Dokuzz

7.5K 362 27
                                    

Bayramda bittiğine göre eskisi kadar aktif olmaya devam edebilirimm

yani insallah

Neyse bölüme gecelimmm

~~~~~

Çetini tekerlekli sandalyede sürerek hastanenin kapısından çıkardım. Yüzüme çarpan rüzgarla rahatladığımı hissettim. Dünya varmış be!

"Çetinciğim orda sana bakabilceklerine emin misin aslanım?" diye tekrar sordum çetine. Yaklaşık on dakikadır aynı soruyu soruyordum zaten.

"Ya abla kaç defa daha söylemem lazım? Onlar bakmayıp kim bakıcak bana?! Ben baktırırım kendime onlara, gözlerinin yaşına bile bakmam." diyip göz kırptı. Bir kaç dakika sonra bir araba önümüzde durdu. Arabadan inen şoförle çetini arabaya yerleştirmiştik. Kendileri bile gelmiyor yellozlar!

"Hadi ablacım kendine dikkat et, bir şey olursa hemen beni ara, yoksa sana kafa göz dalarım çocuk!"

"Tamam bidenem benim!" derken 'm' leri uzatıp öpücük atmıştı.

" Efe kaan yapma olum dudağın öyle kalıcak!" koca bi kahkaha atıp son defa vedalaştıktan sonra arabanın kapısını kapattım. El sallayarak giden arabanın arkasından baktım. Onlar gözden kaybolunca bende hava kararmasan eve gitmenin bi yolunu aramaya başladım. Telefonumun kilidini açıp rehbere girdim,tam Ardayı arayacakken bilmediğim bir numara beni arıyordu. Ah çok heyecanlı acaba bu kim?! Yeşil tuşa basıp telefonu kulağıma götürdüm

"Alo?"

"Ahu benim güzelim,abiciğin"  'abiciğin' lafını bastırarak söylediğine göre bilin bakalım kim? Kuzeyden başkası değildi. Heyecanla kalkan omuzlarımı düşürerek gözlerimi kıstım.

"Evet kuzeyciğim seni dinliyorum?" dedim bende 'kuzeyciğim' lafını bastırırken. Ağzından çıkan küfür uzaktan gelmişti ama yinede duyulmuştu,kıkırdadım.

"yolun karşısında arabam var, ben markete uğrayacağım, arabalara bakarak dikkatli bi şekilde karşıya geçip beni bekle" diyip kapattı. Öküz öküz bunlar!

bende yolun karşısında doğru tam adımlayacaktım ki bi elin beni çekmesi ve korna sesiyle karışık bi an olmuştu. Evet evet az önce ölümden döndüm resmen! Kendime gelip beni çeken kişiyi görmemle gözlerimi kısıp tehdit dolu gözlerimle ona bakmıştım.

adama bir teşekkür etsen mi diyorum?

hayır! O benden özür dilemedi, bende ona teşekkür etmiyeceğim!

Ona arkamı dönüp yolu kontrol ediyordum ki

"İnsan bir teşekkür bari eder, sende o görgüde yok"

arkamı dönüp "evet senin özür dilemeyi bilmediğin gibi!" diye çemkirince yüzündeki alaycı ifade silindi. Böyle mal ederler adamı!

"o gün acelem vardı" diyip açıklama yaptı. Senden açıklama yapmanı isteyen kim reis?

"allah allah ya benle çene yarıştırırken hiçde acelen yoktu?!"

"Doğa üstü karizmama laf etmeseydin sende kızım!"

"pis ukala çirkin kurbağa!"

"Laflarına dikkat et! Hem onlar nasıl hakaret öyle lan?!"

"Sanane! Susam yağına batırılmış muz kılıklı pis ukala! Alırım ayağımın altına bak!"

"Güzelim noluyor burda,arabaya geçmeni söylemiştim?" gelen kuzeyle yanaklarım kızardı. İnşallah dediklerimi duymamıştır. Utanıyorum bu adamdan yahu!

"hiç kuzeycim,hiç.. sadece adres sordu,hadi biz gidelim artık" diyip kuzeyi kolundan tutarak sürüklemeye başladım.

Arabaya bindiğimizde bana dönüp "inşallah sadece adres sormuştur" diyip arabayı çalıştırdı. Bende şerefsiz gülüşümü sunup önüme dönmüştüm. Şükür bugünde kuzeyin elinden ölmeden kurtulduk!

~~

"Bitanem az yavaş kız nefessiz kaldı" diyen bio babaya minnetle baktım. Bio anam şuan sarılarak beni öldürüyordu,sanki sürekli hasteneye gelip gitmemişler gibi,neyin özlemi bu kardeşim!

Bio ana benden utanarak uzaklaşınca "özür dilerim kızım farkedemedim" dedi gülümsemeye çalışarak. Ama ben kadını yerim!

"özür dilemenize gerek yok,sıkmadınız zaten merak etmeyin" dedim bende gülerek. Biraz daha öyle kalsak bayılırdım belki ama söylemeceğim. Seviyorum bio anamı. Ama daha ikisinede anne-baba kavramını kullanmak için hazır hissetmiyorum. Belki biraz daha alıştığım zaman olabilir.

Bio babamlada sarılma faslı bittikten sonra yemek salonuna geçtik.
"kızım sevdiğin yemekelerden yaptım" dedi bio anam sevinçle. Gözlerim masadakilerle parıldarken asya hanıma teşekkür edip yemeğe tabiri caizse hayvan gibi gömmeye koyulmuştum bile.

~~

"oy, oyyy anammm karnım" odamda yatakta kıvranırken birde başımda bekleyen batı ve ardaya dert yakınıyordum. Allahım o kadar yemekle hata ettim!

"kızım ben sana demedim mi yavaş ye diye?"

"Ya ben ne biliyim batı kaç gündür ordan burdan yemek yiyorum! Ev yemeğine hasret kalmış bu kulun yaptıklarını çok mu göreceksiniz!"

Arda kahkaha atarken ona pis pis baktım. Ben ona sormaz mıyım?! "Arda oraya gelirsem seni yolarım bak! Ne gülüyorsun lan dümbük!"

"Dümbük ne be? hani ben senin tosbağandım?" dedi sesini hüzünlü bi şekilde çıkartıp ellerini 👉👈 şu şekil yapmıştı. Batıyla göz göze gelince ikimizde aynı anda kahkahayı bastık Ardada bize katılmıştı.

"Hadi biz çıkalım sen dinlen bücür" diyen batıya ayağımdaki terliklerden birini fırlattım. Anında terlikten kaçarken göz kırpıp " tecrübeliyim bücür" diyince ikinci terliğe uzanmıştım ki koşarak odadan çıktı. Arkasından ardada alnımdan öpüp "iyi geceler tosbağam" diyerek odadan çıkmıştı.Bende uykunun huzurlu kollarına kendimi bıraktım.

~~~

boğazımın kuruduğunu hissederek yerimden kalktım. Saate baktığımda 03.21 geçiyordu. Dışardaki sesleriden fırtına çıktığını rahatlıkla anlayabiliyordum. Terliklerimi giyerek aşşağıya doğru inecekken emrenin odasından gelen seslerle oraya doğru yöneldim. Kapıyı tıklattım,herhangi bir cevap alamayınca içeri girdim. Gök gürültüsüyle bacaklarını kendine çekmiş ve bacaklarına kafasını gömmüş bi emreyi tabiki beklemiyordum. Yanına yaklaştığımda "geçicek" gibi şeyler söylüyordu.

Yanına çöküp "Emre?" dediğimde korkuyla bana baktı. Gözlerindeki korkuyu okuyabiliyordum. Anında kendi küçüklüğüm geldi aklıma. Bende küçükken çok korkardım gök gürültüsünden. Tabi yanımda korkumu atlatabilceğim kimse olmadığı için bende kendi kendime öğretmiştim korkmamayı. Onu kendime çekerek sarıldım "şşş geçti bak ben burdayım" sakinleşmesi için bir kaç şey daha söylerken bi elimde saçlarında geziyordu. Ne kadar süre öyle kaldık bilmiyorum. Sakinleştiğinde ondan uzaklaşarak " hadi yatağa geç artık uykusuz kalma" diyip ayağa kalkmasında yardımcı oldum. Yatağa yatırıp üstünü örtüp arkamı dönmüşken bileğimden tutmasıyla durdum. Arkamı döndüğümde "bu gece benimle yatar mısın?" yavru kedi gibi bakmasına dayanamayıp kafamı 'tamam' der gibi sallayıp yanına girdim. kollarını belime sarmasıyla elimi saçlarına götürüp oynamaya başladım.Emrenin daldığından iyice emin olunca bende uykuya daldım.


yavaş yavaş aileyle kayanaştıralım kızımı değil mi artık yani?

Bazı kitaplarda çok erken bazı kitaplarda çok geçe bırakıyorlar bu aileyle ilişkileri. Ortasını yapabilen kitaplar çok az. Bende ortasını bulmaya çalışarak yazacağım.

Neysseeee seviliyorsunuz votelerinizi ve yorumlarınızı bekliyorumm canlarimm💕💗

Gelene Geçene ÇAKAN Ailem!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin