5.Bölüm "Kralın bilinmeyen yüzü"

1.3K 79 27
                                    

Mert odasında biraz sonra başlayacak olan yayına hazırlanıyordu. Saçlarını son kez eliyle düzeltti ve sırtında kurukafa desenli ceketini giydi.

Dışarıda tüm fanların çığlıklarını duyabiliyordu ve birde minik yapımcısının emir dolu bağrışlarını.

Mert kendi kendine güldü. Açıkcası onunla uğraşmayı seviyordu. Onu kızdırmak anlamsız derecede hoşuna gidiyor, iyi hissettriyordu.

Tam kapıdan çıkmak üzereyken kapı kendiliğinden açılmıştı. Neyseki Mert refleks gereği kendini birden geri çekmişti.İçeriye elinde çicekler ve kutularla dolu bir görevli kafasını uzattı.

"Ah pardon?" dedi Mert'i görünce ve onu selamladı.

"Efendim bu paketler size"

Mert kolundaki saate baktı ve arka tarafı işaret etti.

"Şuradaki masaya bırakın lütfen"

Adam masaya ilerledi ve tek tek elindeki kutuları dizdi. Sonra tekrar Mert'e döndü.

"Efendim içlerinden bu mektup direk şahsınıza gönderilmiş" diyerek elindeki zarfı uzattı. Mert bir süre adamın elindeki zarfa baktı.

Sonrasında "Teşekkürler" diyerek elinden aldı ve adama kapıyı açtı.

Suratı birden bire değişmişti. Adamın arkasından hemen kapısını kilitledi. İşte yine oluyordu. Uzun aradan sonra gene mektuplar gelmeye başlamıştı.

Yarı heyecan yarı korkuyla açtı zarfı en son 2 sene önce almıştı bunlardan. Sonra birden kesilmişti arkası.

Yavaşça yırttı zarfın kenarından. O sırada koridordan sesler yükselmeye başlamıştı.

"Yayına son 15 dakika!"

Acele etmesi gerektiğini biliyordu. İçinde duran kağıdı aldı ve okumaya başladı. Nefes alıverişleri düzensizdi.

"Annen seni çok özledi Mert
Sende beni özledin mi?
Türkiyeden ayrılıyorum.
Son kez seni görmek istiyorum.
Lütfen Üsküdar'a gel"

Doğru okuduğundan ilk başta emin olamadı. Defalarca tekrarladı. Elindeki kağıtla olduğu yere diz çöktü. O sırada
Kapısı çalınmaya başladı.

"Mert Bey?"

Büyük ihtimal asistanlardan biriydi. Yayın nerdeyse başlamak üzereydi.

"Mert bey? Hazır mısınız?" diye sordu.

Hayır değildi kesinlikle hazır değildi. Ayağa kalktı. Bu defa olmazdı. Bu defa bu şansı kaybedemezdi. Ömrü boyunca bunun pişmanlığını yaşamak istemiyordu.

Kapıda araba, elinde annesinden gelen bir mektup. Şuan dünya dursa bile umrumda degildi. Hızla kapıyı açtı.

"Mert bey Acele edin "

Mert önündeki adamı elinin tersiyle kenara itti ve yürümeye başladı. Hızlı adımlarla bina içinde ilerlemeye başladı.

"Mert bey?"

Arkasından bağıran adamı duymuyordu bile.
Bu defa yapmayacaktı. Bunu bir daha kaybedemezdi.
Ömür boyu acaba demek istemiyordu.

"Mert bey! Nereye?!?!?!?"

********

"Afra hanım!!!"

Afra yayın yönetmeni ile konuşurken iki kendini bilmez asistan araya dalmıştı.
Onlara gözleriyle kaybolun diye işaret verdi.

"Afra hanım çok önemli!" diye çıkıştı bir tanesi.

Afra ikisinin de suratına baktığında gerçekten önemli bir şey olduğunu sezmişti.

Dick KingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin