Gelene Geçene ÇAKAN Ailem!

Yirmi Dokuz

Medya:Nisa (değiştirdim)

Haydi bismillah

Votelerimizide attığımıza göre başlıyoruzzzz!!!

_________

Gökalp Korhan...

Bahçedeki koltuğun üstüne uzanmış öylece gökyüzünü izliyordum. Yanımda bir hareketlilik hissettiğimde hafifçe dönüp baktığımda babamı gördüm. Babamda karşıdaki koltuğa yatıp gökyüzünü seyretmeye başlarken

"Seni böyle derin düşüncelerin içerisine daldıran kız kim?" anlamıştı. Ahu'nun tekrar gözümün önünde canlanmasıyla yüzümde kendiliğinden oluşan sırıtışı durduramamıştım.

"Fena aşık olmuşsun" babamın dediğiyle şaşkınca ona bakarken "Yok daha neler baba!"
babam gülüp tekrar gökyüzüne döndü. Bir süre öyle kaldıktan sonra

"Kendine itiraf ettiğin zaman bunu tekrar konuşalım aslanım" diyip ayaklandı ve içeriye girdi.

Dediklerini düşünmeye başladım. Yok,belki beğenme,belki geçici bir hoşlantı bile olabilir ama aşk çok imkansız kalıyordu. Evet evet sadece beğenmedir hatta beğenme bile değildir.

içimden bir ses  'sen kendini kandırmaya devam et' desede fazla takmadım. Aşk işlerine bulaşmak en son isteyeceğim şey bile değildi.

Ahuyu düşünmeye başladım. Güzelliği,kendine öz hareketleri,asla altta kalmayan yapısı,bazen oluşan çocuk halleriyle her erkeğin dikkatini çekebilcek türdendi. Hayır hayır her erkeğin dikkatini çekmesindi.

Hani beğenme bile değildi?

Yüzümü sıvazlayıp kendime gelmeye çalışır gibi kafamı iki yana salladım. Doğruydu beğenme bile olarak düşünmediğim birini kıskanamazdım. Daha fazla düşünmemek adına yerimden kalkıp içeriye girip odama çıktım. Yatağa kendimi öylece attığımda bir süre öyle kaldıktan sonra bugün olanlar aklıma gelmişti.

Nasıl yapıyordu? Sürekli aklıma gelmeyi, aklımdan çıkmamayı nasıl başarıyordu?

Düşüncelerimi kovmak ister gibi kafamı iki yana sallayıp zorla açık tuttuğum gözlerimi kapatıp uykuya daldım.

Ahu Nisa Çakan...

"Allahın emri peygamberin kavli ile kızınız mayonezi oğlumuz ketçaba istiyoruz"

"Vermem" kaşlarımı çatarak ardaya baktım

"Ne demek vermem?! Ne demek vermem?! Ya bizim ya kara toprağın bu kız!" diyip ayağa kalktığımda ardada ayağa kalkıp karşımda dikildi

"Vermiyorum lan size kız mız!" sinirle az önce koltukta yanımda duran ketçapa bakıp "Yürü lan ketçap gidiyoruz! Biz çok meraklıydık kızınıza!" salonun çıkışına doğru giderken ketçapın ayakları olmadığı aklıma gelince arkamı dönüp ardayla mayoneze killa hakan bakışlarımı atarken sinirle ketçapı alıp salondan çıktım. Arda arkamdan anırırken

"Güzelim gerçekten küstün mü!?" diye seslenmişti. Takmadan elimdeki ketçabı mutfağa bırakıp bahçeye çıktım. Herkes burdaydı.

Hoplaya zıplaya yanlarına gidip sırayla herkesin yanaklarını öptükten sonra babamın yanına geçip oturdum. Babam kolunu omzuma atıp beni kendine çekince kıkırdadım. Bir süre sonra ardada gelmişti.

Sohbet devam ederken uzun zamandır istediğim şeyi babama söyleme fırsatını bulduğum için babama bakıp "Baba ben yakın dövüş öğrenmek istiyorum!" dediğimde herkesin bakışları bana dönmüştü babam "O nerden çıktı güzel kızım?" heyecanla anlatmaya başladım "Şimdi babacım ben ilk önce bir kadın olarak kendi güvemliğimi sağlamam lazım"  babam kafsıyla onaylayıp "haklısın kızım ben sana bir kurs yada bir özel öğretmen ayarlayacağım hatta tanıdığım vardıda onla konuşurum ben"