13- Konuşma

2.5K 235 205
                                    

Selamün aleyküüm nesquik tayfaa🖤

Medya: Asrın Toprak (Hoca)

Nesquik bağımlısı keyifli okumalar diler~

(Oy vermeyi unutmayın :)

*    *    *

Gözlerimi yavaş yavaş araladığımda ilk gördüğüm şey Toprak Hoca'nın beni endişeyle izleyen yüzüydü.

Yattığım yataktan başımı kaldırırken en son neler olduğunu ve neden burada olduğumu hatırlamaya çalıştım. Hafızam yaşadıklarım bir bir önüme serdikten sonra ellerimle şakaklarımı ovaladım. Yataktan inip ayağa kalktım. Başım ağrıdan çatlıyordu.

"Sahra iyi misin?" diye bir soru yöneltti endişeyle. Bakışlarımı ona çevirip iyi olduğumu ifade eder bir şekilde başımı salladım ve zoraki bir gülümseme yerleştirdim yüzüme.

"Ağrı kesici iç istersen."

Elindeki bir bardak suyu ve hapı fazla temas etmemeye çalışarak aldım ve ilacı içtim.

Neden bu kadar endişeliydi? O kadar mı berbat haldeydim?

Ah be kızım bayılacak zaman mıydı saldıracaktın o adama!

Aynen saldırsaydın da sonrasında daha eline bile alamadan diplomanı yaksaydın kızım.

İlacı içtikten sonra Toprak Hoca'ya mahcup bir şekilde döndüm ve "Özür dilerim hocam sorun çıkarmak istemezdim. Ve teşekkür ederim ilgilendiğiniz için." dedim ve başımı eğdim. Böyle bir olay yaşadığım için utanıyordum. Utanması gereken kişi elbette ben değildim ama kendimi tutamayıp hastaya bağırmıştım. Aslında daha fazlasını hak ediyordu o pislik ama meslek kurallarına aykırıydı işte.

Ellerini kahverengi dalgalı saçlarına daldırıp düzeltirken histerik bir gülümsemeyle cevapladı beni. "Özür dilemesi gereken kişi sen değilsin. Kimse kimsenin kıyafetine karışamaz ve sen bu hastanede çalıştığın sürece kimse böyle insanlar yüzünden iş yerinden uzaklaşmanı ve benzeri şeyler emredemez. Kerem Hoca'nın takındığı tavır doğru değildi boş yere kendini suçlama." dedikten sonra yaslandığı masadan kalkıp yanımdan geçti ve tam uzaklaşırken tekrar dönüp;

"Kerem Hoca'yı dert etme ben onunla konuşmaya gidiyorum şimdi." dedi ve yanımdan uzaklaşarak gözden kayboldu.

Ben arkasından bakakalırken söylediklerinden etkilenmemek elde değildi. Böyle düşünen ve haklıyı savunan insanlar olduğunu görmek güzeldi. Çünkü genelde biz başörtü konusunda ezilen ve hor görülen taraf olurduk. Haklı olsak bile bizim tarafımızda sesini çıkaran pek olmazdı.

Kendimi toparlayıp hızla lavabonun yolunu tuttum. Tipim şu an ne durumdaydı görmeye ihtiyacım vardı zira.

Lavaboya gittikten sonra bonemi ve şalımı tekrar düzelttim ve üstümdeki önlükle birlikte aynadan kendimi izledim.

Haklıydı. Özür dilemesi gereken kişi ben değildim. Nasıl saç açmak özgürlükse kapatmak da benim tercihim ve özgürlüğümdü. Kimsenin de buna laf etmeye zerre hakkı yoktu. Başımı dik tutacak asla altta kalmayacaktım. Karşımdaki kişi Kerem Hoca olsa dahi.

Lavabodan çıkıp Kerem Hoca'nın odasının önüne doğru gittim hızlı adımlarla.

Tam koridorda köşeyi dönmüştüm ki Asya'yla karşılaştım.

Hızlı ve FeraceliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin