1. 'Zorba'

96 3 0
                                    











Hızlı ve seri adımlar, neredeyse koşmaya yakın. Soluklar art arda sıralanmış, durmaksızın. Bir süre sonra hepsi faydasız. Başım dönüyor, gözlerim kararıyor ve ben düşüyorum. Kimse tutmuyor.

Nerde mahvolmuştu hayatım?

Nerede hata yapmıştım?

Nerede?

Her şey onu görmemle başlamıştı.

Okulun ilk günü. Çok heyecanlıyım. Kalbim göğüs kafesime minik bir kuşun kanat çırpışı gibi çarpıyor. O tatlı telaşı unutamıyorum. İçim kıpır kıpır. İşkence gibi geçen bir sınav yılını atlatmış ve bileğimin hakkıyla kazandığım okulumun bahçesine giriş yapıyorum. Kimseyi tanımasam da her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacaktı. Onu görene kadar.

Çocukluk arkadaşım, Melis Özay.

Onu gördüğüm an tanıdım. Çocukken bile muazzam bir güzelliği olan kız şimdi kusursuz bir şahesere dönmüştü. Bal rengi saçlarının güneşle olan dansı hala aklımda. İçime bir umut doğmuştu onu görünce. Bu yabancı yerde yalnız kalmayacaktım. Bir arkadaşım vardı!

Hem de ne arkadaş...

"Vayy! Ezik firarda!"

Saç diplerimde derin bir acı hissederken bilincimin yavaş yavaş yerine geldiğini hissediyordum. Ki karşımdaki yüz hatlarını yavaş yavaş ortaya çıkarıyordu. Midemde bir baskı hissettim. Sanırım ayağıydı. Ya da dizi?

"'Okul çıkışı bekle.' Bu kelimelerin nesini anlamadın acaba aptal ezik?"

Gülüşmeler. İki kişilerdi. Hayır, üç. Ama asla o, burada olmazdı. Eserini izlemekten hoşlanmıyordu.

"Bu zekayla bu ezik nasıl Melis'e zorbalık yapmış aklım almıyor!"

"Di mi? Tam bir cesaret abidesi!"

Ve tekrar gülüşmeler. Dudaklarımı ısırdım. Kanatırcasına. Ben hayatımın hangi evresinde 'zorbalık' yapmıştım acaba? Hem de Melis'e. Güldüm. Yan yana bile gelemezlerdi. Onun kadar mükemmel biri asla ezilmezdi. Benim gibi...

"O kadar iğrenç ki onu görmek bile midemi bulandırıyor!" Dedi kızıl olan. Benimle en çok uğraşan oydu. Fiziksel olarak...

"Iyy! Ellerini yıka hemen! Bir de saçına dokundun şu mikropun." Ruhsal olarak ise bu kumral kızdı sanırım. Ya da hepsi. Azar azar ve tümden.

"Haklısın. Ama sadece ellerimi yıkamak yetmez! Sorunun kaynağını çözmeliyiz."

Ardından saçımdaki eller yerini vücudumu iten ellere bıraktı. En son hatırladığım geriye doğru düştüğümdü. Ve bedenimi saran soğuk su.

Dediğim gibi Melis Özay harika biriydi. Herkes bunu bilirdi. Birçok arkadaşı vardı. Onu seven çokça insan vardı. Bir zamanlar ben de o insanlardan biriydim. Bilincim kapanırken bile onu düşündüğüme göre hala onlardan biriydim. Ne komik!

Biz çocukluk arkadaşıydık. Beraber büyüdük, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi denilebilir. En güzel çocukluk anılarımda o var. Ya da ben sadece en güzellerini hatırlamak istiyorum.

Küçükken bile zekiydi. Benim aksime sınıf birincisiydi. Her daim temiz ve pahalı kıyafetler giyerdi. Ailesi zengindi. Işıl ışıl parlardı. Sanki kimse onu kirletemeyecekmiş gibi.

SANRI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin