyordum. Sağ elim ile ağzımı hafifçe kapatarak esnedim ve yatakta oturur pozisyona geçtim. Boş boş etrafa bakındım bir süre. Komidine tekrar uzandım ve bardağın üzerindeki peçeteyi kaldırıp suyumu içtim. Yataktan kalktıktan sonra kendimi hemen makyaj masamın önünde buldum.

GEÇMİŞİN YARASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin