Dna testi

13.2K 527 48
                                    

Dün gece duyduklarımdan sonra bütün gece kafamın içini susturmaya çalıştım. Bir tarafım bunun harika bir şans olduğunu söylerken diğer tarafım insanlara güvenilmeyeceğini en yakınlarından bizzat öğrenmiş, bir daha da tatmak istemediğinden emindi.

Kalkıp mutfağa ilerledim. Çay demleyip birkaç küp peynir ve zeytini masaya koydum. Okul uniformamı giyinip evin kapısına doğru ilerlerken babamın seslenmesiyle duraksadım. Tamam bunu bekliyordum ama bu kadar erken değildi. 

"Bugün okula gitme

Seninle ufak bir işimiz var."  Ufak mı? Af buyur.

"Ben kahvaltı yapmaya gidiyorum şimdi sen de odana gidip yüzündeki morluğu kapatıyorsun. Anlaştık mı?"

Kafa sallamakla yetindim ve odama yöneldim. Aynanın karşısına geçip benim için rutin olan işlemi yaptım.

 Bütün morluklarım babam sarhoşken olmuştu. Aslında kendime itiraf edemesem bile uzun bir süre buna sığınmıştım. Ayıkken seviyor beni, sarhoşken kendini kaybediyor o yüzden böyle yapıyor. Düşüncesi bana iyi gelmişti.

Dış kapının önüne geldiğimde annem ve babamın beni beklediklerini gördüm. Annemin yüzündeki sevinç moralimi bozarken babamın rahatlığı canımı sıkıyordu. En sonunda dayanamayıp 

"Nereye gidiyoruz?" Diye sordum. Zaten her şeyin farkındaydım ama en azından beni ciddiye alıp ufak da olsa bir açıklama yapmaları gerekiyordu. 

Babam kısaca beni süzdükten sonra "hastaneye" diye kısa bir yanıt verdiğinde annemin heyecanlı bir şekilde lafa atlaması bir olmuştu.

"Doğumda karışıklık olmuş olabilirmiş. O yüzden gidiyoruz. Ama allah biliyor ya içimde çok büyük bir umut var" diye neşeli sesiyle tamamlayınca sustum. Hesap sormak, haykırmak, neden beni sevmediniz hiç diye bağırmak istesem de sadece sustum.

Özel Anday hastanesinin önüne geldiğimizde hızlıca arabadan indik. Danışmadan bilgi alıp doktorun odasına çıktığımızda gerginlikten ağlamak istiyordum. 

Babam önde biz arkada odaya girdiğimizde içerisinin kalabalıklığı benim tansiyonumu, şekerimi düşürecek cinstendi.

50 lerinde bir çift merakla bana bakarken, benden küçük olduğu belli olan ve ortalama benimle yaşıt gibi görünen 2 çocuk huzursuz gözlerle beni inceliyordu. Yan tarafta koltukta oturan kız bizim geldiğimizi görünce telefondan başını kaldırıp bize baktı.

"Hoş geldiniz çiçek hanım" diyen doktorla ona döndüm ve kısıkça "hoş buldum" dedim.

Doktor bey bu sefer herkese hitaben "Öncelikle çiçek ve seda hanımdan kan örnekleri alalım daha sonrasında hastanenin hatasından dolayı en geç 2 saate sonuçlar belli olur. Buyurun seda hanım ilk sizi alalım." Dediğinde odadakilerle en az derecede göz teması kurmaya çalışarak beklemeye başladım.

 Ne zaman streslensem yaptığım gibi tırnak etlerimle savaş verirken birden yanıma birisi oturup elleriyle ellerimi sarmaladı. Parmak uçlarımı hafifçe okşayarak gözlerime baktı. Kahverenginin en güzel tonuna sahip olan kadının gözlerinde kaybolmuş gibi hissederken bir yandan da bana ne kadar çok benzediğini düşünmekle meşguldüm.

"Yapma" dedi narin sesiyle "canını acıtıyorsun" tam o zaman silsilesi içerisinde anladım hiç anne sevgisini tatmadığımı.

Dna testi sonuçları kulağıma uğultu şeklinde gelse bile ben zaten emindim adını bile bilmediğim bu kadının benim annem olduğundan.

"Dna testi sonuçlarına göre Selim Anday ile Çiçek Ender arasında %99 oranında uyum bulunmaktadır"

ÇiçekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin