~Okulunun en zeki öğrencisi olan Aikoya verilen o soruyla başlamıştı her şey. Yeni bir arkadaş kazanması onun yeni bir maceraya başlamasına sebep olmuştu...
Aiko asla umudunu kaybetmeyen hayalperest bir kızdı. En büyük hayali Japonyayı dünya şampiy...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
°|2. sezon 8. bölüm|°
°~[Kanadı kırılmış bir meleğin hikayesi...]~°
°~Kalbinin acı çekmesine razı olmak yerine bazen gözyaşlarınınakmasına izin vermelisin...~°
° ° °
Dünkü lunapark eğlencesinden sonra takım antremanlara devam ediyordu. Wakabayashi antreman boyunca Matsuyamayı yiyecekmiş gibi bakıyordu. Takasugi olayı olmasaydı Matsuyama çoktan tahtalı köyü boylamıştı. Bu günkü antremanda Aiko,nedense çok durgun gibiydi ve mutlu görünmüyordu. Tsubasa ve Taro bunu farkederek kıza ne olduğunu sorsalar da,Aiko her şeyin iyi olduğunu söylemişti. Antreman sonrası Mikami takımı dinlenmesi için bırakıp kendi odasına çekilmişti. Misugiyle birlikte Fransa takımının analizini yapacaktılar.
Antreman sonrası Aiko dolaşmaya çıkmıştı. Biraz yalnız kalmak istiyordu. Haruka ve Hikaru Genzoyu atlatarak dışarı çıkmıştılar. Sora yine Karlla,Taro da Rosalieyle buluşmuştu.
TarOsa çifti buluşmalarını yaşarken geçtikleri sokakta müzik çalan birini ve müziğin hoş sedaları altında dans eden çiftler görmüştüler. Rosa hayranmışca çiftlerin güzelliğini izlerken Taro da ona dans etmeyi teklif etmişti. Romantik çift bir-birlerine sevgi dolu gözlerle bakarak,aşklarını her an dile getiriyordular. Taro ve Rosalienin tutkulu dansını insanlar hayranlıkla seyrediyordular.
"Rosalienin sevgilisi bu japon çocukmuş demek... Gitti taş gibi kız!"
"Ay çocuk da çok sevimli ama ya!"
"İnsanları güzelliğinle etkiliyorsun, okyanusum"dedi sevgilisinin gözlerinin içine bakıp gülümseyerek Taro.
"Sen de tatlılığınla herkesi büyülüyorsun, tatlı sevgilim"dedi sevgilisinin cümlesine karşılık olarak Rosa. Arkadaşların ilişkisinde adrenalin var mı acaba? Hep romantizm
° ° °
İlk buluşmalarında başbaşa bir şeyler yapmak isteyen HikaHaru çifti bir kafeye gelip sohbet etmeye başlamıştılar. Matsuyama odun bile olsa Haruka onu her haliyle seviyordu. Aslında kuzeyli genç çok odun değildi,romantizm konusunda pekte iyi değildi diyelim. Matsuyama ve Haruka tatlı anlarını yaşarken el-ele tutuşmuştular. Hikaru Harukanın eline ufak bir öpücük konduracağı an yan masadan bir öksürük sesi gelir.
"Hadi ama! Abim bizi rahat bıraktı sanmıştım!"dedi Haruka yan masadan el sallayan Shutetsu üçlüsü ve Takasugiyi görünce.
"Wakabayashinin çok sessiz davranıp izin vermesinden şüphelenmiştim zaten!"dedi Matsuyama elini masaya vurarak.
"Valla çocuklar emir büyük yerden!"dedi Takasugi önündeki kahveden bir yudum alarak.
