Selamün aleyküm bacımsularrr
Upuzuuun bir aradan sonra kalemimin tozunu attırmaya geldim kitabı unuttuğunuza eminim önceki bölümlere bi göz atıp gelin sonra kaldığımız yerden dewamkee
* * *
Dün gece yemekten sonra arabayla eve dönerken yaptığım uykunun ardından arabadan inip eve giderken de gözlerimi çok fazla açmayıp uyuyormuş gibi yaptım ki uykum açılmasın.
Fakat tam yatağa girmiştim ki aklıma yatsıyı kılmadığım geldi. Sonra içimden bir ses beş dakika uyur ondan sonra kılarsın dedi ve ben yine bunun olacağına inanıp uyudum. Gözümü açtığımda ise sabah ezanı okunuyordu. Yani o uyku asla beş dakika sürmemiş ve kalkamamıştım.
Uyandığımda ilk önce beş dakika kadar hayatı sorguladım. Boş gözlerle etrafı izledim.
Ardından kendi kendime sinirlenip yataktan kalktım ve abdest almak için göz kapaklarım birbirine yapışık bir vaziyette lavaboya doğru yol aldım.
Buz gibi suyu yüzüme çarpıp uykumun açıldığını hissetmiştim ama şeytan bu durur mu? Namazda ikide bir sureleri okurken esneyesim geliyordu ve uykudan gözlerim zar zor açılıyordu.
Allah affetsin de nasıl namaz kıldım inanın bilmiyorum. Namazı kıldığım gibi seccadenin kenarına kendimi attım ve orada uyuyakalmışım.
Bilen bilir namaz kıldıktan sonra seccadenin kenarında yapılan uykuların tadı bir başkadır. Tıpkı okulda dersteyken yapılan o uyku gibi tatlı gelirdi insana.
Aradan geçen bir buçuk saatten sonra tekrar alarm sesiyle uyandım ama her yerim uyuşmuştu çünkü medine fukaraları misali iki büklüm uyumuştum.
Elimi yüzümü yıkayıp abdest aldıktan sonra üstümü giyindim ve mutfağa gidip favori kasemi dolaptan alıp kendime bir nesquik yaptım.
Bu arada bilin bakalım bugün ki kombinim ne? Çok şaşıracaksınız ama söyleyim; ferace. Üç farklı feracem vardı ve dönüşümlü olarak onları giyiyordum. Kombinin tek farkı şalımın renginin değismesiydi o kadar. Sizin için küçük benim için büyük bir detay. Dalga geçenin itinayla kellesi alınır.
Mutfak masasına oturup telefonuma gelen bildirimlere vesaire göz atarken bir yandan da nesquik yiyordum.
Onu da bitirdikten sonra annemlerle vedalaşarak şafak operasyonuna gider gibi daha güneş yeni yeni gökyüzünde yerini alırken, kargalar bile gözündeki çapağı temizlememişken evden çıktım.
Beynimin içinde "Bu benim kaderim bu benim" diyen amcanın sesi yankılanırken otobüs durağına doğru yürüdüm.
Neredeyse bir saatlik otobüs yolculuğumun ardından hastanenin oradaki durağa geldiğimizde kalabalıktan kaçmak için kendimi otobüsten dışarı öyle bir atmışım ki neredeyse amele sümüğü gibi yere yapışıyordum. Son anda dengemi sağlayıp hiç bozuntuya vermeden sanki az önce böyle bir rezillik yaşanmamışçasına hafızamdan silmeye çalışarak hastaneye yürüdüm. Bir yandan da sümüğümü çekmekle meşguldüm.
Sinüzitiniz varsa ve kış aylarındaysanız hayat gerçekten çok zor arkadaşlar. Beynimin içinde arka planda acıların kadınıyım şarkısı çalarken küçük Emrah misali hastaneye giriş yaptım.
Kızlara ait olan soyunma odasına gitmek için sağa döndüm ve kapıyı açtığım gibi karşımda Toprak Hocayı elinde önlükle şaşkın gözlerle bana bakarken gördüm.
Ben mal gibi ona bakarken o da "bu salağın burada ne işi var?" bakışları atıyordu.
"Hocam yerleri karıştırdınız gal-" derken etrafıma bakıyordum ki buranın erkeklere ait olduğunu fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hızlı ve Feraceli
Novela JuvenilHastanede staja başlayalı henüz bir hafta geçmişken bitkin bir halde elinizde çiğ köfte dürümünüzle, yanınızda tanımadığınız bir kızla asansöre bindikten sonra tam kapılar kapanırken içeriye silahlı bir adam girip; "Gençler zahmet olmazsa eller yuk...