Ertesi hafta konuk olarak Hasan Can Kaya'nın katıldığı oldukça komik bir yayın gerçekleşiyordu. Türkiye'nin en ağzı bozuk iki adamı, aynı sahnede yer alıyor ve birbirleri ile olan atışmaları seyircileri kırıp geçiriyordu.
Yayını, koordine odasından takip eden Afra'nın da başlangıçta seyirciler gibi keyfi yerindeydi. Yayında bir aksama yoktu ve izlenilme oranları göz doyuruyordu.
Afra'nın o gece keyfini kaçıran ilk şey, kameraların seyircileri çektiği sırada gözüne çarpan bir pankart olmuştu. Genç bir kadın elindeki pembe karton kâğıda Mert ile Serenay'ın fotoğraflarını yapıştırmış, üzerine de 'Best Couple' yazmıştı.
Aslında Mert ile Serenay'ın beraber oldukları kamuoyuna bir hafta önce iletilmişti ama öyle büyük bir yankı uyandırmıştı ki medya da, izleri halen sürüyordu. Aslında herkes onları yılın çifti diye nitelendiriyordu fakat Afra neden sadece küçücük bir pankarta kızmıştı, kendi de anlamıyordu.
"Çok fena bir soru geldi sana Hasan Can?" diyordu Mert bu esnada. Okuyacağı soru her neyse Mert'i öncesinde güldürüyordu.
"Pembe mi esmer mi?"
Bahsedilen şeyi anlayan seyirciler gülerken, Hasan Can numaradan yüzünü kapatıyordu.
"Bu ne rezil bir program?"
"Cevap ver bu sorulardan kaçamazsın"
"Kardeşim" dedikten sonra Hasan can nasıl cevap vereceğini düşünerek kıvranıyordu.
"Öyle bir yokluktayım ki şu an...pembe, esmer, kömür karası hiç fark etmez"
Dick King'e benzer bir program sunan Hasan Can Kaya elbette bu programa şahane bir uyum sağlamıştı. Sahnede iki adam da efsane bir ikili olmuşlardı. Bugünkü cinsel espriler bile daha kaliteli ve daha komikti. Sanırım Mert'in en sevdiği konuk bugün istisnasız o olacaktı.
"Sende benim programıma gelirsin değil mi şerefsiz?" diye sordu Hasan Can.
"Gelirim tabi, o kadar itin kopuğun olduğu bir programı hayatta kaçırmam"
"İltifatların için teşekkürler kardeşim ama tek gelme bana malzeme lazım" demesi Mert'i şaşırtmıştı.
"Tek gelme derken? Programına Dk katılacak, bundan büyük malzeme olur mu?"
Mert'in bu zamana kadar sadece bir programa katıldığı düşünülürse, bu doğruydu. Onu başka yerlerde görmek isteyen insan sayısı bir hayli fazlaydı.
"Serenay'ı da al gel. Onun yanında nasıl bir kralsın merak ediyorum" demesi fanların ıslıklar ve alkışlar ile tepki vermesine yol açmıştı. Normalde Mert'i esen rüzgârdan bile kıskanan ağır saplantılı bir kitle vardı ama onlar bile Serenay-Mert ilişkisini destekliyordu.
Şimdiden onlar hakkında bir sürü fanart tasarlanıyor, hayran kurgular yazılıyordu. İnsanların gerçekten bu işler için vaktinin olması Afra'yı şaşırtan şeyler arasındaydı.
Afra'nın o gece canını sıkan ikinci şey bu teklif oldu. Mert işi gülmeye verip, lafı değiştirmeye çalışsa da Hasan Can seyircileri de gazlayarak konu hakkında diretiyordu.
"Beraber gelin ki seni rahatlıkla göt edebileyim"
Seyircilerin heyecanını fark eden Mert bunu ustaca savuşturmanın yollarını ayırıyordu. Direk red edemezdi. İki ay bu gibi durumlara mecbur katlanacaktı. Aslında Hasan Can'ı program öncesi bu konuları açmaması için uyarabilirdi ama imzaladığı kontrat gereği o odadakiler hariç kimse bilmeyecekti.
"Serenay hanım biraz utangaç bu konularda" demesi üzerine Hasan Can kalkıp ona abartılı bir şekilde sarılmıştı.
"İştebu! kral da olsan her zaman hanımcılık kazanacak!" diye Mert'in sırtını sıvazlarken, genç kızların o an yüreği hopluyordu. Afra'nın o gece hoşuna gitmeyen üçüncü şeyde bu olmuştu.