İyi okumalar!
Sana çıkıyor bu yollar
💌
Uyandığımda telefonum hemen yanımdaydı. Bugün sonunda eve gidiyorduk. Yataktan kalktım ve yatağımı topladıktan sonra elimi yüzümü yıkadım. Dün akşam yemeği yememiştim. O yüzden kahvaltıda baya bir şey yiyecektim.
Kahvaltıdan sonra yola çıkmıştık. Yol boyunca canım sıkılmıştı ama sonunda eve varmıştık. Eve çıktık ve eşyalarımızı yerleştirdik. Sonra ablam ani bir şekilde odama girip, "Ben Samet'in yanına gidiyorum. Sende gel. Hem orada Yunus var." Dedi. Ablam Yunus'u biliyordu. Bu yüzden sürekli imalarda bulunuyordu.
"Yok." Dedim ablama. Bugün üstümde bir yorgunluk vardı. Sadem ile konuşurduk belki hem.
Ablam ilk başta şaşırsada odamdan çıkmıştı. Bende yatağıma yayılıp elime telefonumu aldım. Sadem'den mesaj gelmişti.
Şıllık: E ne yapıyorsun?
Siz: Hiç öyle sen
Şıllık: Bende öyle kafedeyim.
Siz: Ne yapıyorsun ki orada
Şıllık: Ders çalışıyorum.
Siz: Anladım
Şıllık: Hem burada senin ablanda var. Yanında da şu aşık aşık baktığın çocuk ve abisi olarak tahmin ettiğim şahıs var. Tam karşı masamdalar.
Şıllık: Hatta şuan senin hakkında konuşuyorlar.
Siz: Ne diyorlar
Şıllık: Buraya gel, öğren.
Hemen yatağımdan fırladım. Adres sormalıydım.
Siz: Adres?
Şıllık: Sizin evin karşısında ki parkın içindeki kafe.
Tam ne giysem diye bakarken mesaj gelmişti.
Şıllık: Üstündekiler her neyse onlarla gel.
Şıllık: Yoksa masadaki şu aşık aşık baktığın çocukla konuşabilirim.
Of ya! Bu çocuk sürekli böyle tehdit mi edecekti. Hem belki özel kıyafetler giyiyordum. Nereden biliyordu?
Evden bu şekilde çıktım ve terliklerimi giydim. Nasıl olsa bu kombine sadece terlik yakışırdı. Çünkü üstümde kısa kollu siyah bir kazak, altımda ise bol kahverengi bir pantalon vardı. Saçım ise açıktı.
Kafeye vardığımda içeri girdim ve Sadem'in nerede olduğuna bakmak için gözlerimi gezdirdim ve buldum. Cam kenarında bir yerdeydi. Yan masada da ablam, Samet Abi ve Yunus vardı.
Ablam beni görür görmez "Kardelen gel gel." Dedi ve eliyle gelmemi işaret etti. Sadem ismimi duyunca başını kaldırdı ve bana baktı. Gerçekten de ders çalışıyordu.
Ablamın yanına gittim ve ayakta durdum. Ablam, "Otursana?" Dedi. Sadem'in olduğu masayı gösterdim ve "Arkadaşımın yanına geldim." Dedim. Ablam anlamasa da birşey demedi ve Samet Abi ile sohbetine devam etti. Yunus hâlâ bana bakıyordu. Ona bakmadan Sadem'in yanına geçtim. Eve gidince ablam sorguya çekecekti.
"Ne yapıyorsun kız." Dedim Sadem'e. Kafasını test kitabından kaldırdı ve bana baktı. Gözleri yine kıpkırmızıydı. Fazlasıyla bağımlı olmalıydı.
Sadem elini cebine attı ve birşey çıkarıp ağzına attı. Büyük ihtimal ile uyuşturucu olmalıydı. "Sadem, artık uyuşturucu kullanmamalısın. Aslında hiç kullanmaman lazımdı ama yapacak birşey yok. Bırakmam lazım. Sağlığın için."
Sadem bana baktı bir süre. Sonra birden, "Kardelen, sarılsana bana." Dedi. Gözlerinde ki yalvaran o duygu beni mahvetmişti.
Hemen sarıldım. Oda bana karşılık vermişti.
Kokusu çok güzeldi. Uykumu getiriyordu.
"Sadem, bana şarkı söylesene." Dedim onun gibi.
"Hep sana çıkıyor bu yollar
Nafile beni soruyorsan sorma
Boşyere buna kanmaZaman ödemez kefaretini
Sanma siler gidişini
Hiçbir söz dilinde dönen
Unutturamaz ihanetiniÖyle bir kader ki bu
Öyle bir ceza bana
Bin kere vursan da
Ölmek ölmemSon bir sözü varsa
Hayatın kollarına
Asla deme asla
Dönmem dönmem"