19.Bölüm"Afra'sız birkaç gün"

2.3K 107 45
                                    

"Afra hanım nerede?"

"Afra hanım burada mı?"

"Sabahtan beri yok Afra hanımı gören var mı?"

Mert önüne çıkan yüzüncü kişiye de aynı soruyu bıkmadan sordu. Baya baya Afra ortada yoktu ve telefonuna da bakmıyordu. Artık bir yerden sonra endişelenmeye başlamıştı ki asistanı olacak çocuğa rastladı.

"Afra nerede?"

Hanım kelimesini eklemeyi unutmuştu,halbuki Afra kaç kere uyarmıştı onu.

"Afra hanım müdür bey ile beraber yukarıda"

Madem aynı binanın içindeydiler neden bakmıyordu telefonuna bu kız? Sinirlendi Mert ve işi bitince derhal odasına gelmesini söyleyen bir mesaj yazıp gönderdi. İyi bir cezayı hak etmişti.

Mert son günlerde halinden gayet memnundu. Afra ile neredeyse içiçe geziyorlardı ve bu durum onun için oldukça hoştu. Afra'ya asla doymuyordu. Tatlı ve çekingen cazibesi onun iştahını sürekli ayakta tutuyordu.

Ah...şimdi bir gelsin ona vereceği cezayı çok iyi biliyordu.

Ama Afra gelmiyordu. Onun yerine ona bugün kanalı temsilen, müdür bey ile beraber şehir dışında bir toplantıya katılacağını yazmıştı ve bu Mert'in hiç hoşuna gitmedi.

Bugün yayın günüydü ve normalde Afra yayın günü telaştan ve sinirden ölürdü. Yayını bırakıp başka şehre gitmek hiç onluk bir şey değildi aslında ama sanırım Mert artık onu gevşetmişti. Relax yaşamanın ne kadar zevkli olduğunu fark ettirmişti.

Mert yayını dert etmiyordu. Yayını her türlü konuklu veya konuksuz götürüyordu, bununla başa çıkabilirdi ama...

İştahla Afra'yı bekleyen küçük Mert'e ne yazık ki sözünü geçiremiyordu.

----------------------

"Kaç dakikamız var?"

Mert kulaklığa doğru sorunca kimseden cevap gelmedi, bu yüzden yeniledi.

"Kaç dakika kaldı?!?!"

"3 dakika efendim"

"Stüdyo halen hazır değil?"

Ne stüdyo hazırdı ne de izleyiciler. Etrafta bir sürü koşturan çalışan vardı ama birbirlerinden bağımsız gibilerdi.

"Yayın için eşyalar hazır mı?"

Mert bugünün konseptini şişme mankenler olarak seçmişti. Piyasada çok satıyordu ve baya farklı model ve işlevi vardı.

"Getiriyorlar efendim"

"Getiriyorlar mı? 3 dakika kaldı diyorsunuz????"

"Yetişir merak etmeyin"

Mert içinden 'Bok yetişir' diye mırıldandı çünkü stüdyoya konuklar bile yeni alınıyordu.

Yayın tam 10 dakika gecikmeli başladı. Mert her zamanki cakasıyla çıktı sahneye ve önce stüdyodaki konuklar ile sohbet etti. Bu esnada iki tane mikrofonun çalışmadığı yayın esnasında fark edildi ve yeni mikrofonun gelmesi beklenildi.

"Şişme mankenimi saklayacak yer bulamıyorum. Biz Türk'ler hep ailelerimiz ile yaşıyoruz ve bu tür şeyleri alıp kullanmak çok zor bizim için"

Türkiye'de cinsellik ile ilgili ne zor değildi ki? Hem herkes yapmak istiyor hemde herkes birbirine engel oluyordu. Arzusunu bastıramayan Türkler bu nedenle dünyanın en sinirli 2.ülkediydi.

"Havasını indirmelisin ve sürekli bir pompa bulundurmalısın. Anneni dolabından nasıl uzak tutarsın bunu bilemem ama"

Mert'in böyle söylemesi insanları güldürse de, ikinci bir mikrofon halen gelmemişti.

Dick KingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin