"Öncelikle bizimle röportajı kabul ettiğiniz için çok minnettar olduğumu söylemeliyim" dedi kadın.
Türkiye'de siyasete girmemiş ve taraf belirtmemiş nadir dergilerden biri olan Female dergisinde bir köşe yazarıydı ve karşısındaki yılın ikilisi ile röportaj yapmak için neredeyse sektördeki herkesle yarışmıştı.
"Rica ederiz"
"Öncelikle bunu daha önce duydunuz mu bilmem ama çok yakışıyorsunuz"
Kadının böyle söyleyişine Serenay teşekkür ederek karşılık verirken, Mert "Milyonuncu kez" diyerek bıkkınlığını dile getirmişti. Hatta daha fazla duyarsa kusabilirdi.
"Sizlere, yani fanların diliyle MerNay çiftine (boktan bir couple ismi oldu asdfa) ilk olarak sormak istediğim şey, birbirinizi nasıl tanımlarsınız? Mesela Serenay Hanım, Mert bey bir ilişki içinde nasıl biri?"
Mert duyduğu her soruya göz devirmeden edemiyordu. Bu aptallığı kabul edip, katlandığına kendisine de inanamıyordu ve hakkında "O görülenin aksine naif bir adam" denilince sizi de, röportajınızı da sikeyim dememek için kendini zor tutuyordu.
Naif kelimesinin Mert ile aynı cümlede geçtiği ilk andı.
"Peki ya siz Mert bey?"
"Ne?"
"Siz Serenay hanımı nasıl tanımlarsınız?"
Mert'in içinden 'Sinsi bir kaşar' demek geçse de gülümseyerek "Çok saygın bir hanımefendi" demişti. Bunu derken midesi birkaç kez şaha kalkmış, ağzına kadar gelmişti.
"Peki bu ilişki için ilerisini düşünüyor musunuz? Evliliğe kadar gider mi sizce?" sorusunu yine havada yakalayarak Serenay cevaplamıştı. Mert o kadar rahatsızdı ki, sürekli koltuğunda duruşunu düzeltme gereği duyuyordu. Üstelik bu röportajı kanalın lobisinde verdikleri için bir sürü göz onları izliyordu.
"Bunu bekleyip hep beraber göreceğiz" dedi Serenay. Sesindeki umut gizlenemiyordu.
"Mert bey lakabının hakkını veriyor mu peki?"
Mert'den istediği performansı alamayan kadın birden tüm soruları Serenay'a yönlendirmişti.
"O... kesinlikle büyük bir adam" demesi iki kadınında kahkaha atmasına neden olmuştu. Normalde kendi hakkında böyle konuşulması Mert'in hoşuna gitsede o an bunu bile iğrenç buluyordu çünkü düpedüz yalandı.
O sever, sevişir ve bunu kimseden de saklamazdı. Böylesine gizli saklı oyunların adamı asla değildi ama...Afra'nın onu red edişini unutamıyordu ve halen bir parça kırgın ve kızgındı o mavişe.
"Siktiğimin salağı" diye ağzının içinden mırıldandı Mert yanındaki kadına.
"Bir şey mi dedin hayatım?"
"Ne? Yoo hayır demedim"
Böyle yalan yanlış şeyler söylemek onunla olan anlaşmasında yoktu ve bu durumu avukatına soracaktı. Şu işten kazasız belasız bir sıyrılsaydı, başka da bir şey istemiyordu.
"Medyada daha önce bir benzeri görülmemiş bir ilişki sizinkisi. Önce Mert beyden gelen o samimi itiraf, sonra sizin Dick King'e katılmanız..."
Bir yol ancak bu kadar şaşabilirdi. Mert'in eline bir zaman makinesi geçse, önce geçmişe gidip o itirafı silerdi...
Siler miydi gerçekten? Afra'ya açılan o kapıyı kapatır mıydı? Pekte emin olamıyordu açıkçası.
Yanında bir başka kadınla olmayan ilişkisi hakkında konuşurken, etraflarında toplanan onca kabalık arasında, ne kadar uzakta olursa olsun onu seçebiliyordu. Yine telaşlı ve yine sinirliydi.
