"ÇIKARIN BENİ BURADAN! İSTEMİYORUM İSTEMİYORUM HAYIR!"
Etrafımdaki ayna duvarlara her baktığımda kendimi görüyordum. Çırpınıp duran, yıkık ve bir o kadarda kötü bir beden... Buraya geleli çok olmamıştı yakalandıktan sonra direkt beni buraya getirmişlerdi. Burası küçücük bir odaydı her taraf aynalar ile çevriliydi odanın tavanından bir zincir sarkıyordu. Bedenim bu zincire bağlıydı. Odanın içinde bağırışlarım ve çekiştirdiğim zincirlerin sesi dışında bir ses yoktu. Delirmek üzereydim.
"Çıkarın beni çıkarın!"
Bağırışlarım çaresiz ve cevapsızdı. Buraya ne gelen vardı ne giden sadece ben ve onlarca yansımam. Bir süre sonra pes edip odanın en köşesine oturdum. Aklımda sadece Minho vardı. Neredeydi? Ne yapmışlardı ona? Peki ya arkadaşlarım... Felix, Seungmin, Chanbin, Chan hyung ve Jeongin. Jeongin'i orada görememiştim bile hiç bir yerde yoktu.
Aklımdaki düşünceler susmazken bağlı ellerimi saçlarıma götürdüm. Avcumun içine aldığım tutamlarımı çekiştirirken aynı zamanda ağlıyordum.
İdamın ne zaman yapılacağını bilmiyordum. Felix ve Seungmin'e tam olarak ne olacağını bilmiyordum. Minho'ya ne olacağını bilmiyordum...
Aradan dakikalar belkide saatler geçmişti. Zincirleri her seferinde daha da zorluyordum.
"ÇIKARIN ŞUNU ÇIKARIN!"
Zincirler bileklerimi tahriş ederken canım yanıyordu ama umrumda değildi. Gözlerim doluyor ve görüşüm bulanıklaşıyordu fakat zincirlerden kurtulmak istiyordum... beni boğuyordu.
"İstemiyorum, istemiyorum, istemiyorum, İSTEMİYORUM HAYIR!"
Bağırışlarım odayı doldururken artık pes etmiştim. Bacaklarım daha fazla beni taşıyamayıp pes ederken dizlerimin üstüne düştüm yeniden.
"Nerdesin Minho... neredesin ölüm meleğim?"
Sesim oldukça kısık çıkıyordu artık. Yorulmuştum.
"Ben sana güvenmiştim... kurtaracaksın beni değil mi sevgilim?"
°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°
(Minho)
"MİNHO YARDIM ET!"
Jisung? Duyduğum ses ile arkama dönmüştüm. Jisung dolu gözleri ile bana bakıyordu.
"YARDIM ET MİNHO LÜTFEN! CANIM YANIYOR ÇOK ACIYOR..."
Canı yanıyordu.
"KORKUYORUM MİNHO LÜTFEN!"
Korkuyordu.
"SANA GÜVENMİŞTİM ÖLÜM MELEĞİ..."
Bana güvenmişti.
"BENİ KURTARACAKSIN DEĞİL Mİ SEVGİLİM?"
Sevgilim...
"Jisung bekle beni güzelim kurtaracağım seni tamam mı?"
Koşuyordum. Nereye gittiğimi bilmiyordum vampir hızımı kullanamıyordum. Karanlığın içinde ışıl ışıl parlayan sevgilime koşuyordum. Bana elini uzatıyordu. Elini tutacağım sırada ise aniden geri çekildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLOOD AND GROUND
FanfictionHan Jisung kendi halinde bir çocuktu. Ailesi ile fazlaca problemleri olan Jisung geçimini sağlamak için yarı zamanlı olarak bir markette kasiyerlik yapıyordu. Fakat kim bilebilirdi ki o gün akşam saatlerinde markete giren yabancı yüzünden kendini fa...