Herşey normale dönmeye hazırdı. İki haftadır fanlardan duymadık küfür, almadık tehdit kalmamış, üstelik piyasaya yüzlerce komplo teorileri öne sürülmüştü.Sosyal ağlarda #SanainanıyoruzMert isminde açılan tag altı gündür liderdi.
Öncelikle bunların önüne geçmek için programın devam edeceği acilen duyurulmalıydı ama bu duyuru koyu fanlara yeterli gelmezdi. Ellerine bu yaşanan ayrılık için,sağlam bir nedende verilmeliydi. Bizzat Mert'in ağzından herşeyin yolunda olduğunu duymaları gerekirdi.
Kanal yönetimi bunuda bir koza veya kazanca çevirmenin bir yolunu bulmuştu. O sabah Afra'nın da yer aldığı toplantıda şöyle bir fikir öne sürülmüştü. Mert bu defa yine aynı kanalda ama başka bir programda konuk olarak çağrılsa ve hem bu süreçte neler olduğunu açıklasa hem fanların gönlü alsa, hemde kanal bu defa başka bir programıyla reytingleri ele geçirse.
Afra fikri beğenmişti ama hangi program Mert soğuk adam tavrına ve imajına zarar vermezdi emin olamıyordu.Onun için seçilecek program çok ama çok önemliydi.
Bu konu hakkında nerdeyse tüm gün düşündü Afra. Bunu düşünürken de Dick King'in yeni bölümünü müjdeleyen bir fragman hazırlıyordu.
Eski bölümlerden bir kaç kesitler, birkaç seksi bakış, daha önce çağırılmış harika konuklar ve fragmanın bitişinde kocaman bir taht, üzerinde de devasa bir yazı.
-NEREDE KALMIŞTIK? 👑-
Yaptığı işe beğeniyle baktı Afra. Bu program, her ne kadar başta kabul etmese bile yüzyılın programıydı. Sadece program konseptiyle değil. Kullanılan eşyalar ile, logosu ile kostümleri ile her şeyi külttü artık.
Bu programa yakışır başka kült bir program ne var diye düşündüğü anda cevap birden belirdi gözünün önünde.
"Tabi ya!" diyerek fırladı yerinden. Bundan başkası düşünülemezdi bile. Bu fikri derhal paylaşmalıydı yönetim ekibiyle.------------------------
"Harika düşünmüşsünüz Afra hanım!"
İlk tebrik ekibinden gelmişti.
"Güzel düşünmüşsünüz"
"Gerçekten harika"
Afra uzun zaman sonra işe yaradığını hissetmiş ve mutlu olmuştu.
"Peki Mert bey ne diyor bu konu hakkında?" diye sorulunca az önceki mutluluğu askıda kalmıştı. Çünkü ona sormak aklına bile gelmemişti. Aslında işin doğrusu onunla karşılaşmayı hep erteliyordu.
"Ben henüz onunla konuşmadım"
Az önce kendisini tebrik eden yüzler bu defa onaylamayan bakışlara sahipti.
"Olur mu? Programa katılacak kişi Mert bey önce onun onaylaması lazım."
Doğru diyorlardı ama bilmedikleri şey Afra ile Mert karşılaşınca oluşacak o tuhaf atmosferdi. O gece restorant da yaşanan konuşma sonrası bir daha karşılaşmamışlardı. Aslında Afra'nın bir teşekkür etmesi uygun olurdu ama ne diyeceğini bilmiyordu.
"Lütfen fikrinizi onunla teyitleşin, ortaya harika bir şey çıkacak gibi duruyor"
Böyle söylemesi kolaydı tabii. Afra adamların yanından ayrılırken elinden geleni yapacağını söyledi ve asistanını arayarak Mert'in nerede olduğunu sordu. Aldığı cevap ise hem işini kolaylaştırmış hemde şaşırmıştı. Zira Mert bu saatte kanala hayatta gelmezdi. Tabi iki haftada huyu değişmediyse düşündü.
Odasına gitmek uzun sürmemişti ama kapısını bir türlü tıklatamıyordu. Nasıl giriş yapmalıydı? Sadece bir selam yeterli olur muydu? Onu acaba nasıl karşılardı? Nasıl teşekkür etmeliydi yada etmemeli miydi? Görmezden gelse nasıl olurdu? Sanki hiç o iki haftalık ara verilmemiş gibi dalsa ve direk konuya girse ayıp olur muydu?
