(42.elveda...)

28 5 2
                                    

Arminin son birgünü kalmıştı. Yarı ayık yarı bayılmış bir haliyle erenin sesini duymak istiyordu. Mikasa ise ağlamaktan harap olmuş, dün geceden beri ağladığı için kendini uykuya bırakmıştı. O sırada armin titreyen eliyle yanı başında olan komidinden telefonunu aldı. Erene son kez yazacaktı ve ondan sesli mesaj isteyecekti...

Eren-armin

Armin: merhaba eren.

Eren: merhaba Armin.

Armin: eren bana kendi sesini atarmısın mesaj olarak?

Eren: Armin şuan müsait değilim, dersteyim şuan.

Armin: eren lütfen bana sesli mesaj at, senden son birşey istiyorum lütfen...

Eren: Armin şuan gerçekten işim var, lütfen daha sonra yaz bana.

Armin: Eren-

Eren çoktan telefonu kapatmıştı. Armin ise zorlukla tuttuğu telefonu yere düşürdü ve boğazı düğümlenmeye başladı. Armin bir anda yere kan kusmuştu. Ama şuan ölemezdi, vücudu titriyordu hiç durmayacakmış gibi, dudakları zonkluyordu hiç durmayacakmış gibi. Titreyen beyaz tenli eliyle masadaki günlüğüne ve kalemini aldı. Son birşey yazmak için, madem eren mesajına bakmamıştı. En azından son gücüyle elinden geldiğince deftere döküyordu. Bir yandan gözyaşları sel olmuş akıyor, bir yandan kanlı dudakları zonklamaya devam ediyordu. Durmayacak bir acının ardından Armin kalbinin ağrısıyla birlikte şuan çığlık atmak istiyordu. Ama Armin gülümsüyordu, erene ondan kalan bir anısı olduğu için, ondan kalan küçük bir hatırası olduğu için gülümsüyordu. Mektubunun son sayfasınada aklından ne geçiyorsa herşeyi yazdı...

Armin günlüğünü kapattı ve masaya geri koydu, kalemiyle birlikte koydu. Ve kendine ağır gelen ama bir o kadar zayıf bedenini yatağına bıraktı, mikasa ya baktı ve gülümsedi. Artık gerçekten tükenmişti ve şuan ölümünün dakkasıyla, saniyesiyle mikasaya duyamayacağı birşey söyledi.

Armin: E-ELVEDA...mikasa...

Armin artık bedenini azraile teslim etti. Eli yataktan aşağıya sarkma ya başladı ve artık Armin ruhuna veda etmişti...

Mikasa makineden duyduğu ses ile uyandı fakat makinada gördüğü şey ile resmen kilitlenmişti. Armin ölmüştü, Armin erken ölmüştü. 4 gününde ölmüştü...

Mikasa: H-hayır...H-hayır s-sen ölmedin...değilmi?...

Mikasa hemşirelerden birine bağırdı.

Mikasa: LÜTFEN YARDIM EDİN!!! ARKADAŞIM ÖLÜYO!!!
Hemşire: OLAMAZ! BEN HEMEN DOKTORUMUZU ÇAĞIRIYORUM!

hemşire koşa koşa doktor Cameron'un odasına gitti. Daha kapıyı tıklamadan açtı.

D.cameron: KAPI ÇALMAYI BİLMEZMİSİN SE-
hemşire: hocam Armin arlert...
D.cameron: N-NOLDU ARMİNE!!
hemşire: H-hayatını kaybetti...

Doktor Cameron'un gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı. Ve son hızla arminin kaldığı odaya gitti. Fakat doktor gördüğü şeyle yere yığılmıştı. Bacakları çökmüştü. Gördüğü manzarayı keşke görmeseydi diye dua ediyordu.

D.cameron: Armin...elveda benim cesur yürekli hastam...

𝙶𝚎𝚌̧𝚖𝚒𝚜̧ 𝚅𝚎 𝙶𝚎𝚕𝚎𝚌𝚎𝚔 (Eremin) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin