Varlığınla güzelsin

3K 231 8
                                    

Geniş arabanın içerisinde Çağlarla Emirin arasında otururken içimdeki heyecanı kontrol edemiyordum. Bugün okulun ilk günüydü. Kendimi birinci sınıfa yeniden başlıyormuş gibi hissediyordum.

"Güzelim" Deniz abimin seslenmesiyle arabanın dikiz aynasında gözlerimiz kesiştiğinde gülümsedim.

"Efendim abi"

"Heyecanlı mısın?"

"Evet, biraz"

Çağların telefonuna arka arkaya gelen bildirimlerle ona döndüğümde mesajları kontrol etmeden telefonunu uçak moduna almıştı. Hiç olmadığı kadar stresli gözüküyordu ve bu durum canımı sıkıyordu.

"Neden bakmadın? önemlidir belki"

Bana dönüp kısa bir süre suratıma baktığında konuşmaktan vazgeçmiş olacak ki kafasını iki yana doğru salladı. 

"Önemli değildi"

Üstelemedim. Belli ki okulla ilgili bir sıkıntı vardı. Belki de zorbalık görüyordu? bildiğim tek şey bana söylemek istese de söyleyememesiydi.

Çağların dediğini yapmaya karar verdim. Er ya da geç öğrenecektim zaten.

Araba durduğunda yavaşça arabadan indik. Okulun girişine doğru yürürken sırt çantamı omuzlarıma takıyordum. Bir anda sırtıma birisinin atlamasıyla bağırmıştım.

"ALLAHH"

"SELAAAMM"

Derinin bas bas bağıran sesi kulağıma dolduğunda istemsizce rahatlarken belimi kırıp kırmadığımı kontrol ediyordum.

"Yemin ediyorum ki kırdın belimi"

"Abart"

Benden ayrılıp çağlara sarıldığında ona destek olmaya çalışıyor gibi bir hali vardı. Bu mesele belli ki çok canımı sıkacaktı.

Çağrı ve Emir'le birinci katta ayrılırken biz üçüncü kata çıkıyorduk. Tek tük insanın bize bakması garibime gitse de bunu da üstelemedim.

Sınıfın kapısından içeriye girecekken elimden tutulmasıyla Çağlara döndüm.

"Beni endişelendiren göreceğin bu durum değil. Benim tek endişem sensin çiçek. Umarım sen de beni yargılamazsın"

Hiçbir şey söylemedim. Hiçbir şey söylemek dahi istemedim. Ellerimi hafifçe tutan parmaklarını sıkıca kavrayıp hafifçe arkama dönüp derine kafamla "Hadi girelim" işareti yaptım.

"Helaaaal bee" Derin'in şebekliğine hep birlikte gülerken sınıftan içeriye adımlamıştık bile.

Gözlerimle etrafı süzerken hafif hafif fısıltılar etrafı kaplamıştı. Çağlar beni arka sıraya yönlendirirken onu takip ettim. 

Sıraya yerleştiğimde sınıf yavaş yavaş dolmaya başlıyordu. İçim huzursuzdu ve bu huzursuzluğun sebebi yanımda küçüldükçe küçülen çocuktan başkası değildi.

İlk kez sınıfı incelemeyi bırakıp sıranın üstüne baktığımda kafamdan aşağıya kaynar sular dökülmüştü. Koskoca sıranın üstü kazınmış bir sürü hakaretle doluydu. 

Algılayamadım. Okuduğum her bir cümleyi her bir kelimeyi algılamakta zorlandım. Sıranın diğer tarafında yazılanlara da bakmak için sinirle çağların çantasını masadan attığımda çıkan tok sesten dolayı herkes bana bakıyordu.

"Akşam boş musun?"

"İBNE"

"Sikik ibne"

"Öldüğün günü görmeyi bekliyorum"

"Umarım bize de azmıyorsundur orospu evladı" 

Daha fazla okuyamayacağımı anladığımda sinirle sıradan kalktım. Bana yapılsa büyük ihtimal sessiz sakin oturup kabullenebileceğim bir şeyin ikizime yapılmış olması bütün dengemi alt üst ediyordu.

"Kim yaptı lan bunu" Sesim buz gibi çıkarken ben bile zar zor işitiyordum ne dediğimi.

"KİM YAZDI LAN BUNLARI" Bu sefer bağırdığımda arka dörtlü ayağa kalkıp önüme doğru gelmeye başladı.

"Siz mi yazdınız?"

"Diyelim ki evet biz yazdık, eee?"

"Neden? yoksa içinizde bastırdığınız duyguları başkası açık açık yaşıyor diye mi bu nefretiniz?..."

Önüne kadar gelip baştan sona onu süzdüğümde sınıftan çıt çıkmıyordu.

"Söyle bakalım kimden hoşlanıyorsun? Belki onun da gönlü vardır be güzelim"

"BANA BAK-"

Sınıfın kapısından giren çocuğun sesiyle herkes susarken,  Daha önce gördüğüm çocuğun derdini şimdi anlıyordum.

"Ne oluyor burada?"

Onu hiç duymamış gibi yaparken önümdeki çocuğa bir adım daha yaklaştım.

"Yoksa bu çocuk mu? Baksana sana bağırmama da karşı geldi..."

Bir önümdeki çocuğa bir de bize doğru yürüyen çocuğa bakarken en sinir bozucu gülümsemem dudaklarımı çerçeveliyordu.

"...Bence o da boş değil sana karşı"

"Orospuya bak"

Çocuğun üzerime yürümesiyle Çağların onu tutması bir olmuştu.

Boğazımı yırtacak kadar yüksek sesle bağırmaya başladığımda ben de dahil herkes şok olmuştu.

"SİZE ANDIM OLSUN Kİ BİR KİŞİ DAHA ÇAĞLARIN YÖNELİMİ HAKKINDA TEK BİR KELİME DAHA EDERSE ONUN BU DÜNYADAKİ EN BÜYÜK ZORBASI OLURUM"

Bir yandan bağırıyor bir yandan da sırayı sürükleye sürükleye çocuğun sırasının yanına götürüyordum.

"İKİZİME KARŞI TEK BİR KÖTÜ BAKIŞINIZI DAHİ GÖRÜRSEM SİZİ MAHVEDERİM ANLADINIZ MI BENİ?"

Sonunda sırayı onların sırasının yanına getirdiğimde üstü temiz olan sırayı kaptığım gibi yerime geri döndüm.

"Herkes haddini bilsin. Hayatta her boka karışmamanız gerektiğini öğrenin"

Sırayı yerine yerleştirdiğimde çağların kolundan tuttuğum gibi sınıftan çıkmam bir olmuştu. Artık açık açık konuşmanın vakti gelmişti.

ÇiçekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin