Çalan alarmım ile sıcacık yatağımdan sızlanarak kalkmış ardından lavoboya ilerlemiştim. Elimi yüzümü yıkayıp yüz bakımımı yaptıktan sonra hızlı bir kahvaltı yapıp odama geri döndüm. Fakülteye gitmek için 2 saatim vardı. Üstümü giyinip gerekli eşyalarımı yanıma alıp evden çıktım. Bu gün maaşım yatacaktı bunun için mutluydum. Yarı zamanlı olarak çalışsamda gayet iyi bir maaş alıyordum en azından bana yetiyor hatta bazen artıyordu. Artan parayı da bir köşede biriktiriyordum. Ailemin bana pek destek olduğu söylenemezdi çok nadiren arayıp bir şeye ihtiyacım olup olmadığını sorar az bir miktar para gönderirlerdi. En azından bana bir ev tutmuşlardı. Kira da oturmadığım için şanslıydım. Otobüs durağına doğru yürürken çantamdan kulaklığımı çıkarıp en sevdiğim şarkı listesini başlatmıştım. Evim Fakülteye oldukça uzaktı o yüzden en geç 2 saat önce çıkıyordum evden. Otobüste boş bir yer bulup hızlıca oturmuş ve çantamı kucağıma almıştım. Son durakta inip başka bir otobüse daha binmem gerekiyordu fakat daha son durağa çok olduğu için çantamdan geçen gün satınaldığım kitabı çıkardım. Kitap doğa üstü canlılar ile ilgiliydi. Açıkçası kitabı okurken en çok dikkatimi çeken Vampirler olmuştu. Kırmızı gözler, istedikleri zaman sivriltebildikleri dişler, özel güçler ve daha birçoğu cidden çok havalıydı. Fakat her güçlü canlının bir yenilgisi oluyordu. Vampirlerin ki ise bana çok komik geliyordu. Sarımsak. Koku alma duyuları fazla kuvvetli olduğu için sarımsaktan nefret ediyorlar. Ayrıca bazı özelliklerini zayıflatıryordu. Kısacası ne kadar güçlü olursanız olun küçük kokulu bir sebze ile herkes sizi alt edebilirdi. Kitabı okumaya iyice daldığım sırada duyduğum sesler ile başımı kaldırdım. Bir adam, büyük ihtimalle bir şey içmiş, şoföre bulaşıp bir çok laf sayıyordu. Umuramayıp kitaba okumaya devam ettim. Otobüs aniden fren yapıp durmuştu. Elimdeki kitap düşüp otobüsün öbür tarafına doğru giderken bense kafamı vurmaktan son anda kurtulmuştum. Herkes neler olduğunu anlamaya çalışırken bende hızla koltuğumdan inip kitabımı bulmaya çalışıyordum. Ah o kitaba cidden fazlaca para verdim. Kitap görüş alanıma girdiğinde onu almak için ilerlemiştim. Tam kitabı alacakken boynumda hissettiğim sivri ve soğuk cisimle hareket edememiş olduğum yerde öylece kalakalmıştım. Otobüsün içindeki herkes bana korku ve endişe ile bakarken ben neler olduğunu daha yeni idrak ediyordum.
"AŞAĞI İNMEZSSEN BU ÇOCUĞA ACIMAM!"
Arkamdaki adam bağırark şoföre hitaben konuştuğunda oldukça ciddi gözüküyordu. Aniden adam beni kolumdan tutup yere oturmamı sağlamış tam arkamda boynumdaki bıçağı çekmeden etrafa tehditler yağdırıyordu. O sırada ayağımın yanında olan kitabı fark ettim. Bir kitap bu tür bir durumdan kurtulmamı sağlayabilir miydi? Denemeden bilemeyiz. Sağ ayağımı kitabın üstüne koyup yavaşça kendime doğru çektim. Arkamdaki adam etrafa bağırmak ile meşgul olduğu için fark etmemişti. Boştaki elimle kitabı alıp iyi bir vuruş yapmak için hazırlandım. Adam kafasını bana doğru döndürdüğünde kitabın kenarı gözüne gelecek şekilde sertçe vurmuştum. Adamın tutuşu zayıflarken hızlıca durumdan yararlanıp boynumun bıçak ile olan temasını kemiş ve ayağa kalkıp otobüsün arka tarafına doğru ilerlemiştim.
"SENİ VELET"
Adam otobüs şoförünü es geçip bu sefer benim peşime düştüğünde kimse bir şey yapamıyordu. Adam elindeki bıçağı etrafa rastgele sallayıp yanıma gelmiş bıçağın ucunu bana doğrultmuştu.
"SEN CANINA MI SUSADIN HA! SENİ SİKİK"
Adam sözünü bitirip köprücük kemiğimin üstüne bir çizik atmıştı. Ben acı ile bağırırken adam dahada dibime girmiş bu seferse bıçağı tam olarak şah damarımın olduğu kısıma dayamıştı. Şuan ki durumdan korkuyor muyum? Evet, şuan ki durumdan delicesine korkuyordum. Bir kitap yüzünden şuan resmen ölüm aşamasındaydım. Adam bıçağı boynumda hareketlendirdiği sırada bileğinden tutulup geri çekilmişti. Adam odağını benden aldığı sırada arkasını dönüp bileğini tutan kişiye bakmıştı. Bende onunla eş zamanlı olarak simsiyah giyinmiş kapşonu ile kendini tamamen gizlemiş olan çocuğu inceledim bir süre. Oldukça gizemli bir havası vardı. Kafasını yerden kaldırdığında bir çift kahverengi göz ile karşılaşmıştım. Kahvelerinin içi parlarken gözlerimi ondan alamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLOOD AND GROUND
FanfictionHan Jisung kendi halinde bir çocuktu. Ailesi ile fazlaca problemleri olan Jisung geçimini sağlamak için yarı zamanlı olarak bir markette kasiyerlik yapıyordu. Fakat kim bilebilirdi ki o gün akşam saatlerinde markete giren yabancı yüzünden kendini fa...