☆-3-☆

1.4K 179 277
                                    

F:

Kanatlarım yavaş yavaş kaybolurken, yaşanan bu durum sebebiyle lanetler savurdum. Zaten sihrim yokken tek özelliğim olanı da kaybetmiş, iyice savunmasız kalmıştım.

Yere çakılmak üzereydim. Hızla ellerimi yüzüme siper ettim. Fakat düşmeyip, birinin beni tutmasıyla bende kollarımı ona sardım.

Hyunjin bir elini bacaklarımdan, öteki elini de sırtıma koymuştu. Gökyüzündeki Ay'a bakarak ufaktan gülümsedi.

"Senin güçler puf oldu." Diyerek beni sinir etmeyi başarmıştı.

"Şuan Anlaşmaya sadık kal. Bu konuyu tekrar konuşuruz." Dedim sıkıntılı bir nefes vererek.

Derin bir nefes aldı ve kafasını tamam anlamında salladı. Ardından aşağı indi. Beni de indirdi kucağından. Evime yürüyerek gitmem çok zor olacağı için hyunjinin gözlerinin içine bakıyordum. Beni eve bırakması için.

Bunu anlamış olacak ki, kafasını hayır anlamında sallayıp, beni  bırakıp gitmişti. Ben ise sadece arkasından küfür ediyordum.

"Şerefsizsin nolacak! Salaklık bende, iyilik yapacağını düşünmüştüm. Ama yani beni buraya çağıran sensin. Geri de bırakmalısın yani!"

Söylene söylene yolu yarılamıştım. Ama arkamda duyduğum çıtırtıyla yerimde durdum.

Arkamı yavaşça döndüğümde hyunjinin birisiyle dövüştüğünü gördüm. Bu kim be?

"Burada olmaman gerekiyordu!" Diye hiddetle bağırdı adını bilmediğim kişi.

"Adi şerefsiz! Neden buradasın?" Diye bağırdı hyunjin. Olayı anlamamış, arada kalmıştım.

"Noluyor? İkinizinde burada olmaması gerekiyor?" Dediğimde bakışlar bana döndü.

"Aşırı güçsüzsün. O yüzden peşinden gelmek zorunda kaldım. Yoksa bana ne senden?" Diye savunmaya geçti hyunjin.

"Ben..." lafını böldüm.

"Çiçek için? Ya anlamıyor musunuz! Bulamazsınız! Önünüzde bir harita olmadan impossible!" Dedim sinirle.

En sonunda çalılıkların arkasından çıkan korumalarla sinirden patlamak üzereydim.

"Bu ne şimdi! Anlaşmayı gelip istediğiniz gibi bozuyorsunuz! Hemen gidin yoksa anlaşmadaki maddeler yüzünden ceza alacaksınız." Dedim.

Evet. Anlaşmamıza uymazlarsa, lanetleniyorlardı. Öyle denebilir yani.

Hyunjinin korumaları önümdeki vampiri yakalayıp götürdüler. Sonunda hyunjinle tek kalmıştık.

Hyunjine sinirle bakarken, gözlerini benden kaçırarak yanıma geldi. Ben sorgulayarak gözlerimi üzerinde gezdirirken birden beni kucağına almasıyla çırpındım. Hayırdır noluyo?

"Ya sakin ol ve bana vurmayı kes! Eve bırakıp gidicem! He..eğer istemiyorsan-"

"İstiyorum istiyorum, götür beni!" Neden yürüyeyim ki?

Kendisi havalanmaya başladığında bende ellerimi omuzlarına koydum. Bu nasıl mümkün olabilirdi ki? Hyunjinin kanatları bile yoktu.

Bunu düşünmeyi bırakıp, kafamı hyunjinin göğüsüne koydum. Ağırlığımı taşısın da yorulsun!

Bulunduğum yerden irislerimi onun üzerinde gezdirdim. Birbirimizi görmüştük ama o da 4,5 sene önceydi.

Şimdi büyümüş ve daha...daha iyi olmuştu. Yakışıklı denmez!

Do You Like Fairy Tales? -HyunLix- ☆Vampire And Fairy☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin