"Bunun bize neye mâl olduğunu biliyor musunuz?!" diyerek masaya sertçe vurdu müdür.
"Sizden hiç beklemezdim Afra hanım!
Nerede profesyonel iş anlayaşınız?
Nerede yüksek kalite yöneticilik?""Müdür bey?" diye söz hakkı istedi Afra. Çocuk gibi bir saattir azarlanıyordu.
"Mert bey rahatsızlandı. İnanın son dakika oldu ve ben de sabah medyaya bildirdim"
"Bu söyledikleriniz benim kayıplarımı karşılamıyor Afra hanım" diye sinirle geriye yaslandı adam.
"Evet ama... "
"Ama ne? Sponsorlar köpürüyor!
O programın 1 dakikası bize milyonlar olarak dönüyordu"Gerçekten adamın tek düşündüğü şey paraydı. Ne olduğunu veya Mert'in nasıl olduğunu umursamıyordu bile. Hayat onun için sadece gelir gider tablosu şeklindeydi.
Gene de bir yerde haklıydı. Sadece yanlış kişinin üstüne geliyordu.
"Pekala size bunu telafi edeceğimize söz veriyorum müdür bey"
"Nasıl? Haftaya 2 katı mı izlenecek sanki?" diye dalga geçti adam ve masada ki sigarasından yaktı.
"Belkide... " diye omuz silkti Afra.
"Bunu başarabiliriz bilmiyorum ama bu saatten sonra ne yapmamız gerektiğine bakıp dikkatli olacağım efendim"
"İyi olur! "
"İzninizle efendim" diyerek odadan çıktı Afra
Sinirle saç tokasını gevşetti ve asansöre doğru ilerledi.
Kim hiç suçu olmadığı halde bu kadar azarı kabullenirdi ki?6. Katın düğmesine bastı derin bir nefes aldı. O Mert serserisi erkenden iyileşse iyi olurdu.
Asansör durduğunda Afra başka insanlara yer açmak için kenara çekildi.
İçeri girenler arasında Afra'nın asistanı da vardı ve çocuk Afra'yı görünce gözleri ışıldamıştı.
"Ah Afra hanım burdasınız"
"Beni mi arıyordun?" diye düz bir sesle sordu Afra.
"Evet! Afra hanım size raporları getirdim ve..."
"Sonra incelerim" kesti Afra ve asansörün kat simgesine baktı.
"Afra hanım bir de şey diyecektim""Sonra"
"Ama Afra hanım"
"Sonra dedim çok yorgunum" dedi ve devamını beklemeden asansörden indi.
Odasına doğru ilerlerken bir süre kapısını kilitleyip dinlemeyi düşünüyordu. Yediği lafları sindirmesi gerekiyordu. Fakat kapıyı açmasıyla şaşkınlıkla sıçradı.
"Hassi-"
Genç yaşlarda bir adam Afra'nın odasında oturuyor ve Afra'nın az önce söylediklerinden dolayı sırıtıyordu.
"Siz kimsiniz?" diye şaşkınlıkla sordu Afra.
Adam hala gülerken ayağa kalktı ve Afra'ya elini uzattı.
"Merhaba ben TQ dergisi yayın editörü Buray Dinçer"
Afra'nın hala şaskınca baktığını görünce devam etti.
"Röportaj için gelmiştim. Bana bugünün tarihini vermiştiniz"
"Ah öyle mi" diye ensesini kaşıdı Afra. Çok güzel herşey üstüste geliyordu ve çoğunu unutmuştu.
"Lütfen oturun" diye yönlerdi adamı.
"Mert bey nasıl?" diye direk sordu adam. Tabi dedikoduları duymuş olmalıydı.
