9.Bölüm"Dick King adı nereden geldi?"

1.2K 83 20
                                    


Mert izninin bitmesiyle birlikte yine yoğun iş temposuna girmişti. Akşam canlı yayını vardı ve erkenden kanala gelip hazırlıklara başladı.

Afra ve asistanı ise hala akşam programa çağrılacak ünlü bulma telaşındaydı ve sabahtan beri ellerinden telefon düşmüyordu. Mert önündeki program akışını okurken onların bu haline gülmeden edemiyordu. Özellikle Afra'nın sinirle ikide bir saçlarına asılması gözüne çok sevimli geliyordu. Bu deli kız çok fazla sinir barındırıyordu bünyesinde ve  kaybetmeye hiç tahammülü yoktu.

"Bu haftada yalnız mı sunsan acaba Mert? Hım?" diye sordu çaresizlikle.

Bunun üzerine Mert elindeki kağıdı okumayı bırakıp, gözlüklerini çıkardı.

"Hala kimseyi bulamadınız mı?"

"Hayır aslında bakarsan başta kabul ediyorlar ama sonra programın adını duyunca...meşgulüz deyip kapatıyorlar"

Bunu duyunca Mert ister istemez sinirlenmişti. Türkiyede ki ünlülerin çoğu sözde masum izlenimi vermeyi seviyordu oysa sahnenin arkasında dönen pislikleri en iyi o biliyordu.

"Tamam..." dedi ayağa kalkarak.
"Bu işi bana bırakın"

"Bana bırakın derken?"

"Bir konuk bulurum size" dedi ve başka birşey demeden kapıya doğru yöneldi.

Böyle söylemesi Afra'dan önce asistanını heyecanlandırmıştı. Zira sabahtan beri Afra'nın sinir ve stresini o çekiyordu.

"Bir dakika bir dakika?! Bulur musunuz?"

"Hallederim endişelenmeyin" diye sanki çok kolay bir şeymiş gibi omuz silkti. Bu durum genç asistanın rahat bir nefes almasını sağlarken, Afra hala diken üstündeydi.

"İsim versen mesela?" dedi.

"Birkaç kişiyi ararım ve kim önce kabul ederse haber veririm. Akşama kadar mutlaka birini bulurum"

Mert, Afra'nın endişesinin yetiştirememekten kaynaklandığı sanıyordu ama Afra'nın derdi bambaşkaydı.

"Benim acele öğrenmem lazım ama"

"Neden?"

Afra cevaplamak üzere tam ağzın açmıştı ki patavatsız asistanı birden konuya daldı.

"Akşam Afra hanımın randevusu var, anlarsınız ya??"
Bunu dedikten sonra birde itici bir biçimde kaşlarını kaldırıp indirdi.

"Nasıl yani?" diye sanki yeniden duyarak doğrulaması gerekiyormuş gibi sordu Mert. Oysa randevunun ne anlama geldiğini herkesten daha iyi biliyordu.

"Ah şey önemli bir şey değil ya... Sadece-"

"Ne demek önemli değil Afra hanım?
Bırakın bu mütevaziliği. Türkiye'nin en çok satan dergisinin editörü ile buluşacaksınız!"

Afra sözünün ikinci kez kesilmesiyle yumruklarını sıktı. Asistanı kendisinden daha hevesli görünüyordu.  Ona öldürücü bakışlarından en keskin olanı sunarak yeniden kapıda dikilen adama baktı.

"Erken çıkmam lazım, programı sonuna kadar yürütemeyeceğim bugün. Bu yüzden gelecek ismi bilmem iyi olur"

Mert nereye çevireceğini bilmediği bakışlarıyla sessizce dinledi. Elinin biri kapı kolunda asılı kalmıştı.

"Tamam..." dedi nasıl tamamlayacağını bilmiyormuş gibi.

"Ben... Ben size haber veririm"

-----------------------

Dick KingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin