9. 'Geçmişin Hesabı'

29 3 0
                                    











Dııt! Dıııt! Dııııt!

Mesaj sesinden uyuyamıyordum. Sessize almıştım ama titremesi bile yetiyordu. Beynimin içini oyuyordu adeta. Sinirle doğruldum yerimden. Yatağımın yayları gıcırdadı içim bir garip oldu ama sinirim yerindeydi. Elime telefonu aldım ve üsteki mesajları okumadan hızlıca gezindi klavyenin üstünde parmaklarım.

Nil
'Gece gece derdin ne senin!'
'Bir uyutmadın!'

Yankı
'Hangi okula gittiğini soracaktım sadece.'
'Rahatsız ettiğim için özür dilerim'

Ofladım. Elveda sessiz sakin zamanlarım, anlaşılan sizinle uzun bir süre görüşemeyeceğiz.

Nil
'Niye soruyorsun?'

Yankı
'Çıkışta seni alacağım.'
'Buluşuruz belki diye.'
'Tabii müsaitsen.'

Nil
'Eva Koleji'

Yankı
'Bu buluşacağımız anlamına mı geliyor?"

Nil
'Engelleyeceğim ilk insan olmak istemiyorsan susman gerektiği anlamına geliyor.'
'Uyumak istiyorum.'
'İyi geceler.'

Fazla soğuktu belki ama başım çatlıyordu artık ağrıdan.

Yankı
'Tamam aldım mesajı'
'İyi geceler'
'Rüyanda beni gör ;)'

Kaşlarım çatıldı. O son mesaj neydi öyle? O gülücük fazla şüpheliydi özellikle. Neyse diye fısıldadım. Vücudum eski yatağıma geri düşerken sırtıma batan yaylar bile umurumda değildi o an. Uykunun kollarına ulaşmama kimse engel olamazdı.

^*^

Ne günah işlemiştim acaba ben?

"Anlaştığımızı sanıyordum?" diye mırıldandım. Bıkkın sesim birkaç tur attı boşlukta. Ama ona ulaştı mı emin değilim. Benden oldukça uzakta duruyordu zira. Sinirle tısladım. "Kaçıyor bir de!"

"Buna, kaçmak yerine stratejik geri çekilme diyebiliriz." Uslanmaz gözleri birkaç tur attı üstümde. "Korkutuyorsun beni şu an. Biraz sakinleşsen mi?"

"Uyumak istiyorum! Nesini anlamıyorsun?"

"Ben de onun için geldim zaten. Benimle daha rahat uyursun. Hem bu senin rüyan, ben sadece misafirim. Tanrı misafiri. Misafir geri çevrilir mi? Hiç edep adap ta mı öğrenmedin sen?"

Bulduğum yere yorgunlukla çöktüm. Belimi rahatlatmak için geriye doğru bırakırken sırtımı, bana doğru atılan temkinli adımları hissedebiliyordum. "Çok yaklaşma bence. Elim hala kaşınıyor."

Durdu. O da aynı benim gibi uzandı biraz uzağımda. Şimdi beraber sonu olmayan beyaz bir boşluğa bakıyorduk. "Bence bu renk pek hoş değil." Sessizliği kaç saniye sürmüştü? Rekorunu kırmıştı sahiden! "Siyah yapalım mı?"

"Ne istersen yap."

Ortam bir anda simsiyah oldu. Böyle içine çeken gözün gözü dürtmediği bir siyahlık. "Şimdi de seni göremiyorum. Hoşuma gitmedi bu!"

Bir anda gökyüzünde birkaç pırıltı oluştu. Yıldızları indirmişti o simsiyah boşluğa. Ardından dalga sesleri doldurdu etrafı. Şaşkınlıkla doğruldum. Ellerim kumun o rahatsız pürüzünü tane tane hissetmişti. Önümde uzanan ay ışığının yansıdığı denize hayranlıkla baktım. Kokusu bile doluyordu burnuma. "Bunu nasıl yapıyorsun?"

SANRI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin