Selamün aleykümm
bölüme geçelim'☆
¤ ¤ ¤
Asansörün kapıları kapanırken kafamda deli deli sorular dönüyor ve bir taraftan da adamı inceliyordu. Siyah tişört ve siyah kot pantolon giyen bu adam doğrudan yanımdaki turuncu ve kıvırcık saçlı kıza bakıyordu.Saçlarının kenarları kısayken, üstlerini jöleyle yukarı kaldırmıştı.
Bu adam kimdi?
Neden bize silah tutuyordu?
Neden çiğ köfte dürümü hala ağzımdaydı?
Ve havadaki elimde neden ayran duruyordu?
Rüya olmadığına emin miyiz? Son karar mı?
Yanımdakı turuncu ve kıvırcık saçlı kız sinirle konuşmaya başladı.
"Sen delirdin mi Fatih! Bu kadar mı senin sevgin? Ayrıca ne bu saçmalıklar ya sen ciddi misin?"
Bir dakika, neler oluyordu? Birisi bana da açıklama yapabilir miydi? Ağzımdaki çiğ köfte dürümüyle konuşmaya başladım.
"Noloğ oloyoğ? Aaa ağzomdon doşocok."
Ağzımdan salyaların akmaya başladığını gören adamla yanımdaki kız aynı anda bana döndü ve "Kes çeneni!" diye bağırdılar. Siz mi delisiniz, ben mi oğlum?
Tepem atmaya başlarken hâlâ havada olan ellerimi indirdim ve ağzımdaki dürümü elime aldım. Dudağımın kenarından akan salyayı da sildikten sonra sinirle onlara döndüm ve konuştum.
"Lan delirtmeyin beni! Asıl siz şu saçmalığı kesin. Daha yemek yiyeceğim ben!" diye bağırmamla adam sinirli suratıyla silahı gözüme gözüme sokunca olduğum yere yapışıp kaldım. Şimdi artislik taslamanın zamanı değildi ve yürek yememiştim. Ben bugün hiçbir şey yiyememiştim! İçim kan ağlarken adamla kıza geri döndüm. Bu ikisinin arasında kesinlikle bir şeyler dönüyordu.
"Beni bırakıp hiçbir yere gidemezsin Melek! Sen benimsin!"
Bir dakika, ne?
"Hadi ya tapum da sendeyse göstersene!" dedi kız bu sefer hiddetle. Kız ilkokul seviyesinde laf sokmuştu şu an. Bunun esprisini yapmak istesem de yeri olmadığını fark ettim.
Adam kıza bir şeyler diyecekken asansörün kapısının açılmasıyla yavaş yavaş sıvışmak için harekete geçtim. Adam kapının yarısından çoğunu kaplıyordu neredeyse. Tam ben kolunun kenarındaki o incecik boşluktan çıkmaya çalışırken yanımdaki turuncu saçlı kızı sırtındaki yakasından tuttuğu gibi beni de iteleyerek silahla bir muayene odasına doğru iteledi.
Acil bölümündeki herkesin bakışları bize dönerken birkaç kişi korkuyla çığlık atmış ve saklanmıştı.
Ayrıca kapıda güvenlikçi varken bu adam nasıl silahla girmişti? Güvenlikçi neden vardı o zaman ya? Acaba ben paramı alır giderim modunda mıydı?
Arkamdaki silah zoruyla ve etraftaki kimsenin birşey yapmaması sonucunda adam, kızla beni çift kişilik bir muayene odasına soktu. Odaya girdikten sonra kapıyı kapattı ve silahla bize oturmamızı işaret etti.
"Kapının anahtarını verin çabuk!" dedi sinirle ve telaşla adam. Bir yandan da silahını oraya buraya sallamayı ihmal etmiyordu.
"Bizde anahtar ne arasın manyak? Daha bir haftalık doktoruz biz, bilmem farkında mısın?" dedim ben de sinirle.
"Kes tatava yapmayı. Anahtarı verin lan!" diye bağırarak ağzındaki tükürükleri saçtı etrafa.
Iyy, iğrenç mahluk seni!
Benim daha hayallerim vardı ya, kuru kuruya ölmeyeyim Allah'ım ne olur. Biraz daha cennet için yatırım yapmam lazım!
"Anahtar bizde yok Fatih!" diyen kişi turuncu saçlı kızdı. Adam sinirle nefesini geri verirken odanın içine baktı ve sağ tarafta gördüğü dolaba yöneldi. Dışardan birkaç bağırma sesleri gelirken adam, yaklaşırlarsa bizi öldüreceğini söyleyip onların odaya girmesini engelliyordu. Sinirden boşalan ellerim titrerken, bacaklarımı da âni adrenalin yüklenmesiyle hissetmiyordum. Gözlerim dolarken elimdeki çiğ köfte dürümüne ve ayrana baktım. Bir çiğ köfte yememi de mi çok gördünüz lan bana!
Adam dolabı kapının önüne itelerken saf nefretle izledim onu. Yanımdaki kız olayın ciddiyetini kavramış olmalıydı ki titreyen sesiyle adamı ikna etme çabasına girişti.
"Fatih yapma ne olursun. Seninle konuştuk bunları ve iki medeni insan gibi nişanları attık. Şimdi bunları yaparak eline ne geçecek!"
Oha! Oha! Bir de nişanlılar mıymış?
Ardından aklıma televizyonda gördüğüm o haberler geldi. Sevgilisi ondan ayrıldı diye sinir krizi geçirip sevgilisini öldüren adamlar...
Gözlerim iyice dolarken ağlamamak için kendimi sıktım. Kendimle savaş verirken gözü dönmüş o adam cevap verdi yine tükürüklerini saçarak. Dolabı kapının önüne çoktan getirmiş ve girişi kapatmıştı.
"Olmaz! Ben bitti demeden olmaz ulan! Seni canımdan çok sevdim ben. Saçma sapan nedenlerle benden ayrılamazsın!" dedi kıpkırmızı suratıyla. Silahını da hâlâ bize tutuyordu ve sinirden oraya buraya sallıyordu. Aniden bassaydı o tetiğe, neler olurdu.
Kızın gözyaşları boynuna doğru yol alırken yalvarırcasına konuşmaya başladı. Korku onun vücudunu esir etmiş gibiydi. Az önce ben de dalgaya vuruyordum belki ama olayın gerçekliğini daha yeni kavrıyordum. O anki şokla cidden şaka olduğunu falan sanıyordunuz.
Düşünsenize hastanede staja başlayalı iki hafta olmuş. İlk nöbet gününüzün sabahında elinizde çiğ köfteyle asansöre bindikten sonra yanınıza bir kız daha biniyor. Tam kapı kapanacakken siyah giyinimli birisi elinde silahla girip "Gençler zahmet olmazsa eller yukarı!" diyor.
Siz böyle bir şey yaşasanız inanır mıydınız? Bak düşünürken bile böyle bir şey yaşayacağınıza ihtimal vermiyorsunuz çünkü çok saçma bir durum.
Kız ağlayarak ona yalvarmaya devam ediyordu ama adamda tık yoktu. Gözü dönmüştü bir kere. Merhamet kırıntısı bile yoktu. Acımasızca bakıyordu. Demek ki öyle çok acı çekmiş ki acımasız bir canavara dönüşmüştü fakat bize de böyle yapmaya hakkı yoktu.
"Fatih ne olursun sal bizi gidelim. İndir o silahını da konuşalım, bak elinden kaza çıkacak şimdi."
"Çıkmayacağız! Biraz daha duracağız. Senin aklın başına gelene kadar buradayız Melek."
Haha. Kamera nerede getirin de el sallayayım. Elimde olmadan sinir bozukluğuyla sesli gülerken ismini bilmediğim, beyni tükürükle dolu olan adam silahını bana doğrulttu.
"Kes sesini yoksa vururum seni ulan! Adam akıllı dur!"
Kalbim ağzımda atarken gülüşüm yavaşça yok oldu ve yerini göz yaşları aldı. Cidden şu an büyük bir sinir boşalması yaşıyordum.
Erkeklik yaptığını falan mı sanıyordu bu şimdi?
Eğer o elindeki silah olmasa bitmiştin oğlum sen! Sıkıyorsa silahsız gelseydin!
¤ ¤ ¤
Bölüm uzunlukları çok mu kısa sizce wkhdksj
Begendiniz mi kitabii
Diğer bölümlerde görüşmek üzere,
Allah'a emanet olun♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hızlı ve Feraceli
Novela JuvenilHastanede staja başlayalı henüz bir hafta geçmişken bitkin bir halde elinizde çiğ köfte dürümünüzle, yanınızda tanımadığınız bir kızla asansöre bindikten sonra tam kapılar kapanırken içeriye silahlı bir adam girip; "Gençler zahmet olmazsa eller yuk...